Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/164 E. 2023/818 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/164
KARAR NO : 2023/818

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 21/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … —- Şirketinin yapı inşa faaliyetleri ile meşgul olduğunu, davalı …’nın davacı şirketin %20 oranında pay sahibi olduğunu, davalı tarafından herhangi bir hukuki sebebe dayanmaksızın ortağı bulunduğu davacı aleyhine—-. İcra Müdürlüğünün—–dosyasından 17.06.2020’de hiç bir hak ve alacağı bulunmamasına karşın 600.000,00 TL bedel ve bu bedele işlemiş faiz ile birlikte toplam 650.449,00 TL takip talepli ilamsız icra başlatmış olduğunu, yapılan takibin usulsüz tebligatlarla kesinleştirildiğini, buna ilişkin olarak —-. İcra Hukuk Mahkemesinde —– sayılı dosyasından icra memur muamelesinin şikayet edildiğini, yargılamanın devam ettiğini, ayrıca davaya konu icra dosyasından davacıya ait yegane gayrimenkul olan—– Mahallesi, 273 Ada, 1 Parsel, —–blokta kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, taşınmazın satışı için ——. İcra Müdürlüğünün —– talimat sayılı dosyasından cebri satış istendiğini, davacının icra dairesinden gelen satış ilanının şirket ortaklarına tebliğ edilmesi üzerine durumdan haberdar olduğunu, davalı şirket ortağının COVİD-19 sürecinde şirket merkezinin kapalı olduğu dönemi fırsat bilmek suretiyle takibi kötü niyetli olarak açmış ve kesinleştirmiş olduğunu, bilgileri verilen davacıya ait taşınmazın 02/03/2021 tarihinde anılan icra dosyasından ihale edilmiş bulunduğunu,——. İcra Hukuk Mahkemesinin—— sayılı dosyasından ihalenin feshi davası açılmış olduğundan ihalenin henüz kesinleşmemiş bulunduğunu, şirket ortağının alacak iddiasını ileri sürdüğü davaya konu ilamsız takipteki ödeme emrinin hiçbir alacak açıklaması içermediği haksız ve kötü niyetli takibin amacına ulaşmaması adına huzurdaki davayı ikame etme zaruretinin hasıl olduğunu, takip açıklamasında alacağın herhangi bir senede dayandırılmadığı, davacıdan herhangi bir alacağı bulunmadığından böyle bir senedin veya delilin varlığının da söz konu olamayacağını, huzurdaki davayı açmakta davacının temel amacının mezkur icra dosyasında zikredilen borcun yokluğunun tespiti olduğunu, her ne kadar davacı tarafından açılmış bulunan ihalenin feshi davası sebebiyle ihalenin kesinleşmediği, bu sebeple davalı tarafın anılan ihale bedelini icra dosyasından çekemeyeceği, ancak ihalenin feshi davasının reddedilmesi halinde taşınmazın bedelinin davalı tarafça icra dosyasından çekilmesi söz konusu olabileceğinden ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle takibin durdurulması veya ihale bedelinin davalıya ödenmemesi ve icra dosyasına girecek bedellerin davalıya ödenmemesi yönünde bir karar verilmesi zaruretinin hasıl olduğu, bu şekilde huzurdaki davanın istirdat davasına dönüşme ihtimalinin de önüne geçilmiş bulunacağını, aksi halde davacı şirkette var olan %20 oranındaki hissesi dışında hiç bir mal varlığı bulunmayan davalıdan istirdat suretiyle davacının alacağının tahsilinin de mümkün olmayacağını, davacı tarafından ticari davalarda dava şartı olan arabuluculuk şartının yerine getirildiğini beyan ederek, talebin kabulü ile davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan—–. İcra Müdürlüğünün —–Sayılı dosyasından haksız ve hukuki mesnedi bulunmayan takibin öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle durdurulmasına, akabinde davacının davalıya takip sebebiyle herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine, %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …—- davacıdan alacağına istinaden—–. İcra Dairesi ——. