Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/965 E. 2022/678 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/965 Esas
KARAR NO:2022/678

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan ve Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan ve Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—– aynı zamanda —— birtakım ürünlerin— yaptırılmakta olup, üretilen ürünlerin bir kısmının —unvanlı şirkete ihraç edildiğini, bu ürün ihracatında—unvanlı firma ile taşıyıcısı — ile anlaşmış olup, yapılan bu anlaşma kapsamında — firmasına ihraç edilmek üzere, davalı şirkete birçok —- sevk edilmek üzere davalıya teslim edildiğini (—– davalı firmaya sevkiyatının irsaliye tutanakları ile de sabit olduğunu), davalı şirketin, yukarıda izah etmiş olduğumuz ihracat ilişkisi kapsamında — taşıma yapılması hususunda anlaştıklarını ve sevkiyatların bu şekilde gerçekleştiğini, Müvekkili şirket, davalı firma ve————– arasındaki ticari ilişkilerin bir süre sorunsuz bir şekilde devam ettiğini, —- ilişkin gerekliliklerin müvekkili şirket tarafından eksiksiz bir şekilde yerine getirildiğini, bu kapsamda; müvekkili şirket tarafından, üretimi yapılan ürünlerin, ——-ihraç edilmek üzere, davalının talimatı ile, davalının ——- edildiğini, bunun üzerine davalı firmanın ise ürünlerin — yaptığını, sürecin devamında, müvekkili şirket ile ihracatın gerçekleştirildiği dava dışı — firması arasındaki ticari ilişkinin sona erdiğini, bunun üzerine Müvekkili —– tüm ——— kayıtlarının incelenmesi ile, —- gönderilmek üzere davalıya teslim edilmiş olan ürünlerin büyük bir kısmının ihracatının yapılmadığının fark edildiğini, kayıtlarda fark edilen ve davalı firma tarafından müvekkili şirketten teslim alınmasına rağmen hatalı ve kusurlu olarak ihracatı gerçekleştirilmeyen ürünlerin tespit edilerek, —- tarihli ihtarnamesi ile; —-yılları arasında davalıya teslim edilen ancak ihracatı yapılmamış ürünlerin iadesi veya davalının uhdesinde bulunan ürünlerin bedellerinin iadesinin istendiğini, davalı yanca işbu ihtarnamenin cevapsız bırakıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla —-dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak söz konusu icra takibinin davalı borçlunun haksız itirazıyla durdurulduğunu, yıllar süren ilişki kapsamında bu teslim ve sevk irsaliyesi aşamasından sonra normal şartlarda şu şekilde bir yol izlenmekte olduğunu; müvekkili şirketin ürünleri tesliminin ardından teamülen davalı firma tarafından —–beyannamelerinin ve ihracat evraklarının hazırlanması yönünde müvekkili şirkete — yoluyla talimat verilmekte ve bunun sonrasında —– açılarak işlemlerin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmekte olduğunu, ancak huzurdaki davaya konu itirazın yapılmış olduğu icra takibine konu ürünler davalı firmaya teslim edilmesine karşın ihracat evraklarının düzenlenmesi yönünde müvekkili şirkete herhangi bir talimat verilmediğini, davalı tarafından müvekkiline ait ürünlerin iadesinin yahut ürünlerin bedellerinin iadesinin gerçekleştirilmemesinin, davalının sorumluluklarını yerine getirmediği, —- ve ağır kusurlu olduğunun açık olduğunu, müteaddit Yargıtay içtihatlarının da davalı yanın sınırsız sorumlu olduğu yönünde olduğunu, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki alacak ilişkisi teslim tutanakları ile de sabit olmasına rağmen davalı zaman kazanma adına takibe haksız itiraz etmiş olduğundan, davalının takibe yaptığı itirazın kötü niyetli ve haksız olması sebebiyle itirazın iptal edilmesi ve davalı/borçlu şirket tarafından yapılan kötü niyetli itiraz sebebiyle — aşağı olmamak üzere icra- inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, dava dilekçesinde ———- ancak taraflarına tebliğ edilmeyen ve — ————– sunulmayan bir —- dayandığını, davacı tarafın delillerinin müvekkili şirkete tebliğ edilmemesinin ve davacı tarafın dava dilekçesinde hiçbir açıklama yapmayıp sadece icra dosyası bilgisi iddia edilen ürünlerin hangi tarihte müvekkili şirkete teslim edildiğinin ve faturalarının belirtilmemesi sebebi ile müvekkilinin kapsamlı bir savunma yapmadığını, Öncelikle davacı tarafa eksik olan hususların tamamlattırılması aksi