Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/937 E. 2023/9 K. 09.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/937 Esas
KARAR NO : 2023/9 Karar

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket——————–şirketi, davalı—– olduğunu, müvekkili davalının —–yapmakta olduğu bazı —elektrik taahhüt işlerini üstlendiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki—- beri devam ettiğini, müvekkili şirket en son davalı——- sair tüm —-üstlendiğini, müvekkili——— teslim ettiğini, hakedişlerini faturalandırdığını ve davalı tarafa tebliğ ettiğini, davalı tarafça bu faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalı şirket yetkilisi ile müvekkili şirket yetkilileri arasında yapılan yazışmalarda davalının borcunu ikrar ettiğini, firmanın ödeme güçlüğü içerisinde bulunması sebebiyle müvekkili şirkete ödeme yapamadığını, davalı bakiye fatura alacağını uzun süre ödemeyince davalı aleyhinde—- icra takibi açıldığını, davalı işbu takibe borcu bulunmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, davalının itirazı üzerine —- olduğu başvuru neticesinde gerçekleştirildiğini ve anlaşmama ile sonuçlandığını, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı şirketin ——. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz sebebi ile müvekkili şirket lehine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER:
—-şirketlere ait————- eliyle dzüenlenereke mahkememize ibraz edilen bilirkişi raporunda özetle; tarafların ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğunu ve lehine delil vasfı bulunduğu, tarafların ticari defterlerine göre dava konusu alacağa dayanak tüm faturaların taraf defterlerinde ve —- aynen kayıtlı olduğu, davalı tarafça davacı tarafa yapılan ödemelerin toplam alacak miktarından mahsubu ile davacı tarafın davalı şirketten bakiye —- bulunduğu, davalı taraf defterlerinde davacı tarafın toplam —— borçlandırıldığı ancak borcun kaynağına ilişkin herhangi bir dayanak belgenin ibraz edilemediği, iş bu borç miktarının davacı taraf defter ve sair kayıtlarında da yer almadığı belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, —– Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacı —– yapmakta olan bir —— şirketi olduğu, davalı şirket tarafından yürütülen—— davacı tarafça üstlenildiği, davacı tarafça taraflar arasındaki anlaşmaya uygun yapılarak teslim edildiği ve bu nedenle hak ediş düzenlenerek düzenlenen bir kısım ——— olan —— tarihli, ———– —– bedelli faturalar) 13.627,50 TL’nin ödenmediği iddiasıyla davalı aleyhine huzurdaki davaya dayanak icra takibinin başlatıldığı görülmüştür.
Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.
Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesinde, Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin — gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi; ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklindedir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Yasanın üçüncü fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının kesin delillerle ispatlanmamış olması ifadelerine yer verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davacı tarafın dava konusu——— taraf ticari defterlerinde ve mal/hizmet alım satımına ilişkin düzenlenen——— formlarında kayıtlı olduğu, buna karşın davalı taraf defterlerinde yer alan ancak davacı taraf defterlerinde herhangi bir kayda rastlanmayan toplam 31.479,81 TL’lik alacağa ilişkin davalı tarafça herhangi bir dayanak belge sunulamadığı, bu haliyle HMK m. 222/3 gereği davalı tarafın alacak kaydını ispat edemediği borçlandırıldığı ancak borcun kaynağına ilişkin herhangi bir dayanak belgenin ibraz edilemediği anlaşılmakla tüm açıklamalar kapsamında davacının davasında haklı olduğu kanaati ile likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle davalı yan aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun ——— sayılı dosyasındaki takibe itirazının İPTALİNE, takibin aynen devamına,
-Davalının takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 13.627,50 TL’nin % 20 si olan 2.725,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 930,89 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 232,73 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 698,16 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 232,73 TL peşin harç toplamı olan 287,13‬ TL ile yargılama gideri olarak yapılan 800,50‬‬ TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —- arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 341/1,342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.