Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/14 E. 2022/145 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/14 Esas
KARAR NO: 2022/145
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2020
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin inşaat altyapı sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının müvekkilinden makina ve yedek parça satın aldığını, davalının müvekkil şirkete — borcu bulunduğunu, bu nedenle —- icra takibi başlatıldığını, davalının yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiğini, arabuluculuğa müracaatın da anlaşmazlıkla sonuçlandığını, yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olduğunu, sözleşmenin ifa yerinin müvekkil şirketin adresinin — olması nedeniyle —- Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, basiretsiz bir tacir olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, taraflar arasında ticari ilişki olduğunun davalının bağlı bulunduğu vergi dairesinde kayıtlı olan—— da anlaşılacağını, bu sebeplerle davaya konu icra dosyasına yönelik itirazın —- asıl alacak yönünden iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davaya konu icra takibinde hem borca hem de yetkiye itiraz ettiğini, davacı ile aralarında cari hesaptan kaynaklı herhangi bir borcu bulunmadığını, akdi ilişki müvekkili tarafından kabul edilmediğini, bu nedenle alacaklı borçlu ikametgahında takip yapabileceğini, bu nedenle yetki itirazından davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkisinden kaynaklı borcun çok önceden bittiğini, müvekkilin kendisine ait olan —- bedelle davacıya sattığını, müvekkili sayesinde bir çok kişi ile ticari ilişkiye girdiğini, en son elden — ödeyerek geçmişe daire bir borcu kalmadığını, buna ilişkin tanıklarının da bulunduğunu, borcu olmayan müvekkilinin icra takibine yaptığı itirazın haklı olduğunu, işbu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Deliller
Tarafların —– dosya arasına alınmıştır.
— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.
—yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
—-Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat cevabı dosya arasına alınmıştır.
SAFAHAT
Mahkememizin — karar sayılı kararı ile; yetkisiz icra dairesinde takip yapılması sebebiyle,”Davanın 6100 sayılı HMK 114/2 ve HMK 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,” karar verilmiş olup;
—- kararı ile; “1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun Kabulü İle —— HMK’nun 353/1.a.4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,” karar verilmiş olup dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. Maddesine göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, —– dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafça alacağına ilişkin —– dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı taraf davacıya borcu olmadığını iddia etmiştir.
Dosyada, davalı tarafın zaman aşımı itirazı ön inceleme duruşmasında değerlendirilmiş, davanın süresinde açıldığı kabulüyle yargılamaya devam olunmuştur. Ön inceleme duruşmasında——- bulunan davalı yönünden, davalı tarafın ticari defterlerinin —- olarak mahkemeye ibraz edilip edilemeyeceği hakkında beyanda bulunmak üzere davalı vekiline süre verildiği, davalı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesine göre, davalı tarafın defter ve kayıtlarının —- olarak sunulamayacağı, fiziki olarak tutulan defterlerin — olduğunun beyan edildiği, bunun üzerine, —— davacı tarafın defterlerinin incelenmesi amacıyla gerekli ihtaratlar yapılarak ve inceleme günü tayin edilerek dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, davacı tarafça inceleme gün ve saatinde defterler hazır bulundurulmuş ve mali müşavir bilirkişi raporunu sunmuştur. — tarihli bilirkişi raporuna göre dosyadaki bilgi, belge, faturalar, — edilen ticari defterler ışığında, davacıya ait — yıllarına ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulmuş olduğu ve lehine delil teşkil ettiği, —ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulmamış olduğu, —- cevabına göre, davalının —-yapıldığı bilgisinin verildiği, davacının, davalı ile olan cari —— araç bedeline ilişkin herhangi bir mahsuplaşmanın yapılmadığı, davacının davalıdan — alacaklı olduğu rapor edilmiş— davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla—– Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, talimat mahkemesince HMK 222.madde uyarınca gerekli ihtaratlar yapılmış, davalı tarafça kesin süreli ihtarata rağmen defterler hazır edilmediğinden HMK 222.madde uyarınca defter ibrazından kaçınmış sayılması gerektiği nazara alınarak, dosyaya sunulan bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, —- tarafların tacir olduğu dikkate alınarak faaliyetin ticari iş sayılması ve avans faizi talep edilebilmesinin mümkün olduğu, her ne kadar icra takibi — işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam — üzerinden yapılmış ise de davacının dava dilekçesindeki talebinin —asıl alacağa ilişkin olduğu ve dava açılırken harca esas değerin bu değer olarak gösterildiği tespitiyle beraber davanın kabulü ile — dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, asıl alacak —- üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş olup —- asıl alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Son olarak belirtmek gerekir ki 492 Sayılı Harçlar Kanununun;

İLAMSIZ TAKİPLERDE PEŞİN HARÇ:
Madde 29 – İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır.
Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.
İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.

şeklindeki ilgili maddesinde yer alan söz konusu düzenleme, derkenar yazısı ve icra dosyası kapsamına göre davacı tarafın takibi başlatırken — peşin harç yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu derkenara bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da işleme tabi tutulmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalının —- sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, asıl alacak — üzerinden takibin devamına,— asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında ticari faiz uygulanmasına,
3-İİK 67/2. maddesi gereğince 30.744,16 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 6.148,83 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Gerekçede açıklanan sebeple, bozma öncesinde dosyada harç tahsil müzekkeresi düzenlenmediği de nazara alınarak, karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.100,13 TL nispi karar harcından, Mahkeme veznesine yatan 219,07 TL peşin harç ile İcra veznesine yatan söz konusu 305,97 TL’nin toplamını oluşturan 525,04 TL’nin mahsubu ile EKSİK 1.575,09 TL’nin davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Gerekçede açıklanan sebeple davacı tarafından İcra veznesine ve Mahkeme veznesine yatırılan söz konusu peşin harçlar da dahil olmak üzere davacı tarafından yapılan toplam 525,04 TL harç gideri, 148,60 TL istinaf başvurusu sonucu hazineye irad kaydına karar verilen istinaf karar harcı gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 186,75 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.610,39 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2022