Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/135 Esas
KARAR NO : 2022/126
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2021
KARAR TARİHİ : 11/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine tarafımızca müvekkile olan borcundan dolayı—–sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazında müvekkile hiç bir suretle borcu bulunmadığından bahisle borca, asıl alacağa , faize ve ferilere itirazda bulunduğunu, her ki tarafın da tacir olup dava konusu iş ve alacak da tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olduğundan davaya bakmaya görevli ve yetkili mahkeme borçlunun (davalının ) adresindeki ticaret mahkemesi olduğunu, dava şartı olarak olarak zorunlu arabuluculuğa başvuru yapıldığını, davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılım sağlamadığını, anlaşma sağlanamadığını, Müvekkil şirketi ile davalının, ——- —-, buna göre müvekkilinin davalının —— karşılığında hak edişlerini düzenleyip davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirketin onayı ile de icra takibine konu faturayı düzenleyip gönderdiğini, davalı şirketin faturanın bir kısmını ödediği halde icra takibine ve davaya konu kısmını ödemediğini, davalı şirkete fatura gönderilip teslim edildiği halde fatura miktarına itiraz da etmediklerini, ayrıca borcu ödediğine dair bir belge de sunulmadığını ileri sürerek davanın kabulü ile borçlunun asıl alacağa faize ve ferilerine ilişkin haksız itirazlarının kaldırılmasına ve asıl alacağa ve ferilerine işleyecek ticari faizlerle birlikte %40’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış; şirket kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER :—- sayılı dosyası, Arabuluculuk Tutanağı, —-Kayıtları, —-, Bilirkişi Raporu, dosya kapsamındaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nın 67.maddesi gereğince İtirazın İptali ve Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, duruşmada davacı vekilinin esasa ilişkin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davaya esas — dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca tarafların bağlı bulunduğu —– dairelerini müzekkere yazılarak uyuşmazlığı ilişkin —dava şartının yerine getirildiği, davalının ilk oturuma katılmadığı ve böylece anlaşmazlık tutanağı üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin, —– dosyasından davalı-borçlu hakkında eser sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, davalı şirket davaya cevap vermediğinden iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı tarafından gösterilen ve resen toplanması gereken deliller toplanmış ve inceleme gün ve saati belirlenerek davalı şirkete de ihtaratlı davetiye gönderilerek tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu minvalde dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi ——tarafından sadece davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle mealen; davacı şirkete ait incelenen —- defterlenin usulüne uygun olarak tutulduğunu ve sahibi lehine delil vasfı taşıdığı, davalının tebligata rağmen ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davaya konu faturanın davalıya tebliğ edildiği ancak süresi içinde itiraz ve iade edilmediği, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 20.876,00 TL alacaklı olduğu ve 2676,70 TL işlemiş faiz bulunduğu yönünde tespit ,hesap ve görüşlerini içerir rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak rapora karşı herhangi bir itiraz öne sürülmemiştir. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede davalı tarafın icra dosyasına genel ve soyut bir itirazda bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkiyi inkar etmediği, takibe dayanak faturaya ilişkin hiçbir açıklama yapmadığı gibi ödemeye ilişkin bir bilgi ve belge de sunmadığı, ihtarlı davetiyeye rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının dayandığı faturanın teslim alınmasına rağmen itiraz ve iade edilmediği ve böylece fatura içeriğini ve teslimin kabul ettiği anlaşılmakla, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan ve ödemeye ilişkin belge sunulmayan faturaya göre alacağın sabit kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür. Binaenaleyh davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ile HMK’nın 190, 222/3 maddeleri gereğince mevcut bilirkişi raporu ve anılan diğer durum ve deliller karşısında açıkça ispatladığı sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davanın niteliği gereği icra takip dosyası, davaya ve faize ilişkin taleple bağlılık ilkesi ve özellikle temerrütün icra takibiyle oluştuğu ve böylece faizin takipten sonra işleyeceği gözetilerek davacının davasının kısmen kabulü ile, davalı-borçlunun, —-dosyasına yapmış olduğu itirazının 20.876,00 TL asıl alacak yönünden yapmış olduğu itirazın iptali ile, icra takibinin asıl alacağa (20.876,00 TL) takip tarihinden itibaren yıllık % 9 yasal faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin (2.635,52 TL işlemiş faiz ) davanın/ talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden icra takip dosyası, fatura-teslim-tesellüm belgesi, vergi dairesi kayıtları ve bilirkişi raporu itibariyle mevcut alacak/borç likit/muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın % 20’si olan 4.175,20 TL icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden ; arabuluculuk son oturum tutanağı içeriğine göre davalının mazeretsiz olarak toplantıya katılmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11-13 maddeleri gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava önces—- ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun, —- takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 20.876,00 TL asıl alacak yönünden yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile, icra takibinin asıl alacağa (20.876,00 TL) takip tarihinden itibaren yıllık % 9 yasal faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin (2.635,52 TL işlemiş faiz ) davanın/ talebin REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan 4.175,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.426,04 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 283,96 TL peşin harcın ve icra takip dosyasında alınan 117,56 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.024,52 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —– arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı 283,96 TL peşin harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 140,10 TL posta ücreti ve 850,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.341,86 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket temsilcisinin yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.