Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/16 E. 2023/238 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/16 Esas
KARAR NO : 2023/238

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/01/2021
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketi nezdinde—- numara ile sigortalı olan—–plakalı aracın diğer davalı —–sevk ve idaresinde iken 21.12.2016 tarihinde yaya olan müvekkiline çarptığını, kazada sürücünün kusurlu olduğunu, kazadan sonra müvekkilinin %40 oranında sakat kaldığını, araç sürücüsünün yargılama sonucunda mahkum olduğunu, davalı sigorta şirketi ile süresi içerinde yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalı —– tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu—–plakalı araç müvekkili şirkette —- poliçe no ile trafik sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, manevi tazminat ve tedavi giderlerinin teminat dışı olduğunu, kusur raporunun alınması gerektiğini, sürekli sakatlığın rapor ile ispatlanması gerektiğini, zarar tespitinin aktüerya tarafından yapılması gerektiğini, olaya ilişkin uygulanması gerken faizin yasal faiz olduğunu, davanın aracı işletenine ve sürücüsüne ihbarı gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı —— usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı taraf davaya cevap vermemiştir.Davalı sigorta şirketi vekili tarafından davanın ihbar edilmesi talebinde bulunulmuş, ihbar olunana HMK 61 ve devamı maddeleri uyarınca gerekli tebligatlar yapılmıştır.
Deliller
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
—– yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—— Mudürlüğüne yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
——yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Sosyal ekonomik durum araştırmaları için ilgili Emniyet Müdürlüklerine yazılan müzekkere cevapları dosya arasına alınmıştır.
—— Hastanesine yazılan müzekkere cevapları dosya arasına alınmıştır.
——sayılı dosyasının kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—— raporları dosyaya sunulmuştur.
Trafik kusuru konusunda uzman bilirkişi ile aktüer bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 21.12.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davalı şirket nezdinde sigortalı bulunan diğer davalı—– sevk ve idaresindeki ——plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucu davacı yönünden HMK 107.maddesi uyarınca açılmış geçici, kalıcı iş göremezlik ve tedavi giderlerine yönelik her iki davalı bakımından maddi tazminat davası ile davalı——bakımından 30.000 TL manevi tazminat davasıdır.Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, gelen müzekkere cevapları ve taraflarca sunulan deliller hep birlikte değerlendirilmiştir.08.06.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında;
“…HMK 31 maddesine göre hakimin davayı aydınlatma görevi gereği dava dilekçesinde maddi tazminat kalemleri hususunda yeterli açıklık bulunmadığından davayı aydınlatma kapsamında davacı vekilinden soruldu.Davacı vekili beyanında: Dava dilekçesinde talep etmiş olduğumuz maddi tazminat kalemleri geçici ve kalıcı işgöremezlik ile tedavi masraflarına ilişkindir, davamızı bu şekilde açıklıyoruz dedi. Beyanı okundu imzası alındı.
Davacı vekili
…”
Şeklinde HMK 31 maddesi uyarınca, maddi tazminat kalemleri yönünden dava aydınlatılarak yargılamaya devam olunmuştur.Yargıtay —–. Hukuk Dairesi’nin 11/03/2021 tarihli,—-karar sayılı ilamında;”…haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp iddiasında; —-İhtisas Dairesi veya —– bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğunu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi;-11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü,
-11.10.2008–01.09.2013 arası Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği,- 01.09.2013–01.06.2015 arası Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği,
-01.06.2015–20.02.2019 arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, ile Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik
-20.02.2019 tarihinden sonrası için Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.” belirtilmiştir.
Dosya, maluliyetin tespiti amacıyla ATK’ya gönderilmiş, 28.01.2022 tarihli, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen raporda, davacının vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren üç aya kadar uzayabileceği rapor edilmiş, rapora itirazlar üzerine, varsa, dosyaya sunulan diğer maluliyet raporları ile arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosya —– Üst Kuruluna gönderilmiş, 11.08.2022 tarihli, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen raporda, yaralamanın, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, davacının vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren üç aya kadar uzayabileceği belirtilmiş,—–Kurulu tarafından hazırlanan raporun diğer diğer —- raporu ile aynı doğrultuda olduğu anlaşılmış, raporların, yukarıda anılan güncel içtihata göre, uygun yönetmelik esas alınarak yöntemince düzenlendiği anlaşıldığından——raporlarına itibar etmek gerekmiştir.Dosya, trafik kusuru konusunda uzman bilirkişi ve sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; 08/01/2023 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, sigorta poliçesi, hasar dosyası,—–raporu ve ibraz edilen deliller ışığında, —- plakalı araç sürücüsü davalı —— 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47/d maddesini ihlal etmesi sebebiyle kazanın meydana gelişinde %25 oranında tali kusurlu olduğu, yaya olan davacının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 68/3 maddesini ihlal etmesi sebebiyle kazanın meydana gelişinde %75 oranında asli kusurlu olduğu, davacının meydana gelen kaza sebebiyle maluliyetinin bulunmaması sebebiyle sürekli iş göremezlik hesabı yapılmadığı, davacının —–kaydına ve kusur durumuna göre hesaplanan üç aylık geçici iş göremezlik tazminatının 1.289,89 TL olduğu, —— tarafından davacıya 2.361,50 TL geçici iş göremezlik tazminatı ödemesine bağlı olarak, davacının bakiye geçici iş göremezlik alacağı bulunmadığı rapor edilmiştir.Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunun bu yönleriyle hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunması sebebiyle yeni bir rapor alınması cihetine gidilmeyerek, maluliyet oluşmayan yaralama olayına bağlı olarak davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği, yine davacının bakiye iş göremezlik alacağı da bulunmadığı, bu hali ile her iki davalı aleyhine açılan maddi tazminat davasının sübut bulmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının ayrıca manevi tazminat talebi de mevcuttur.