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattığını, icra müdürlüğünün tespit ettiği şirket adresine gerekli tebligatlar yapılarak satış işlemi gerçekleştirildiğini, usule uygun olarak gerçekleştirilen satışa karşın haksız açılan davanın hukuki mesnetten yoksun bulunduğunu, davalının, davacının yapı ve inşaat işlerinde faaliyet gösteren —– şirketinin 5 ortağından biri olduğu, şirketin —–İlinde 5 Adet villa yapma saiki ile kurulmuş bulunduğunu, davalının şirketten pay alacağına istinaden —–İcra Dairesinde —– sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattığını, akabinde İİK gereğince icra takibinin şirketin—– kayıtlı adresine tebliğ edildiğini, daha sonra satış işlemleri için aynı adrese kıymet takdiri raporu ve satış ilanının tebliğ edildiğini, davacı tarafından icra takibine herhangi bir itiraz olmadığını, davaya konu icra takibinin şirketin —– ilçesinde yapmış olduğu 5 adet villanın payına karşılık gelen miktarı için açıldığını, şirketin kurulum amacı olan 5 adet villanın inşaatını gerçekleştirdiğini, şirket ve toprak sahibi arasında imzalanan sözleşmeye istinaden bu villaların 2 tanesinin toprak sahibinin uhdesinde 3 tanesinin ise şirketin uhdesinde kaldığını, şirket uhdesinde olan 3 adet villanın 2 tanesinin satıldığını, ancak pay sahibi davalıya hak ettiği payın davacı tarafından ödenmemiş bulunduğunu, davalının diğer şirket ortakları sürekli tarafından oyalandığını, hak ettiği meblağın kendisine verilmesini engellediğini, davalının alacağı olan meblağı tahsil etmek amacıyla açtığı icra takibinden dolayı satışı yapılan taşınmazın paraya çevrilmesini engellemek amacıyla haksız ve mesnetsiz şekilde ihtiyati tebdir talep edildiğini, davacının daha önce —–İcra Hukuk Mahkemesinde tebligatın usule aykırı yapıldığı ve—–. İcra Hukuk Mahkemesinde kıymet takdirinin tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla ihtiyadi tedbir talebiyle davalar açtığını, ancak her iki mahkemede de haksız açılan hukuki mesnetten yoksun tedbir taleplerinin reddedildiğini, takipten sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, davacının iddia ettiği davalının şirketten alacağı olmadığına ilişkin beyanların tümüyle isabetsiz ve dayanaksız olduğunu, davalının şirket ve yetkilileri tarafından mağdur edildiği ve hak ettiği payını alamadığını, davalının ortağı olarak hak ettiği meblağı şirketten tahsil etmek amacıyla icra takibini açtığını, usulüne uygun yapılan tebligatlar neticesinde satış işleminin gerçekleştiğini beyan ederek haksız ve mesnetsiz davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Deliller
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
—–Tapu Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—–. İcra Dairesinin——-esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.—– İcra Hukuk Mahkemesinin—— esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.—- İcra Dairesinin—— esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—– İcra Hukuk Mahkemesinin——esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—–. İcra Hukuk Mahkemesinin —–esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
——yazılan müzekkere cevapları dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi, bankacı bilirkişi ve ticaret hukuku öğretim üyesi nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, ——. İcra Dairesinin ——esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibe konu alacağın varlığı ve miktarı ile temerrüt olup olmamasına da bağlı olarak işlemiş faiz miktarının ne olduğunun aydınlatılmasına yönelik menfi tespit davasıdır.Başlangıçta heyet olarak yargılaması yürütülen iş bu dosya, yapılan kanun değişikliğine bağlı olarak 25.09.2023 tarihli ara karar uyarınca üye hakim uhdesine tevdi edilmiştir.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir.
Dosyada, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi ara kararla değerlendirilmiştir.
