Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/963 E. 2021/809 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/963 Esas
KARAR NO : 2021/809

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde, müvekkilinin sevk ve idaresindeki —plaka sayılı aracı—istikametine seyir halinde iken kaza mahalli olan — gidiş istikametine göre yolun sağ şeridinden aynı istikamette ilerleyen —- araç sürücüsü—- müvekkiline ait aracı geçmek isterken sağ ön kısımları ile müvekkilin aracının sol arka yan kısımlarına çarpması neticesinde çift taraflı, maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilin herhangi bir kusuru bulunmadığını, trafik kazasına karışan— araç kaza tarihi itibarıyla davalı —teminat altında olup, müvekkilin söz konusu trafik kazası neticesinde maruz kaldığı zararlardan davalı — olduğunu, trafik kazası tespit tutanağında; “Bu kazanın oluşumunda —-plaka sayılı araç sürücüsü ———- 2918 sayılıKarayolları Trafik Kanunu’nun 54/l-a maddesindeki kuralı ihlal ettiği, —– plakalı aracın sürücüsü — ise kazanın oluşumunda herhangi bir. Kusurunun olmadığı” kanaatine varıldığını, ancak— Bilirkişi raporunda yapılan haricen incelemelerde;——— sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84/g Maddesinde belirtilen ASLİ kusurlardan “şeride tecavüz etme” kuralını ihlal ettiğinden —- işbu kazada herhangi bir kusurunun olmadığının tespit edildiğini, ayrıca, işbu trafik kazası sebebiyle —– tarafından düzenlenen——-kadar uzayabileceği, bu süre boyunca— süreyle bakıcı ihtiyacı bulunduğu, — tedavi masrafı bulunduğu”nun tespit edildiğini, kazaya ilişkin —soruşturma başlatıldığın ve –verildiğini, ayrıca — Anlaşamama Tutanağı tanzim edildiğini ileri sürerek HMK madde 107 uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde haklı davamızın kabulü ile HMK madde 107/2 uyarınca talep arttırım hakları saklı kalmak üzere; müvekkil —- maddi tazminatın ve tedavi süresince bakım ihtiyacı doğduğundan şimdilik 100,00-TL bakıcı gideri tazmınatının, kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı— olmak üzere) tahsili ile müvekkil davacıya ödenmesine, sulh olma ihtimaline binaen dosyamızın hazırlık aşamasında bilirkişiye tevdii ile rapor aldırılmasına, her türlü yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; — plaka sayılı aracın müvekkil şirketi nezdinde — teminat altına alındığını, — işbu uyuşmazlık bakımından dikkate alınmaması gerektiğini, zira tazminat hesaplamasında dikkate— ile belirlenmiş olmakla; Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. Maddesinde yer alan iptal konusu ifadelerin kanun hükmüne— tarihinde eklendiğini, Genel Şart hükümlerinin kanun atfından bağımsız olarak uygulama alanı bulması gereken, genel işlem koşulu olarak değerlendirilmesi mümkün olmayan ve kapsamı ve hükümleri tüm taraflarca bilinir durumda olan ve tarafsız bir kurum tarafından —- sorumluluğunu düzenleyen bir mevzuat olmakla; Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. Maddesinde yapılan değişikliğin işbu düzenlemenin uygulanmasına engel teşkil etmediğinin kabulü gerektiğini, zarar veren işletenin sorumluluğunun haksız fiilden doğan sorumluluk olduğunu, 6098 sayılı Kanun’un hükümlerine tabi olmakla birlikte aynı zarardan dolayı– şirketinin tazminat sorumluluğunun, sözleşmeden doğan sorumluluk olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere— iptal kararının işbu uyuşmazlık bakımından geçerli olduğu kabul edilse dahi bu durumun eski tarihli Yargıtay Kararlarında uygulanan usul ve esasların uygulama alanı bulacağı anlamına gelmediğini, davacı tarafın karayolları trafik kanunu gereğince usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddi gerektiğini, usul ekonomisi ve mağdurun zararının ivedilikle tazmini bağlamında, zarardan sorumlu —– yazılı başvuruda bulunulmasının her iki tarafın da menfaatine olduğunu, —, üçüncü kişinin gerçek zararı ile bu zarardan sorumlu olduğu tespit edebilmesi açısından genel şartların ilgili hükmünde sayılan belgelerin ibrazı gerektiğini, dava konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru bulunmadığından söz konusu davanın reddi gerektiğini, söz konusu kazada müvekkil şirket sigortalısının herhangi bir kusuru olmadığından müvekkil şirket aleyhine tazminata hükmedilmemesini, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın — gerektiğini, davacının talebine konu geçici işgöremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri talebi tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında — karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını,“geçici iş göremezlik” tazminatı taleplerinin de tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğunu, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, tazminat hesaplamasında — esas alınması gerektiğini, davacının kaza sırasında —- olup olmadığı tespit edilerek, tespite göre müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, dava tarihi öncesinde müvekkil şirkete yapılan başvuru usulsuz olduğundan geçersiz olduğunu, bu nedenle faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini ileri sürerek haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : —, Hastane Kayıtları, — sayılı dosyası, Hastane Kayıtları, — tarihli Kurul Raporu, — dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak tüm tarafların katılımıyla ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller incelenip tartışılmış ve davanın bulunduğu aşama ve talepler gereğince tahkikat sonlandırılarak duruşmaya katılan davacı vekilinin son beyanları alınarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, — veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.— motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Yukarıdaki yapılan genel açıklamalar ve yapılan yargılama ve toplanan deliller —-bulunan — sevk ve idaresindeki—araçların karıştığı trafik kazası vuku bulmuş ve davacı yaralanmıştır. Yargılama sırasında öncelikle dosya kazaya karışan tarafların kusur durum ve oranın tespiti için — ve kusur dağılımına ilişkin rapor düzenlenmesi istenmiştir. —tarihli raporda davacı sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu karşı sürücünün kusursuz olduğu yönünde tespit, görüş ve rapor bildirilmiştir. — vekillerine tebliğ edilmiş ve beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmede — raporunun gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu ; başka kişi ve kurumlardan alınacak raporları kusur durumunu ve oranını değiştirmesinin somut olaya bakıldığında mümkün olmadığı ve sonuç itibariyle kusur oranın tespitinin hâkimin yetki ve görevinde olduğu gözetilerek davacı vekilinin farklı bilirkişi heyetinden rapor alınmasına yönelik talebi dinlenmemiştir. Öte yandan usul ekonomisi ilkesi gereğince delillerin inceleme sırasına göre kusur aşaması geçilemediğinden diğer delillerin incelenmesine de gerek duyulmamıştır. Binaenaleyh ; davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edilmesi karşısında mahkememizce incelenen trafik kazası tespit tutanağı ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler ile — uygun bulunan ve benimsenen —- gözetildiğinde davada davalı — şirketinin tazminattan sorumluluğunun bulunmadığı sonuç ve kanaatiyle usul ve yasaya uygun olarak ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. —
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davacı sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcına, peşin alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 4.90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile—- — arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan—— vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine; işbu konuda Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.