halde davanın HMK’da düzenlenen dava dilekçesinde zorunlu olarak bulunması gereken hususların verilen süreye rağmen tamamlanmaması sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı şirketin aktif husumet ehliyeti ve müvekkili şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddini, davacı ile dava dışı ——–yapılan ——- teslim olduğunu, davacının muhatabı — olan — olduğundan dolayı huzurdaki davada aktif husumet ehliyeti olmadığını ve veya müvekkili şirketin pasif husumetinin olmadığını, davada — Konvansiyonu’nun uygulanması gerektiğini,— Konvansiyonu’nun 30.Maddesi uyarınca müvekkiline usulüne uygun ihbar yapılmadığını, söz konusu taşımaya ilişkin dava ve taleplerin zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesinde emtianın bila tarihinde teslim edildiğinin belirtildiğini, huzurdaki alacak davasının ise — tarihinde ikame edildiğini, bu sebeple dava hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından dolayı huzurdaki davanın reddini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak; müvekkili ————— verildiğini, — ile müvekkili şirket arasındaki sözleşmenin sona ermesinden sonra —-son çıkışı ile birlikte müvekkili — kalmadığını ve bu durumun ——- müvekkili şirket deposunu bizzat gezerek gördüğünü, konu ile ilgili olarak müvekkili şirket tarafından davacıya, —için son çıkış yapıldıktan sonra, hem yazılı hem de sözlü olarak, müvekkili şirket deposunda ürünlerinin kalmadığı bilgisi verildiğini, — ile yapılan sözleşme gereği müvekkili şirketin sorumluluğunun —– içi adetler hakkında bilgisinin olmadığını, bu nedenle ürünlerin kaybolduğu yönündeki iddianın mesnetsiz olduğunu, netice itibarı ile müvekkili şirket deposunda davacıya ait ——- ürünler mevcut olmamakla birlikte konu ile alakalı muhatabın — olduğunu, sayın Mahkemece Müvekkilinin sorumluluğuna hükmedilmesi halinde ise tazminat miktarının — Konvansiyonu’na Uygun şekilde tespiti gerektiğini, davacı tarafın haksız faiz taleplerine itiraz ettiklerini, — Konvansiyonu’nun 27. maddesinde talep edilebilecek faizin yıllık— oranında olabileceği öngörülmüş iken, davacı tarafça reeskont avans faizi talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde Müvekkili şirket aleyhine— oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep edilmişse de bu talebin reddi ile davacı tarafın müvekkili şirket aleyhine takip başlatmakta kötü niyeti açık olduğundan değerin —az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: — Esas sayılı dosyası, Arabuluculuk Son Tutanağı, Taraf Şirketlerinin — formları, —- İrsaliyeleri,—İhtarname, Bilirkişi Raporları, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan ve Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır. 6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda basit yargılama usulüne göre duruşma açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmek suretiyle ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya ———— sulh olmak istemediklerine yönelik beyanları üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, son duruşmada duruşmaya katılan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davaya esas—- Esas sayılı dosyası fiziki olarak getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca tensiben davalının ——- çıkartılarak dosyaya konulmuş ve tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerine ayrı ayrı müzekkereler yazılarak eldeki uyuşmazlığa ilişkin—yılına ait ——- celbedilmiştir. Dosyaya mübrez —– tutanağına göre de hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı — sürecinin yerine getirildiği ve anlaşma sağlanamaması üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, ——– alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvela,—- Esas sayılı dosyasından davalı-borçlu hakkında ticari satım ve taşıma sözleşmesine bağlı olarak düzenlenen sevk irsaliyeleri kapsamında teslim edilmeyen malların bedelinin iadesi için icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, taraf vekillerince gösteriler deliller ve davanın niteliği gereği resen toplanması gereken tüm deliller toplanmış ve 6102 Sayılı TTK’nin 83-85 maddeleri ve 6100 Sayılı HMK’nin 221.maddeleri kapsamında