Dosya, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak mali müşavir bilirkişi, bankacı bilirkişi ve ticaret hukuku öğretim üyesi nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 29.08.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre, istenen evrakların heyete eksik verilmesi, yerinde inceleme yapılamaması, resmi defterlerin tasdik bilgilerininin verilmemesi ve verilen eksik belgelerin dahi yevmiye defteri ile uyumlu olmamasına bağlı olarak, uyuşmazlık konusu icra dosyası üzerinden yapılan takibe konu alacağın varlığı ve miktarı ile temerrüt olup olmadığı hususu ve varsa da işlemiş faiz miktarının ne olduğunun aydınlatılmasının tümüyle bu konudaki belge, bilgi ve dokümanların eksiksiz alınması ve incelenmesine bağlı olmasına karşın bu talebin yerine getirilememesi nedenleriyle görüş oluşturulamadığı, kar payı yönünden yapılan değerlendirmelerde ise, dosya kapsamında yapılan incelemelerde, davacı … —– kar payı dağıtımına ilişkin aldığı bir karara rastlanılmadığı, bu bakımdan davalı …”5 adet villanın yapımından şirketin uhdesine kalan 3 villanın 2 tanesinin satışından alacağı pay”a ilişkin bir dayanak bulunamadığı, yine kar payı avansı dağıtımı yönünden yapılan incelemelerde, kar payına ilişkin değerlendirmelerde de işaret edildiği üzere, dosyada mevcut bilgi ve belgeler arasında şirketin kar payı ya da kar payı avansı dağıtımı yönünde aldığı bir karara rastlanılmadığı, bununla birlikte hükmedilen karar doğrultusunda, verilen görevin eksiksiz tamamlanmasını sağlayacak, belge, bilgi ve dokümanların heyete teslim edilmesinin temini halinde gereğinin yerine getirilebileceği kanaat ve sonucuna varıldığı rapor edilmiş olup, rapora itirazların aydınlatılması amacıyla aynı bilirkişiden ek rapor alınmış, itirazlar irdelenerek sunulan ek rapora göre, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve kanaatleri ile kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu,—–yazı ekinde bir CD gönderip, ismini beyan ettiği şahıslara ait hesapların dökümlerini CD ortamında sunmuş olup, CD’nin çözümlenmesi taraflarınca yapıldığı, CD’de —– hesaplarının yer aldığı, sözü edilen yazıda —– anılan dönemlerde hesap hareketinin bulunmadığı bilgisine yer verildiği, yapılan incelemelerde, anılan hesapların şahısların şahsi hesapları olduğu, maaş ya da fatura ödemelerinin gerçekleştiği, ya da küçük çaplı tasarruf hareketlerinin olduğu hesaplardan oluştuğu, firmanın hesabının ise en yüksek tutarı cari işlemler için 45.000 lira para yatırılan bir işlemi içerdiği, bunun dışında huzurdaki dava ve takip dosyasını ilgilendirecek hiçbir hareket barındırmadığı, gelen yazı cevapları arasında, anılan şirket ya da kişilere ait hesapların nezdlerinde varolduğunu bildiren bankalar——olup; bu bankaların göndermiş olduğu hesap ekstrelerinin huzurdaki dava ve takip dosyası ile ilgili hiç bir husus içermediği, kişilerin ya da şirketin (sadece —— cari hesapları olduğu, fatura ödemesi, bireysel kredi vb. işlemleri içerdiği, bankaların bir kısmındaki hesapların anılan dönemlerde hiç hareket görmediği, hatta bir kısmının kapalı olduğu, gelen belgelerde yer alan hesaplardaki işlemlerin huzurdaki dava ve takip dosyası ile ilişkilendirilmesinde, —–. İcra Dairesinin—— Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibe konu alacağın varlığı ve miktarı ile temerrüt olup olmamasına da bağlı olarak işlemiş faiz miktarının ne olduğunun aydınlatılmasına yönelik” bir değerlendirme yapılmasına temel oluşturamayacağı kanaatine varıldığı rapor edilmiş olup, sunulan bilirkişi kök ve ek raporlarının bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, davacı şirketin kar payı dağıtımına ilişkin aldığı bir karara rastlanılmadığı, bu bakımdan davalının “5 adet villanın yapımından şirketin uhdesine kalan 3 villanın 2 tanesinin satışından alacağı pay”a ilişkin bir dayanak bulunamadığı, bankalardan gelen cevabi yazılardan da anlaşıldığı üzere takibe konu icra dosyası ile ilişkilendirilecek herhangi bir alacak bulunmadığı, takibin dayanağının kar payı alacağı olmasına bağlı olarak, davalının davacıdan herhangi bir alacağı bulunmadığı kanaatinin mahkememizde hasıl olduğu, davacının davasının sübut bulduğu anlaşılmakla, davacının haklı davasının kabulüne, —–.İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı icra dosyası ile davacı aleyhine başlatılan takip yönünden davacının davalıya 650.449,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan her ne kadar davacı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de, yasal koşullar oluşmadığından talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, —–.İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı icra dosyası ile davacı aleyhine başlatılan takip yönünden davacının davalıya 650.449,00 TL borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-İİK 72/5 maddesindeki yasal şartlar oluşmadığından davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 44.432,17 TL harçtan peşin alınan 10.246,50 TL ve tamamlama harcı olarak alınan 861,55 TL harcın toplamı olan 11.108,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 33.324,12 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan peşin alınan 10.246,50 TL ve tamamlama harcı olarak alınan 861,55 TL harcın toplamı olan 11.108,05 TL harç gideri, 4.200,00 TL bilirkişi ücreti, 137,45 TL posta masrafı olmak üzere toplam 15.445,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 97.062,86 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı şirket yetkili, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. E -duruşmaya son verildi.