Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/187 E. 2022/368 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/187 Esas
KARAR NO : 2022/368

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 11/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —–plaka sayılı aracın, ————- tarihinde müvekkiline—-
sayılı araca çarpması sonucu trafik kazası meydan geldiği, bu kazada davalı sigortalı aracın %100
kusurlu bulunduğu ,—- eksper tarafından tespiti yapılan hasar onarım bedelinin—-olduğu, taraflarınca davalı sigortaya 11.06.2020 tarihinde ihtarname gönderildiği, kanun gereği 15 günlük süreye rağmen ödemeyi yapmadığı ileri sürülerek davalarının kabulü ile şimdilik 100 TL hasar onarım bedeli, 10 TL değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber tazminatın tahsili talep ve dava edilmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olup
reddinin gerektiği , Karayolları Trafik Kanununun 93. maddesi gereği— genel şartlarının, teminat tutarları ile tarife ve talimatlarının —- bağlı
bulunduğu—Resmi Gazetede yayımlandığı, böylece — kanundan aldığı—genel şartlarını belirlediği , Sigortacılık
Kanunu’nun Sigorta Sözleşmeleri başlıklı 11. Maddesi birinci cümlesinde “Sigorta sözleşmelerinin
ana —- onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan
genel şartlara uygun olarak düzenlenir.” ifadesi ile yapılacak sözleşmelerin (poliçeler) genel
şartlara uygun olmak zorunda olduğu, davacı tarafın zararının genel şartlara olarak giderildiği, ekte sundukları eksper raporuna göre davacı tarafa 17.07.2019 tarihinde 5.346,64 TL ödendiği, davacının zararının tamamen karşılandığı, davacı tarafın TTK gereğince yükümlülüklerini yerine
getirmediği, müvekkili şirketin bilgi almasını engellediği , bu nedenle gerçek zararın tespiti ile trafik sigortası genel şartları hükümlerine göre yapılacak hesaplamanın üzerinde kalan zararın reddinin gerektiği , Türk Ticaret Kanununun “Sigortacının zarar —yer alan 1479. Maddesinde: “Sigortacı, zarara sebep olan olayın ve zarar miktarının belirlenmesi amacıyla, zarar görenden bilgi isteyebileceği, zarar görenin, sağlanması ihtimali
bulunan ve istenilmesi haklı görülebilecek ilgili tüm belgeleri sigortacıya vermek zorunda olduğu, zarar
görenin bu zorunluluğa uymaması hâlinde, durumun zarar görene yazılı bildirilmiş olması kaydıyla, sigortacının sorumluluğu, zorunluluk yerine getirilmiş olsaydı ödemek zorunda kalacağı
miktarla sınırlıdır.” hükmü olduğu, bu nedenle — rayiç değer çalışmasının yapılamadığı,
eşdeğer parça ve onarımda indirim yapılamadığı, tutarların buna göre belirlenmesi gerektiği, Trafik Sigortası Genel Şartları B.2 maddesinde yer alan 2 gün içinde bildirim yapılması şartı
gereğince, başvuru sahibine ilgili hususa ilişkin bilgilendirme de yapıldığı, belgelerin ekte olduğu,
dolayısıyla parça ve işçilik bedellerinin yüksek oluşundan ve — kullanımından
kaynaklanan fahiş hasar bedelinden sorumlulukları bulunmadığı, bu sebeple davacının fahiş
taleplerinin reddinin gerektiği, kabul anlamına gelmemek üzere başvuru sahibinin gerçek zararının
tespiti için Bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, yalnızca fatura ve makbuzlar üzerinden
yapılan tespitin kabul edilemeyeceği, yapılacak bilirkişi incelemesinde; aracın tamirinin ekonomik
olup olmayacağı ve pert olarak değerlendirilmesi halinde ödenecek tutarın da belirlenmesi
gerekmekte olduğu, aracın pert olarak değerlendirilmesi halinde —- hususunda açık bir
hüküm bulunması gerektiği, kabul manasında olmamak üzere, müvekkili şirket söz konusu zarardan azami olarak poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu, faizin yasal faiz,
başlangıç tarihinin de dava tarihi olması gerektiği talep edilmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi heyet raporu, dosyaya gelen müzekkere cevapları, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle davacının aracında meydana gelen hasar ve değer kaybı bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsiline ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların vaki davete karşın sulh olmaması ve arabuluculuğa başvurmak istememeleri nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında deliller toplanıp incelenerek tahkikat tamamlanmış, karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son beyanları alınmıştır.
Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olayda; uyuşmazlığın temelinin, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta oluşan hasarın ve değer kaybının meydana gelip gelmediği ve zarar miktarı üzerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda taraf beyanları alınmış ve gösterilen delileri toplanıp, tüm usulü işlemler yerine getirilerek dosya kusur, hasar ve değer kaybı ile sorumluluğa ilişkin rapor düzenlemesi için resen seçilen trafik bilirkişisi ve makine mühendisi bilirkişisi heyetine verilmiştir.
Kusur konusunda trafik bilirkişi —- Mühendisi bilirkişisi —- tarihli raporlarında özetle; Sürücü —— kazanın meydana gelişinde % 100 asli kusurlu olduğu, sürücü —— kazanın oluşumunda kural ihlalinin olmadığı, aracın hasar onarım maliyetinin 9.915,19 TL olacağı, genel şartlara göre değer kaybı oluşmadığı, Yargıtay içtihatlarına göre yapılan piyasa araştırması ile kaza sebebiyle araçtaki değer kaybının 3.200 TL olacağı, davacının oluşan —- tutarındaki tazminatı, karşı tarafın %100 kusuru nedeni ile %100 oranda (tamamen) tazmin edebileceği, sigortanın 17/07/2019 tarihinde yaptığı 5.346,24 TL düşüldükten sonra kalan tazminat tutarının —- poliçe — olduğu ve tutarın poliçeden karşılanabilir olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerini tebliğ edilmiş ve beyan ve itirazları da alınıp değerlendirilmiştir. Mahkememizce öncelikle dosyada mevcut kaza tespit tutanağı, araçların niteliği, bilirkişi raporu ve olayın meydana geliş şekli ve sonucunu göre davanın ve uyuşmazlığın temelini oluşturan trafik kazasında kusurun birden çok kural ihlali yapmak suretiyle kazaya neden olduğu anlaşılan davalı sigorta şirketinin sigortalısı sürücüde olduğu kabul edilmiştir. Kaldı ki davalı sigorta şirketinin de yapmış olduğu kısmi ödemeye bağlı olarak zımnen kusur ve hasarı kabul ettiği de değerlendirilmiştir.
Hasar bedeli bakımından bilindiği üzere haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle tazminat sorumluları, zarar görenin gerçek zararını tazmine mecburdur. Bu kapsamda günümüzde —- bağımsız olarak hasar ve değer kaybına ilişkin miktarların esasen net olarak belirlenmekte olduğu ve bu belirlemenin somut olayda çok açık bir şekilde yapıldığı ve alınan bilirkişi raporuyla da teyit edildiği anlaşılmıştır. Sigorta şirketinin ödemiş olduğu miktarın düşüldükten sonra gerçek hasar bedelinin toplam 4.568,95 TL olduğu görülmüştür.
Değer kaybı bakımından—— nedeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki — bulundurularak yapılacak hesaplamaya göre aracın kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark, değer kaybı olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda mahkememizce dosyada mevcut kaza tespit tutanağı ve araç fotoğraflarına göre araçta meydana gelen hasar ve onarım göz önüne alındığında değer kaybının kaçınılmaz olduğu inancı oluşmuş bilirkişinin raporunda tespit ettiği 3.200,00 TL değer kaybı bedelinin dosya münderecatına göre uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu benimsenmiştir. Binaenaleyh davacının kaza tarihi itibariyle kaza nedeniyle hasara ve değer kaybına —aracın maliki olduğu, davalı sigorta şirketinin—- aracın —- olduğu, böylece davacının TBK 49, KTK91/1, 85/1-son maddeleri ve — Genel Şartlarına, TMK 6 maddesi ve HMK 190. Maddesi nazarında davasını ispat ettiği ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatiyle yapılan ıslah ile hasar bedeli ve değer kaybına ve miktarına ilişkin benimsenen bilirkişi raporu da gözetilerek davanın kabulü ile— tazminatın (4.568,95 TL hasar onarım bedeli ve —değer kaybı bedeli olmak üzere) — tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —— kaydına da karar verilmek suretiyle HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
— tazminatın (4.568,95 TL hasar onarım bedeli ve 3.200,00 TL değer kaybı bedeli olmak üzere) 24/06/2020 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 530,70 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 59,30 TL ile 130,79 TL tamamlama harcın mahsubu ile bakiye 340,61 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-) Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı 59,30 TL peşin harç, 130,79 TL tamamlama harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 63,00 TL posta ve dosya masrafı ve 1.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.620,89‬ TL yargılama giderinin davalıda alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte——- nispi/maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile— —- arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak — irad kaydına,
6-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.