inceleme gün ve saati belirlenerek —- ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu —- dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişiler — tarafından her —- üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle mealen; tacir olan her iki tarafın ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine uygun olarak açılış ve kapanış onaylarının bulunduğu ve usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu,—tarihi itibariyle borç /alacak kaydının bulunmadığı, davacı tarafından sunulan iki adet irsaliyeden — numaralı irsaliyeye ait malların davalı tarafından alıcıya gönderildiği, deposunda bulunmadığı, takibe itirazının bu irsaliye yönünden yerinde olduğu, — numaralı irsaliyeye konu——- gönderildiği, — — ilişkin yeterli bilgi ve belge bulunmadığı, davalının davacıya gönderdiğ—tarihli — içeriğine göre davalının deposunda davacıya ait ürün bulunmadığ– satışlarının —– gereği taraflar arasında bir taşıma sözleşmesinin bulunmadığı, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği davalının dava dışı ürünleri taşıma yükümlülüğünün dava dışı — firmasına karşı olduğu, bu nedenle davalının pasif husumet ehliyetinin olmadığı, aksi halde olayın —konvansiyonuna tabi olacağı ancak emtianın davalıya tesliminin anlaşılamadığı yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Bilirkişi heyet raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve vaki beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Bu kapsamda özellikle davacı vekilinin itirazları üzerine bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmiştir. Bu kapsamda düzenlenen— tarihli ek raporda kök raporda sebat edilmiştir. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede öncelikle zamanaşımı ve taraf sıfatına yönelik itiraz ve tespitler yerinde görülmediğinden dinlenmediği ifade edilmelidir. Uyuşmazlığın esasına gelince; davacı şirket tarafından davalıya icra takibine esas sevk irsaliyelerine konu malların cins ve evsaf olarak aynıyla teslim edildiği ve davalı şirket tarafından da yurt dışında bulunan dava dışı alıcı firmaya sevk edilmediği hususunun açıkça ispat edilemediği, kaldı ki davalı firma tarafından kendilerinde başka ürün kalmadığının ——– davacıya bildirildiği ve bunun aksinin davacı tarafından ileri sürülüp ispat edilemediği, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede alacak/borç kaydının bulunmadığı, mevcut bilgi, belge ve deliller ile özellikle gerekçeli ve denetime açık ve hüküm kurmaya yeterli ve elverişli görüldüğünden benimsenen bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarına göre davacının davasını TMK’nin 6. HMK’nin 190 ve 222/3 maddeleri nazarında usulüne uygun olarak ispat edemediği sonuç ve kanaatiyle; davacının dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı tespitiyle birlikte davanın reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin 2004 sayılı İİK’nin 67/2 maddesi gereğince kötüniyet tazminatına yönelik talebine gelince; hüküm sonucuna yapılan yargılama, bilirkişi raporları ve ispat kurallana göre ulaşılması yanında davacının davalıya ızrar kastıyla ve kötü niyetle takip yaptığına yönelik davalının soyut beyan ve talebi dışında hukuki bir tespit ve beyyine bulunmadığından karşılanmamıştır.Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderleri, aynı yasanın 326/1 maddesi gereğince aleyhinde hüküm verilen davacı şirket üzerinde bırakılmıştır. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle tazminat talebinin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken— karar ve ilam harcının, peşin alınan— harçtan mahsubuyla bakiye— harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —– uyarınca—bütçesinden ödenen— arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan — nispi vekalet ücretinin ve— vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-)Davalı tarafından vekille temsil dışında (HMK’nin 323/1/ğ) yapılmış başkaca yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, —207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren —hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle — Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.