Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/910 E. 2021/618 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/910
KARAR NO: 2021/618
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/12/2020
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ihtiyati haciz talepli olarak ibraz edilen dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ——yapma konusunda anlaştıkları ve bu anlaşmaya göre hizmet bedelini yarı yarıya olacak şekilde alacaklarının kararlaştırıldığı; —- hizmet bedeli karşılığı fatura düzenlemek üzere kendilerinden şirket gösterilmesini istemesi üzerine aralarında yapılan temlik sözleşmesi ile — olan alacağın, davalı— yetkilisi olduğu diğer davalı şirkete temlik edildiği ancak —- yapılan ödemelerin davalılar hesabına yapıldıktan sonra bundan davacının payı olan bedelin davalılar tarafından davacıya ödenmediği ve bunun üzerine davalılar hakkında takibe geçildiği, yetki kuralalrına bağlı olarak her bir davalı yönünden ayrı ayrı olmak üzere —-sayılı dosyaları üzerinden yapılan takiplere itiraz edilmesi üzerine takiplerin durduğu, itirazların haksız olduğu, itirazın iptali davası açmak durumunda kalındığı ve taraflar arasındaki borç ilişkisinin sözleşmede yetki şartı bulunduğu, buna göre —— dava açılmasının gerekli olduğu; davacı ile davalı —– —– verilerek işin teslim edilip ücretin hak kazanıldığı ve müşteri — tarihli sözleşmeye göre —– olduğu ve sonradan yapılan ve ayrıntısı dilekçede açıklanan süreçlere ve sözleşmelere bağlı olarak söz konusu alacağın — indirilebileceğinin ön görüldüğü ve — davacıyı arayarak — tarihinde sadece — tahsil edebildiğini ve görüşmelerin devam ettiğini belirterek bunun —– hesabına gönderdiğini ancak söz konusu bedel dışında ve dilekçede belirtilen şekilde davalı tarafa —— daha ödeme yapıldığının ve bu ödemeden davacı payının davacıya verilmediğinin öğrenildiği ve buna göre yarısı olan ——- davacıya verilmesinin talep edildiği ancak davalı tarafça bunun kabul edilmediği; yapılan tüm görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine davalı———– hakkında emniyeti suiistimalden şikayette bulunulduğu ve ayrıca davalılara ihtarnameler tebliğ edildiği halde ödeme yapılmaması nedeni ile söz konusu takiplerin başlatıldığı, arabuluculuk başvurusu sürecine bağlı olarak anlaşmazlık tutanağı düzenlendiği ve dava dilekçesinde ileri sürülen şekilde ihtiyati haciz şartlarının gerçekleştiği ileri sürülerek tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile itirazların iptali ile söz konusu takiplerin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına; HMK. Madde 329 uyarınca vekalet ücreti olan dava değerinin %25’ini ödemeye ve ayrıca disiplin para cezasına mahkumiyete ve ihtiyati hacze karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Tensiple birlikte tacir araştırması yoluna gidilerek icra dosyalarının celbine yönelik ara kararlar oluşturularak ihtiyati haciz talebi hakkında bu araştırmaların tamamlanmasına bağlı olarak aşaması geldiğinde değerlendirme yapılması öngörülmüştür.
Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde davaya konu icra takibinde talep edilen miktarın net olarak —- olduğu halde ve davacının talebi bu kadar somut ve belli iken sırf harç miktarını daha düşük yatırmak için dava değerini —– olarak göstererek dava açmasının kabul edilemez olduğu, bu şekilde belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı ve bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek esas yönünden de davanın haksız olduğu ve ayrıca ihtiyati haciz talebinin de yerinde olmadığı savunularak davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi istenmiştir.
Ön inceleme duruşmasının yapıldığı —- duruşma tutanağı içeriği:
”…
Tebligatların yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı anlaşıldı.
Tensip tutanağında da belirtildiği gibi davada —— düzenlenen yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği anlaşıldı.
—– Muhabere sayılı yazısı ile verilen cevapta söz konusu dosyanın sehven —- gönderildiği belirtilerek dosya aslının Mahkememize gönderildiğinin açıklandığı, müzekkerenin —- tarihli olduğu ve henüz dosyanın Mahkememize ulaşmadığı ve ayrıca ön inceleme duruşması tensip tutanağının —- göre ihtiyati haciz talebinin ön inceleme duruşmasına bırakıldığı, diğer bütün ara kararlarının yerine geldiği anlaşıldı.
Ön inceleme duruşmasına geçildi.
——-maddeleri uyarınca dava dilekçesi ve ekleri incelendi, Dava dilekçesi ve eklerinde herhangi bir eksikliğe rastlanmadı.
