Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/947 E. 2022/53 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/947 Esas
KARAR NO : 2022/53

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ : 24/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —-işlettiğini, davalının kendisine ait olan araçla ihlali geçişler yaptığı, alacağın tahsili için—- Esas sayılı dosyasına yapılan takibe haksız yere itiraz edildiği ve takibin durduğu ileri sürülerek davalarının kabulü ile itirazın iptali, takibin devamı, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkilin —-tarihleri arasında ihlalli geçiş yaptığı gerekçesi ile taraflarına hiçbir tebliğ yapılmadan 15 günlük süre içerisinde de geçiş ücreti ödenmediğinden bahisle geçiş ücreti tutarını dört katına çıkarılarak — esas sayılı dosyası ile davalı müvekkiline icra takibi başlatıldığı, —- yapılan ihlalli geçişler ve —– cezayı aracın sahibinin mernis adresine yapılan tebligatla beraber ispatlanması amaçlı fotoğrafları ile birlikte tebliğ ederek süreli gün içinde ödenmesi durumunda cezanın 1/4 oranında indirilerek ödenecini ödenmediği taktirde cezaya faiz işleteceği bildirilerek cezai işlem yapıldığı, özel şirketlere— —- tebligat yapılmadan 4 kat artırılarak kesilen cezalara faiz işletilerek icraya konulması usul ve yasaya aykırı olduğu, özel şirketlere—– alınarak verdiği hizmetten birde —-geçiş yaptığı için tebligat yapmadan faiş fiyatı 4 katına çıkararak icraya konulması sebepsiz zenginleşmeye çanak tuttuğu, her ne kadar davacı kanunda ihlalli geçişleri tebliğ etmeden icraya konulabileceğini savunsalar da bu icralara borçluya bildirim yapılmadan 4 katına çıkarılıp faiz işletilmesi hakkaniyete uygun olmayan bir hareket olduğu savunularak davacının kötü niyetli olduğu açık ne net olduğundan %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi, haksız davanın red edilmesi, vekalet ücreti ve tüm masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi, —- Esas sayılı dosyası, Arabuluculuk Tutanağı, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiştir. Taraf vekillerinin beyanına göre tarafların sulh veya arabuluculuk yoluyla çözüme gitmek istememeleri üzerine davaya konu uyuşmazlık belirlenmek suretiyle tahkikata geçilmiş ve tüm deliller toplanıp incelenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olayda— Esas sayılı dosyasından davacının işlettiği —- tahakkuk eden geçiş ücretleri ve 6001 sayılı kanun uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretlerinin dört katı tutarındaki cezaya ilişkin olarak icra takibi başlatıldığı, takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat Ve Görevleri hakkındaki kanunun 30/5 maddesinde; “4046,3465 ve 3996 kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin dört katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükmü ile aynı kanunun 30/7.maddesinde ‘Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan ,ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz’ hükmü bulunmaktadır.
Yapılan yargılama, yukarıda alıntılanan yasal düzenlemeler ve toplanan delillere göre somut olayda öncelikle davanın dayanağı—-sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Davaya konu ihlalli geçişi yapan —– plakalı —– dosya arasına alınmış ve incelenmiştir. Yapılan incelemede bahse konu aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Yine —- tarihleri arasında davalı şirkete ait aracın —- ürünü bulunup bulunmadığı sorulmuş verilen yanıtta ihlalli geçişin yapıldığı tarih aralığında cezalı geçişlerinin bulunduğu bilgisi verilmiştir.
Davacı şirketin——— işletilmesini üstlendiği, davacı şirket tarafından, — Esas sayılı dosyasından — davalı adına kayıtlı aracın —tarihleri arasında —-geçiş yapması nedeniyle tahakkuk eden geçiş ücretleri ve 6001 sayılı kanun uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretlerinin dört katı tutarındaki cezaya ilişkin olarak icra takibi başlatıldığı, takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Tahakkuk eden miktarın genel matematik—- doğru hesaplandığı anlaşıldığından bilirkişiye başvurulmamıştır.
Her ne kadar davaya konu araçların — bulunsa da hesap hareketlerine göre işbu araç tarafından yapılan ihlali geçiş tarihi olan —- tarihleri arasında— ücreti tahsilatına rastlanmamıştır.(HMK,266)
Öte yandan davaya konu olayda özel işletmeye tabi——- hizmetinin niteliği gereği —- tarafından şartları ve sonuçları önceden bilindiğinden ve/veya —-olarak bilindiği kabul edildiğinden —- giriş ve çıkşında sistem tarafından yapılan ücretsiz geçiş yapıldığına dair uyarı ve ödemeye ilişkin bildirim dışında yasal olarak ihlalli geçiş tutanağı veya idari yaptırım karar tutanağı düzenlenerek muhataba ihbar ve tebliğine dair yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Öte yandan sürücünün eylemlerinden sorumlu olan işleten sıfatındaki davalı şirketin basiretli tacir gibi davranma ve bu kapsamda araçlarına —- alarak hesabında yeterli para bulundurma ve/veya ihlali geçişten itibaren on beş gün içinde ödeme hak ve yükümlülüğü de bulunmaktadır. (KTK,85-TTK,18/2)
Bütün bunlara göre davalı şirketin ihlalden itibaren on beş gün içinde ödeme yapmadığı da gözetildiğinde davacının geçiş ücretleri ile birlikte dört katı tutarında ceza miktarı talebinde bulunmasında ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın kabulü ile davalının —–Esas sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile İcra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren %18,25 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda ise her ne kadar davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş ise de alacağın teknik inceleme ile ortaya çıkması, likid olmaması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının—- Esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, icra takibinin asıl alacak 932,00 TL’ye takip tarihinden itibaren %18,25 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Şartları oluşmadığından davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubuyla bakiye 26,3‬0 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 63,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 179,60 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 932,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —— arabuluculuk ücretinden davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.