Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/951 E. 2021/406 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/951 Esas
KARAR NO : 2021/406

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ———– davalı şirkete —– —– plakalı araçlara çarpması sonucu maddi hasarlı/yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkili şirkete sigortalı araçta zarar meydana geldiğini, eksper tarafından hazırlanan rapor sonucunda ortaya çıkan hasar tazminatının müvekkili sigortalısına ödendiğini, müvekkili şirketin ödediği hasarın rücuen tazmini için davalı-borçlu şirkete başvurduğunu, ancak davalı şirket tarafından hasar bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine hasar bedelinin tahsili için —–dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız şekilde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatı karar verilmesini ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı vekili tarafından vekaletname sunulmuş ve cevap dilekçesi verilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;— tarihinde ödeme yapıldığını, davacı tarafça ödeme tarihlerinden itibaren 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde yasal işlem başlatılmadığını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini, müvekkili şirketin—aşan miktardan sorumlu olduğunu, —- gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin söz konusu zarardan —limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, daha öncesinde müvekkil şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından temerrüt gerçekleşmediğini, faiz talebinin reddine, aksi takdirde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : —–, Ekspertiz Raporu, Ödeme belge ve dekontları, Araç Kayıtları, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava,—- tarafından zarar gören 3. kişilere ödenen tazminatın, kusura dayalı olarak dava dışı aracın —– tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda ön inceleme duruşması açılmıştır.
Davalı vekili tarafından sunulan 11/01/2021 tarihindeki cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. Öncelikle davalı tarafın zamanaşımı itirazı değerlendirilerek—-
Davaya esas ——– getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına—dava şartının yerine getirildiği ve vaki anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 109/4 maddesi ve ZMSS Genel Şartlarının zamanaşımı başlığını taşıyan C.8 maddesinde,—- tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına —– Anılan düzenlemeye göre davacı sigorta şirketi yönünden rücu hakkı kendi yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiği (hak sahiplerine ödemenin yapıldığı) ve rücu edilecek kimseyi öğrendiği tarihte doğmakta olup zamanaşımı da bu tarihlerden sonra işlemeye başlayacaktır.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve toplanan delillere göre somut olayda davacı sigorta şirketi tarafından, kendisine sigortalı araç ile davalı şirkete sigortalı ——– yapmıştır. Davaya konu trafik kazası dava dışı——-verilen ve düzelterek onama kararıyla kesinleşen ilama göre davalı şirkete ——– plakalı aracın % 25 kusurlu olduğu ve rücu hususu aynı zamanda dosyanın davacısı konumunda olan işbu dosyamız davacısı şirket tarafından —– tarihinde öğrenilmiştir. Davacı sigorta şirketi bu ilam gereği bu davada ve icra takibinde dayandığı kusur durumunu ve sorumluyu 09/05/2016 tarihinde açıkça öğrenmiştir. Oysa davacı şirket anılan karar gereğince sorumlu gördüğü davalı şirket aleyhinde kusur oranında rücuen tazmin amacıyla —- — ödeyerek icra takibine geçmiştir. Davalı-borçlunun süresinde borca itiraz etmesi üzerine de davacı sigorta şirketi tarafından bir senelik hak düşürücü süre içinde 24/12/2020 tarihinde işbu itirazın iptali davası açılmıştır. —— davacı sigorta şirketi tarafından ödeme ve akabinde rücu edilecek davalı şirketi öğrenme tarihinden— zaman aşımı süresi geçtikten sonra icra takibi başlatıldığından icra takip tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmuştur. Öte yandan davacı vekili tarafından olayda KTK’nın 109/2.maddesinde düzenlenen ceza (uzamış) zamanaşımının geçerli olduğu da öne sürülmüştür. Ancak ceza zamanaşımı sadece KTK’nın 109/2. maddesi gereğince zarar görenler tarafından motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların haksız fiil sorumlularından tazmini için açılan davalar için öngörülmüştür. Mahkememizde görülen işbu dava ise zarar gören tarafından haksız fiil faili veya fiillerinden sorumlu olanlar aleyhine açılan bir tazminat davası olmayıp —-dayalı olarak kendi sorumluluğunu yerine getiren sigorta şirketinin kusur durumuna göre diğer tarafın sigortacısı şirkete karşı rucuen başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olarak açılmış bulunduğundan olaya, 2918 sayılı KTK’nın 109/1-2 maddelerindeki zamanaşımı hükümlerinin uygulanması mümkün görülmemiştir. Binaenaleyh davanın, 2918 sayılı KTK’nın 109/4 maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. (Bkz;——
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davacı taraf sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına ve davada kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf lehine vekalet ücreti de hesap ve takdir edilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın, KTK 109/4 maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcın, peşin alınan 157,97 TL harçtan mahsubuyla bakiye 98,67 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile ——– bütçesinden ödenen —- arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–. 13/1 maddesi uyarınca —– nispi/maktu vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.