Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/123 E. 2022/463 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/123 Esas
KARAR NO: 2022/463
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/02/2021
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket, vinç ve iş makineleri kiralamak işi yapmakta olup müşterilerinin işine göre ağırlık kaldırma ve indirme işi ile —— hizmeti verdiğini, davacı alacaklı ile davalı borçlu —- arasında da böyle bir ticari ilişki kurulduğunu, davacı şirket tarafından davalı borçlu şirketin adresine gidilerek —- tarihleri arasında farklı tarihlerde makine montajı ve kurulumu, bant montajı, saha içi santral kurulum hizmeti gibi bir proje kapsamında farklı hizmetler verildiğini, işbu tek proje kapsamında farklı tarihlerde verilmiş hizmetler için davacı tarafından davalı borçlu şirkete —- tutarlı tek fatura düzenlendiğini. Tanzim edilen faturaya davalı şirket tarafından herhangi bir itiraz söz konusu olmadığını, işbu faturaya istinaden davalı borçlu şirket tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını davacı, davalı şirketten —-alacağı bulunduğunu, işbu alacak davalı borçlu şirketten defaatle talep edilmesine rağmen davalı borçlu şirket tarafından söz konusu alacak müvekkiline ödenmediğini, davacı şirketin —tutarlı faturaya dayalı alacağının davalı borçlu şirket tarafından ödenmemesi üzerine —- sayılı icra dosyası ile —– asıl alacak üzerinden davalı-borçlu hakkında icra takibine geçildiği, işbu başlatılan icra takibinde davalı-borçlu şirket tarafından haksız olarak borca itiraz edildiğini, davalı borçlu tarafından herhangi bir gerekçelendirme dahi yapılmadan kötü niyetli olarak icra takibine itiraz edildiğini, davacı tarafından davalı şirkete bir proje kapsamında farklı tarihlerde montaj, saha içi —— verildiğini, işbu hizmetlerin yapıldığı tarihlerde her işlem için ayrı ayrı düzenlenen davalı şirket yetkilisi tarafından da imzalanan çalışma fişlerinden açıkça anlaşıldığını, işbu proje kapsamındaki hizmetlere istinaden düzenlenen faturaya herhangi bir itiraz yapılmadığı gibi bu faturalara istinaden müvekkiline ödeme de yapılmadığı açık olmakla davacının davalı şirketten alacağının olduğunu, davacı tarafından verilen hizmete ilişkin olarak davalı şirket hakkında tanzim edilen faturalar, söz konusu davalı iş yerinde yapılan hizmete ilişkin olarak günlük düzenlenen çalışma fişleri, hesap hareketleri, ticari defterler bilirkişi suretiyle incelendiğinde de görüleceği üzere davalı borçlu şirket tarafından ——– icra dosyasına yapılan itirazın haksız olduğunu, davacının davalı borçlu şirketten alacağı bulunduğunu, davalı borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz edildiğini, işbu nedenle davalı borçlu şirketin davacı şirkete alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesini talep ettiklerini, davalı borçlu tarafından davaya konu icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, işbu itiraz akabinde davacı tarafınca arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da bu süreçte taraflar anlaşamadığını beyan etmiş, ——sayılı icra dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı şirket tarafından 6100 Sayılı HMK’nin 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış; kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : —–sayılı dosyası, Arabuluculuk Son Tutanağı, —– Günlük çalışma belgeleri, —–Bilirkişi Raporu, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesi gereğince açılmış İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraflar sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerini beyan etmesi üzerine üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu —— sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır; 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde;—– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —-Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın— yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yargılamaya göre somut olaya bakıldığında; —- sayılı dosyasından davalı hakkında hizmeti sözleşmesine bağlı olarak kesilen ve bedeli ödenmediği savunulan faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davalı davaya cevap vermediğinden ve delil bildirmediğinden dava dilekçesinde öne sürülen vakıaların tamamı inkar edilmiş sayılarak sadece davacı tarafından gösterilen deliller toplanmış ve tahkikata esas olmak üzere dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —- tarafından davacı tarafın ibraz edilen —- yılına ait ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre davacı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi ve halefleri lehine delil kabiliyetinin bulunduğu, dava konusu ile defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı şirketin defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan —-alacaklı olduğu yönünde tespit, hesap ve görüş bildirilmiştir. Bilirkişi tarafından hazırlanan rapor taraflara tebliğ edilmiş ve vaki beyanlarda değerlendirilmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirme ve incelemede davacının takip konusu faturayı ticari defterlerine işlediği ve vergi dairesine beyan ettiği, faturanın iade edilmediği , faturaya konu hizmetin davalıya verildiği ve bedelin ödenmediği kabul edilmiştir. Binaenaleyh, davacı tarafın davasını, TMK’nin 6. HMK’nin 190, 194 ve 222/3 maddeleri nazarında davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden usulüne uygun olarak tutulan kendi ticari defter ve kayıtları ve bilirkişi raporuna göre ispat ettiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilmiş ,taleple bağlılık ilkesi, faiz tür ve oranı da gözetilerek davacının davasının kabulü ile, davalı-borçlunun davalı-borçlunun —- takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin asıl alacağa —-takip tarihinden itibaren yıllık %10 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —— kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve taraflar yönünden alacak/borç likit/muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan —— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —–bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —– takip tarihinden itibaren yıllık %10 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan 4.479,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.529,87 TL karar ve ilam harcının 268,37 TL peşin harç ile icra dosyasında yatırılan 114,10 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 1.147,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı 268,37 TL peşin harç , 8,50 TL vekalet harcı, 93,75 TL posta masrafı ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.129,92 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket temsilcisinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle—— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2022