Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/931 E. 2021/719 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/931 Esas
KARAR NO: 2021/719
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/12/2020
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- müvekkil——- imzalandığını, asıl borçlu firmaya kredi tahsissi yapıldığını ve işbu sözleşmenin davalı —– müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, asıl barçlu firma ile müşterek borçlu müteselsil kefil diğer borçlular tarafından—–çekilen kredilerin ödenmediğini borçlulara — yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edilerek hesap özeti gönderildiğini ihtarnameye rağmen ödeme yapmayan davalılar hakkında —–dosyasından tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin ve dayanak belge suretleri davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından vekili aracılığıyla icra dosyasına sunulan dilekçe ile yetkiye, borca, işlemiş faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalının müvekkiline olan borçlarının devam etmekte olduğunu ve asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla açılan icra takibinde talep edilen faizler, işlemiş faizler, faiz oranları ve tüm ferilerinin tamamen usul ve yasaya uygun olduğunu, İmzalı sözleşme ihtarname, ticari kredi ödeme planları ile diğer imzala belgelerde temerrüt faizinin ve diğer faizlerin hangi orandan uygulanacağı ayrıca gösterildiğini, Davalı ile imzalanan kredi genel sözleşmesinde yetkili mahkeme ve icra dairelerinin açıkça —- olacağının kararlaştırıldığını, taraflar arasında imzalanan—– —- dava konusu takipte kesin yetkili olduğunu, Bununla birlikte takibe konu edilen kredi —— destekli Ticari kredi olduğunu, bu nedenle davalının borca, faize, işlemiş faize, faiz oranına ve borcum tüm ferilerine yönelik itirazlarının haksız ve sadece zaman kazanmaya yönelik olduğunu belirterek itirazlarının iptaline, takibin devamına ve alacak likit olduğundan %20’den az olmayacak inkar tazminatına karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu icra dosyasında ödeme emri tebliğ olduktan sonra borca itiraz edildiğini ve davacı tarafından işbu dava açıldığını,—— konusu var olduğu iddia edilen hakkın esası hakkında bir karar verilebilmesi için, alacağın net olarak belirlenmesinin gerektiğini, davalı takip alacaklısının takip tarihi itibari ile yazılı bir belgeyle borç miktarını ve muaccel durumu belgelemesinin gerektiğini, —- tarafından tazmin talebinde bulunulmadan önce, yararlanıcıya———yapılandırılması Hakkında Yönetmelik kapsamında yapılandırma imkanı tanınmış olması gerekir.” hükmünün yer aldığını, yukarıda anılan madde uyarınca müvekkiline, kredi borcunun taksitle ödenmesi için yeniden yapılandırılması hususunda hak tanınmadığını, bu neden alacaklının takibinin haksız olduğunu belirterek davanın reddin karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: —– tebliğ şerhini havi ihtarname, —- ekleri, ödeme planı, ödeme dekontları, kredi ilişkisini gösterir her türlü bilgi ve belge, Bilirkişi raporu, dosya kapsamındaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Bankacılık işlemlerinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu —– dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez —– göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
——–Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —–Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —-Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlığa konu olayda ——-dosyasından davalı hakkında genel kredi sözleşmesine kefalete bağlı olarak borçlu sıfatıyla icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu verilmesi için bankacılık konusunda uzman nitelikli hesaplamalar uzmanı bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —- hazırlanan rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve bilirkişi raporuna karşı sunulan beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bilirkişi tarafından dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu raporda özetle davalının kredi sözleşmesinde kefil olarak imzanın bulunduğu ve kefaletin usul ve yasaya uygun olduğu, davacının davalıdan toplam —— alacaklı olduğu yönünde tespit, hesap ve görüş bildirildiği görülmüştür. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamıyla genel olarak uyumlu olduğu, davalının aynı zamanda kredi sözleşmesinin asıl tarafı şirketin münferiden ortağı ve yetkili temsilcisi olduğu, şirkete olan kefaletin hukuken geçerli olduğu, davacı tarafın davasını ——-nazarında usulüne uygun olarak ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh, dosyaya mübrez bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının dosyaya mübrez ihtarname masrafları da sabit görülerek aynen kabulü ile, davalı-borçlunun—– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; —kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında —— maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve taraflar yönünden alacak/borç likit//muayyen olduğundan —– gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan —- icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda—-gözetilerek dava öncesi—- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun—– takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle; asıl alacağın —– inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken —- harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)—– arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan —— yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.101,66 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine; İşbu konuda Yazı İşleri Müdürü tarafından ——– maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı; davalı vekilinin yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle————- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021