—- maddeleri uyarınca yapılan inceleme neticesinde görev hususunun irdelenmesi gerektiği, söz konusu icra dosyasının henüz dosyaya ulaşmamış olmasının bu yönden bir engel oluşturmadığı, dosya kapsamının görev konusunu karara bağlamak için yeterli olduğu anlaşıldı.
Görevle ilgili olmak üzere yapılan araştırmalara ve davacı vekilinin bu konudaki beyanına nazaran davacının tacir olmadığı anlaşılmakla göre yönünden soruldu:
Davacı vekili: dava dilekçemizi tekrar ediyoruz, cevapları kabul etmiyoruz, müvekkilimin vergi ve ticari işletme kaydı olmamakla birlikte dava konusu iş ticari bir iştir ve bize göre Mahkemeniz görevlidir dedi.
Davalılar vekili: cevap dilekçemizi tekrar ediyoruz, ticaret mahkemesi görevli değildir, ayrıca ticari iş dahi yoktur, Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olabilir, görevsizlik kararı verilmesini istiyoruz dedi.
Davacı vekili söz aldı: ihtiyati haciz talebimizin de karara bağlanmasını istiyoruz dedi.
Davalılar vekili söz aldı: ihtiyati haciz talebinin reddini istiyoruz, daha önce ihtiyati haciz talebi değişik iş üzerinden ileri sürülmüştü, talep reddedilmiş ve İstinaftan geçerek kesinleşmişti, ilgili dosya — sayılı dosyasıdır, dilekçemizde yanlışlıkla bu dosya —–olarak ifade edilmiştir, bu yanlışlığı bu şekilde düzeltiyoruz dedi.
Dosya incelendi: Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla yargılamanın bittiği bildirildi.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
—- müzekkerelere verdikleri cevaplara göre davacının tacir olmadığı anlaşıldığı gibi davacı vekilinin bu konuda verdiği —– tarihli dilekçesinde de davacının her hangi bir vergi kaydının olmadığı ifade edilmiştir.
Taraf vekillerinin duruşmadaki beyanlarına ve tacir araştırması sonuçlarına göre görev kurallarının irdelenmesi gerekmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri:
”…
Madde 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki —– malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki — — ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan —– maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) —- ilişkin özel hükümlerde,
f) —– ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) — Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması —- tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri—— lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.
Madde 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari—— ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
(2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına—- çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde ———- asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.
—– Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
—- Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan —– her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ticari davalardır. 6102 sayılı TTK. 5/1. Maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı TTK.’nın yürürlüğe girdiği — tarihinden itibaren yasanın 5/3. Maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü olmaktan çıkmış ve görev ilişkisi haline gelmiştir. HMK. 1. Maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Söz konusu yasal düzenlemelere göre ticaret mahkemeleri ticari davalara bakmakla görevli olup, ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır.
Mutlak ticari davalar tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeni ile ticari sayılan davalardır. Buna göre TTK Madde 4/1 bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alan veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilen davalar mutlak ticari dava niteliğinde olup, görevli mahkeme ticaret mahkemeleridir.
Nispi ticari davalar ise her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Bu kritere ve TTK Madde 4/1 düzenlemesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için hem her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve hem de iki tarafın tacir olması şartlarının birlikte bulunması gerekli olup, ayrıca belirtilmelidir ki esas alınan kriter ”ticari iş” olmayıp, ”ticari işletme” kriteridir.
Görev kriterleri yönünden emsal ———- sayılı kararı ışığında yukarıya aynen alınan ilgili yasal düzenlemeler, mutlak ve nispi ticari davalara ilişkin söz konusu kriterler, davanın niteliği, davacının tacir olmaması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesini gerektirir bir yönü olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gereken bir dava olduğu sonucuna varıldığından Mahkememizin görevsizliğine ve ihtiyati haciz talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine ilişkin olmak üzere aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ve davanın görev yönünden dava şartı yokluğuna bağlı olarak USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1 maddesinde belirtilen 2 haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde dosyanın görevli —- Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-İhtiyati haciz talebi yönünden — Tarihli ön inceleme duruşması tensip tutanağının — Maddesinde yer alan hususların görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde başvuruda bulunulması halinde harç ve yargılama giderleri ile avansa ilişkin hususların 6100 sayılı HMK.’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Süresinde başvuruda bulunulmaması halinde HMK. Madde 20 düzenlemesine bağlı olarak davanın açılmamış sayılmasına yönelik gerekli usuli kararın resen verilmesi gereğinin gözetilmesine,
6-Yukarıdaki hüküm fıkralarında belirtilen ihtimallerde gözetilerek yargılama sonucunda ve resen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse resen yapılacak giderde mahsup edilmek ve HMK. Madde 333 düzenlemesi gözetilmek sureti ile avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——– Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/09/2021