Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/950 E. 2021/971 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/950 Esas
KARAR NO : 2021/971

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 2016 yılından beri ticari ilişkinin mevcut olduğunu ve muhtelif zamanlarda —–bu ticari faaliyete ilişkin müvekkili tarafından davalı şirkete mal teslimi yapıldığını, bu satımlara ilişkin irsaliyeli faturaların düzenlendiğini, müvekkilinin, davalı şirketten 12.826,14 TL cari hesap alacağı bulunduğunu, müvekkilinin alacağının tüm kayıtlarda açık olmasına rağmen davalının, aleyhine başlatılan—- Sayılı dosyasına yönelik haksız ve kötüniyetli olarak borca, işlemiş ve işleyecek olan faize, bu borcun doğurmuş olduğu tüm ferilerine itiraz ettiğini, bunun üzerine, ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk yönünden—- dosya nosu ile 25/11/2020 tarihinde tarafların anlaşamadığına dair son tutanağın tanzim edildiğini, müvekkilinin icra takibine konu alacağın, belli veya belirlenebilir nitelikte olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile ———— Sayılı dosyasındaki alacak miktarı üzerinden takibe yapılan itirazın iptali’ne, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı aleyhine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında davaya cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış, kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : —-, Arabuluculuk son tutanağı, Faturalar ve irsaliyeler, Ticari Defter ve belgeler, Vergi Dairesi Kayıtları— Bilirkişi Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , 2004 Sayılı İİK’nın 67.maddesi gereince İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen davacı vekilinin—- yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas —- getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine —davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi — alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin——- dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi ilişkin faturalara ve cari/açık hesap ilişkine dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, davalı şirket davaya cevap vermediğinden iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı tarafından gösterilen ve resen toplanması gereken deliller toplanmış ve inceleme gün ve saati belirlenerek davalı şirkete de ihtaratlı davetiye gönderilerek tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi — tarafından sadece davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan ek raporda özetle; davacıya ait incelenen— usulüne uygun olarak tutulduğunu ve sahibi lehine delil vasfı taşıdıkları, taraflar arasında sözleşme bulunduğu, davalı tarafından irsaliyeli faturalara konu malların teslim alındığını, davalı şirket tarafından bir kısım ödemeler yapıldığını, söz konusu faturaların — olarak — bildiriminin yapıldığını, davacının 12.826,14 TL alacaklı göründüğü yönünde tespit ve görüşlerini içerir rapor verilmiştir. Bilirkişi raporları davacı vekiline ve davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve bilirkişi raporu itiraza uğramamıştır. Bu kapsamda mahkememizce yapılan değerlendirmede davalı tarafın icra dosyasına genel ve soyut bir itirazda bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkinin sabit olduğu, oysa davalı tarafından faturalara ve sevk irsaliyelerine ilişkin hiçbir açıklama getirilmediği ve özellikle ihtarlı davetiyeye rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı anlaşılmakla, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalara ve cari/açık hesap ilişkisine bağlı alacağın sabit kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür. Binaenaleyh davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ve HMK’nın 190, 222/3 maddeleri gereğince mevcut bilirkişi raporu ve sair tüm deliller de gözetildiğinde açıkça ispatladığı sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek taleple bağlılık ilkesi , tarafların tacir sıfatına göre takip tarihindeki ticari faiz oranı da gözetilmek ve belirlenmek suretiyle davacının davasının kabulü ile, davalı-borçlunun, İstanbul —-dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile, icra takibinin asıl alacağa (12.826,14 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %10,00 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden icra takip dosyası, faturalar, sevk irsaliyeleri ve bilirkişi raporu itibariyle takibe konu alacak/——- İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın (12.826,14 TL ) % 20’si olan 2.565,22 TL icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi —arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun——— takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile, icra takibinin asıl alacağa (12.826,14 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %10,00 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın (12.826,14 TL) %20’si olan 2.565,22 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 876,16 TL karar ve ilam harcına başlangıçta peşin alınan 129,91 TL harcın ve ilamsız icra takibinde yatırılan 89,13 TL harcın mahsubuyla bakiye 657,12 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile — uyarınca— arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı 129,91 TL peşin harç , 7,80 TL vekalet harcı, 68,00 TL posta masrafı ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 960,11 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine; işbu konuda Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ———temsilcisinin yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.