Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/126 E. 2023/506 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/126 Esas
KARAR NO: 2023/506
DAVA: Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/02/2021
KARAR TARİHİ: 12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalıya göndermiş olduğu 150.000 Amerikan doları borcun, davalı tarafından geri ödenmediği için müvekkilinin davalıdan 150.000 Amerikan doları alacağı doğduğunu, müvekkilinin —- ticaret yapacağı için ve Türk parasına güven duyduğu için söz konusu alacağını o gün ki döviz kuru karşılığında Türk Lirası olarak talep ettiğini, —— K numaralı dosyasıyla müvekkilinin alacağının ispatlandığını ve Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, bununla birlikte beklenmeyen şekilde davanın çok uzun sürdüğünü, yerel mahkemenin haksız olarak müvekkilinin davasını reddettiğini, dosyanın Yargıtay’a kadar gitmek durumunda kaldığını ve çok uzun bir yargılama söz konusu olduğunu, beklenmeyen öngörülmesi mümkün olmayan kriz, salgın hastalık vs. gibi durumlar sonrasında meydana gelen aşırı ve beklenmedik kur artışı müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin söz konusu dava sonucunda yaptığı —— sayılı icra takibiyle alacağının 490.708 TL’sini tahsil edebildiğini, alacağının davalı tarafından tamamının yatırıldığı tarih olan 11.08.2020 tarihinde müvekkilinin 150.000 Amerikan doları alacağının ( 1 ABD doları karşılığı TL kuru 7.32,40 olduğundan) 1.098.600,00 TL olduğunu, müvekkilinin ise bunun sadece 490.708 TL’sini alabildiğinden munzam zararı oluştuğunu, davalını da bu oranda sebepsiz zenginleştiğini, müvekkilinin böylelikle 150.000 Amerikan Doları alçağından sadece 67.000 Amerikan doları alacağını tahsil edebildiğni beyan ederek aşkın zarar ve sebepsiz zenginleşme sebebiyle müvekkilinin davalıdan olan 83.000 Amerikan doları alacağının tahsil tarihindeki Türk lirası üzerinden tahsiline ve —— faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça haksız ve hukuka aykırı olarak 83.000 USD Doları alacağın tahsili amacıyla dava açıldığını, iş bu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın ileri sürdüğü —– Sayılı kararı ile —— Karar sayılı kararı haksız ve hukuka aykırı olduğunu, her ne kadar davacı tarafın iddia ettiği alacağın bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmişlerse de Yargıtay’ın somut gerçeği yansıtmayan kararı kapsamında 490.708,49 TL takip çıkış tutarlı icra takibine konu borcu tüm faiz ve ferileri ile birlikte ödediklerini, bu kapsamda davacı tarafın açık bir şekilde haksız ve hukuka aykırı olarak hak iddia ettiğini, davanın zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın seçimlik hakkını kullandığını, bu nedenle davacı tarafın munzam zarar talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Deliller :Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
—– E. sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.
—– E. sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—– E. sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi ve borçlar hukuku alanında uzman bilirkişi raporları dosyaya sunulmuştur.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:Dava, 150.000,00 USD ile ilgili 07/02/2011 tarihli belgeye bağlı olarak ve —- Esas sayılı icra takibi nedeniyle ödeme ile —- Esas sayılı dosya üzerinden görülen dava hakkında —— verilen ve ——- sayılı kararında hükme bağlanan miktar, bu konuda tercih hakkının kullanıldığına ilişkin savunma yönünden kesinleşen söz konusu karara dayanak dava ve ıslah dilekçelerinin eldeki davaya etkisinin olup olmaması ve bütün bunlara bağlı olarak davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü şekilde munzam zararının olup olmadığı, olayda munzam zarar şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve gerçekleşmiş ise hangi tarihte gerçekleşmiş olduğu, geri isteme hakkının ne zaman doğduğu ve bu hakkın doğduğunun ne zaman öğrenildiği, sebepsiz zenginleşmenin ne zaman gerçekleştiği, bütün bunlara bağlı olarak davacının davalıdan talep edebileceği munzam zarar olup olmadığı ve varsa bunun USD olarak bedelinin ne olduğu ve bu bedelin 27/02/2021 dava tarihindeki TL karşılığının ne olduğuna dair davadır.Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, gelen müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Dosyada, davalı tarafın zaman aşımı itirazı ön inceleme duruşmasında değerlendirilmiş, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.Dosyada, dava değeri itibariyle başlangıçta heyet olarak işe vaziyet edilmiş, yargılama sırasında kanun değişikliğine bağlı olarak, dosya üye hakim uhdesine tevdi edilmiştir.Dosya, mali müşavir bilirkişi ve borçlar hukuku alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; 18.03.2023 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge ve gelen müzekkere cevapları ışığında, davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı firma ile ilgili herhangi bir cari hesap tutulmadığı, —– davalı firmadaki pay sahipliğinin, 10.08.2010 tarihinde başlayıp 23.09.2016 tarihine kadar devam ettiği, pay sahipliği süresince sermaye payının diğer hissedarlarla eşit olduğu, borç sözleşmesinin yapıldığı 07.02.2011 tarihinde davalı firmadaki temsil ve ilzam yetkisinin “münferiden” olduğu, davacının 818 s. BK m.83/3’ün tanımış olduğu seçimlik haktan vade günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini tercih ettiği, oysa yine 818 s. BK m.83/3’ün tanımış olduğu seçimlik haktan fiili ödeme (tahsil) günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini tercih etseydi, kural olarak, kur farkı, yani munzam zararının kalmamasını sağlayabilecekken, vade günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini tercih ettiğinden, doktrin ve Yargıtay içtihatları karşısında, aradaki kur farkını artık munzam zarar olarak talep edemeyeceği rapor edilmiş olup, bilirkişi raporunun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunması sebebiyle yeniden rapor alınması cihetine gidilmeyerek, her ne kadar davacı tarafça munzam zarara dayalı alacak talebinde bulunulmuş ise de, davacı tarafın, BK 83.maddesi uyarınca seçimlik hakkını TL olarak kullanmasına bağlı olarak, davacının munzam zarar alacağı doğmadığı, bu hali ile davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla, belirtilen gerekçelerle zarar hesabı olabileceğine dair sunulan bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (dava tarihi itibariyle 1 USD efektif satış kuru=7,3270 TL olup harç ve vekalet ücreti hesabı buna göre yapılmıştır).

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 10.381,28 TL harcın mahsubuyla arta kalan 10.111,43 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 84.895,51 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/07/2023