Manevi tazminat konusunda belirtmek gerekir ki; Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmıştır. Türk Borçlar Kanunu m. 56 gereği de ; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Manevi tazminat sade bir ifade ile, zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir—–Manevi tazminatta zarar, kişinin iç huzuru ve manevi bütünlüğüne yapılan saldırının mecazi ifadesidir(——Manevi tazminata hükmedilirken uygulamaya 22/06/1966 gün —– sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki (Belirtilmelidir ki; Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları konularıyla sınırlı, sonuçlarıyla bağlayıcıdırlar, bkz: 2797 saıyılı Yargıtay kanunu m. 45;”İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.)ilkeler ışık tutmaktadır. Manevi tazminat uygulamadaki yerleşen ilkeler ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları da gözetilerek, hakimin takdirinde bir husustur. Mahkemeler kanunen kendilerine tanınan takdir haklarını dikkatlı kullanmalıdırlar. Takdir yetkisi, kanun koyucunun bilerek ve isteyerek, yani bilinçli olarak bıraktığı kural-içi (intra legem) boşlukların; hukuk kurallarını uygulamakla yükümlü olanlarca, olaylardaki özelliklerle toplumdaki ahlâkî düşünceler, hukukun birliği, takdir yetkisini tanıyan kuralın amacı, sosyal adalet gibi hususlar göz önünde tutularak ferdîleştirilip doldurulması yetkisidir. Hukukî niteliği bakımından, MK. m. 4’de tanınmış olan bu yetki, kural-içi boşluğu doldurup doldurmamak bakımından yargıca bir « s e r b e s t i » (ihtiyar) vermemiş; tersine, bir ödev yüklemiştir. Gerçekten, MK. m. 4’e göre, «hâkim … hükmeder». Bu ibareden ödev niteliği kolaylıkla anlaşılmaktadır. Şu halde, hakim, takdirle ilgili şartların gerçekleşmesi halinde, takdir yetkisini kullanmakla yükümlüdür. Aksi takdirde, hakkın dağıtımından kaçınmış olur(—–Mahkememiz anılan hususların da farkında olarak, dosyaya dönüldüğünde, Manevi tazminatın amaçlarından biri caydırıcılık olmakla beraber diğeri manevi tatmin duygusudur. Manevi tazminat miktarı amacından çıkacak şekilde, tarafın maddi olarak çöküşüne neden olacak miktarda da olmamalıdır. Davacı tarafın sebepsiz olarak zenginleşmesine neden olmayacak, zarara uğrayanda manevi huzur doğuracak ve hükmedilecek tazminat miktarının cezalandırmaya veya malvarlığına ilişkin bir zararı gidermeye yönelik olmayacak şekilde olmasının Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul edilmiş olduğu, iş bu davada manevi tazminat talebinin tamamının kabul edilmesinin davalıların ekonomik olarak çöküşüne sebep olacağı, tüm hususlar, yukarıdaki açıklamalar, 22/06/1966 gün—-sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki (Belirtilmelidir ki; Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları konularıyla sınırlı, sonuçlarıyla bağlayıcıdırlar, bkz: 2797 saıyılı Yargıtay kanunu m. 45;”İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.) ilkeler göz önünde tutarak, davacının, yaralama sebebiyle üç ay iş göremez hale geldiği, alınan kusur raporuna göre davacının olayda asli ve %75 kusurlu olması bir bütün olarak değerlendirilip hükümde gösterildiği şekilde davalı —— aleyhine açılan, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, kazaya neden olan araç ticari araç olmayıp hususi araç olduğundan yasal faize hükmetmek gerekmiş, davalı yönünden 21.12.2016 kaza tarihinde temerrüdün gerçekleştiği kabul edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Her iki davalı aleyhine açılan maddi tazminat davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Davalı—— aleyhine açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile toplam 5.000,00 TL’nin 21.12.2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —— tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 341,55 TL harçtan peşin alınan 529,41 TL harcın mahsubu ilearta kalan 187,86 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Manevi tazminat davası yönünden yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Maddi tazminat davası yönünden davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 10 uyarınca 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı—– tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat davası yönünden davalı —–kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 10 uyarınca 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı —— verilmesine,
9-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.