Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/930 E. 2021/720 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/930 Esas
KARAR NO: 2021/720
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/12/2020
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—– imzalandığını, asıl borçlu firmaya kredi tahsisi yapıldığını ve işbu sözleşmenin; davalı — tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, müvekkil Bankadan çekilen kredilerin ödenmediğini, borçlulara —- ihtarnamesi keşide edilerek hesap özeti gönderildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapmayan davalı/borçlu-borçlular hakkında —— sayılı dosyasından tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yetkiye, borca, işlemiş faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiğini, bu itirazların haksız ve yersiz olduğunu, söz konusu itirazların reddi gerektiğini, dava şartı olan zorunlu arabuluculuk evresinin tüketildiğini, imzalanan sözleşme ile, ihtarname, ticari kredi ödeme planları ile diğer imzalı belgelerde temerrüt faizinin ve diğer faizlerin hangi orandan uygulanacağının ayrıca gösterildiğini, taraflar arasında imzalanan yetki sözleşmesi gereği—- dava konusu takipte kesin yetkili olduklarını, takibe konu edilen kredinin —- destekli——–kısmen ve/veya tamamen —-tarafından ödenmesi halinde müvekkil Bankanın; ödenen tutar kadarını borçludan —-rucü etme hakkına sahip olduğunu, müvekkil banka ile dava dışı —İmzalandığını,— kullandırılan takip konusu kredi borcuna karşılık anılan kurum tarafından müvekkil—- tutarında ödeme yapıldığını, ancak —– tarafından yapılan bu ödemenin davalıların borcunu sona erdirmemekte olduğunu; müvekkil Bankanın, kefalet protokolü kapsamında, tazmin edilen işbu bedelin davalılardan tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak davalının borca, faize, işlemiş faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine yönelik itirazları haksız ve sadece zaman kazanmaya yönelik olduğunu ileri sürerek borçlu hakkında açılmış sair kredilerden kaynaklanan risklere ilişkin tüm hakları ile kanun, sözleşme, teşvik mevzuatı ve sair mevzuattan doğacak hakları ve fazlaya dair talep hakları ile dava ve icra takibi açma haklarında saklı kalmak kaydıyla; davalı/borçlunun —— haksız ve kötü niyetle yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı/borçlunun asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Kabul anlamına gelmemekle beraber, alacak konusu var olduğu iddia edilen hakkın esası hakkında bir karar verilebilmesi için, alacağın net olarak belirlenmesi gerektiğini, davalının takip alacaklısının takip tarihi itibari ile yazılı bir belgeyle borç miktarını ve muaccel durumunu belgelemesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, —– tarafından tazmin talebinde bulunulmadan önce, yararlanıcıya —– maddesi ile hüküm altına alınan yapılandırma kapsamında veya—– hükmü yer aldığını, müvekkillerine kredi borcunun taksitle ödenmesi için yeniden yapılandırılması hususunda hak tanınmadığını ileri sürerek davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: —– ödeme planı, ödeme dekontları, kredi ilişkisini gösterir her türlü bilgi ve belge, Bilirkişi raporu, dosya kapsamındaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, İtirazın İptali ve tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak gönderilen ve yapılan davetiyeler sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmak istememeleri üzerine uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilmiştir. Bu aşamada deliler incelenip değerlendirilerek tahkikat tamamlanmış ve son duruşmaya katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas—– dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır
—–Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.— —-Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —-yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.—-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlığa konu olayda—– sayılı dosyasından davalı hakkında —— kefalete bağlı olarak borçlu sıfatıyla icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu verilmesi için bankacılık konusunda uzman nitelikli hesaplamalar uzmanı bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —-tarafından hazırlanan rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve bilirkişi raporuna karşı sunulan beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bilirkişi tarafından dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu raporda özetle davalının kredi sözleşmesinde kefil olarak imzanın bulunduğu ve kefaletin usul ve yasaya uygun olduğu, davacının davalıdan toplam —–alacaklı olduğu yönünde tespit, hesap ve görüş bildirildiği görülmüştür. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamıyla genel olarak uyumlu olduğu, davalının aynı zamanda kredi sözleşmesinin asıl tarafı şirketin münferiden ortağı ve yetkili temsilcisi olduğu, şirkete olan kefaletin hukuken geçerli olduğu, davacı tarafın davasını —- maddeleri nazarında usulüne uygun olarak ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh, dosyaya mübrez bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının dosyaya mübrez ihtarname masrafları da sabit görülerek aynen kabulü ile, davalı-borçlunun —— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve taraflar yönünden alacak/borç likit//muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan —- icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu —–gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) —— gereğince davalı-borçlunun —-sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin aynen DEVAMINA,
3-)Davacının,—— maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle; asıl alacağın—– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar kanunu gereğince alınması gereken—– harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 30,00 TL posta masrafı ve 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 780,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddeleri uyarınca AÜT uyarınca—–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı kendisini davada bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 11.101,28 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ; işbu konuda Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı; davalı vekilinin yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğincegerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle ——— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021