Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/893 E. 2022/422 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/893 Esas
KARAR NO : 2022/422

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2020
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden/Sebepsiz Zenginlemeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Aşağıda izah edileceği üzere—–ödemek zorunda kalan davacı müvekkilin davaya gidilmeden önce —-Sayılı dosyası ile — tarihinde yapılan görüşmeler neticesinde anlaşma sağlanmadığından dolayı huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu, müvekkili —-adresinde — işiyle ilgili ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkili şirket,—-, müvekkilin şirketin kaçak elektrik kullanmadığı müvekkili şirkete şimdiye kadar herhangi bir ihtar ya da tutanak tebliğ edilmediğini, davacı şirketin—- tarihinden beri yapmış olduğu — yapıldığını, kaçak elektrik kullandığına dair, müvekkili şirkete herhangi bir yazılı bildirimden bulunamayan davalı—-dosyası ile müvekkili şirket hakkında icra takibi başlattığını, İcra dosyasında bulunan —- gösterildiğini, müvekkili şirket kendisi hakkında yapılan bu takibin öğrenmesi ile 7 günlük itiraz süresi içerisinde taraflarınca haklı nedenle itiraz edildiğini, Tarafımızca Takibe yapılan itiraz neticesinde icra müdürlüğü tarafından karar alınarak takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı kurum tarafından yaklaşık 3 yıl boyunca herhangi bir işlem yapmadığı gibi dava da açmadığını, davacı şirket Piyasada tanınan ve ticari itibari olan bir şirket olduğunu, yüzden fazla çalışanı olduğunu, bu nedenle bir saat dahi elektriklerin kesilmesi üretimin durması anlamına geldiğini beyan etmiş, davalı aleyhine açmış oldukları istirdat davasının kabulü ile müvekkili şirketin, davalı kuruma —– dolayı borçlu olmadığının tespit edilmesine; ödemek zorunda kalmış oldukları —- itibaren işletilecek faiziyle birlikte davalı kurumdan alınarak davacı tarafa ödenmesine ve kurum aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücreti karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket —-yürüttüğünü, Elektrik Piyasası Kanunu’nun 3. Maddesi——– tarihinden itibaren —– kişilikler altında yürütülmesine karar verilmesi üzerine ——— olarak hukuki ayrışma sağlandığını, abonelik ile ilgili her türlü işlem —- girmekte olup, müvekkili kurumun faaliyet alanında abonelik işlemleri bulunmadığını, — Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinde kaçak elektrik—- sözleşmesi olmadan enerji kullanılması sebebi ile bahsedilen mevzuata aykırı hareket edildiğini, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca yapılan rutin araştırmalar esnasında davacının mevzuata aykırı şekilde elektrik kullandığı tespit edilmiş olup kanun çerçevesinde işlem yapıldığını, müvekkilinin haklı ve yerinde olan icra takibine; haksız ve mesnetsiz olarak itiraz eden borçlunun alacağın tahsilini geciktirmek, engellemek amacıyla kötü niyetle hareket ettiği açık olduğunu beyan etmiş haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : —Tutanağı, —örnekleri, — sözleşmesi kaçak elektrik tüketimi tespit tutanağı ,— Sözleşmesi, — dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 72.maddesi ve TBK’nin 77 vd maddeleri gereğince açılmış Menfi Tespit/İstirdat/Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın taraf vekillerinin karşılıklı beyanlarına göre tarafların uyuşmazlığı sulh yoluyla çözmek istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davanın dayanaklarından sayılan— üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez — arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesindeki iddianın öne sürülüş biçim ve açıklamalarına göre genel yasal dayanakların gösterilmesinde ve somut olay yönünden tartışılmasında yarar vardır.
2004 Sayılı İİK’nin 72. maddesinde “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” düzenlemesi bulunmaktadır. Kural olarak menfi tespit davalarında, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden tarafa düşer. Eldeki davada, davalı taraf alacaklı olduğunu ileri sürerek alacak talep ettiğine göre alacağın dayanağını, varlığını ve miktarını ispat ile yükümlüdür. Kuşkusuz 6100 Sayılı HMK’nin 191.maddesi gereğince diğer taraf karşı ispat faaliyeti kapsamında delil gösterebilmektedir.
Tespit davası ise 6100 sayılı HMK ‘ nin 106. maddesinde;
1- Tespit Davası yolu ile mahkemede bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının yada yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
2- Tespit davası açanın kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
3- Maddi vakıalar tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” hükmü olarak düzenlenmiştir.
Buna göre tespit davası davacı tarafın bir hukuki ilişkinin varlığı, yokluğu veya içeriğinin belirlenmesi hakkında tespit hükmü elde etmek amacıyla açtığı davadır. Tespit davası ile sadece taraflar arasında ki hukuki ilişkinin varlığı, yokluğu ya da tereddütlü içeriği tespit edilir. Kanunda belirtilen haller dışında tespit davası açmak isteyen davacı eda davası ile inşai davalardan farklı olarak korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğunu açıkça ispat etmek zorunluluğu altındadır.
2004 Sayılı İİK’nin 72/7-8 madde ve fıkralarında ” Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde ,umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Menfi tespit ve istirdat davaları ,takibi yapan icra dairelerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi ,davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur” düzenlemesi bulunmaktadır. 6098 Sayılı TBK’nin 77.Maddesinde ‘Haklı bir sebep olmaksızın ,bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.’ hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin, — davacı şirket hakkında davalı şirket tarafından kaçak elektrik tüketimi tespit tutanağı kapsamında elektrik enerjisi tüketimine ilişkin tahakkuka ve faturalara dayalı olarak icra takibi başlatıldığı , icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibin durdurulduğu ve davacı/borçlu tarafından takip durmasına karşın borcun ödendiği ve dosyanın infazen kapatıldığı açıktır. Davacı şirket tarafından borç cebri icra tehdidi dışında iddiaya göre elektrik enerjisinin kesilmesi üzerine ödenmiş ve akabinde işbu dava açılmıştır. Bu durumda davanın dayanağının İİK.72 madde kapsamında menfi tespit veya istirdat davası olmadığı; TBK.77 vd gereğince sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu tespiti yapılarak incelemeye devam edilmelidir. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş ve taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmış, abonelik sözleşmesi, kaçak elektrik tespit tutanakları, tüketim ekstresi ve tahakkuk hesap detayı ile ilgili belge ve belgeler getirtilmiş ve dosya davacının yapmış olduğu ödemenin sebepsiz olup olmadığı hususunun tespiti yönünden bilirkişi raporu düzenlenmesi için resen seçilen bir Elektrik Mühendisi bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi — tarafından düzenlenen raporda davacının tezlerini doğrulayan hiçbir veriye rastlanmamıştır. Bilirkişi raporuna yapılan ciddi itirazlar üzerine farklı bir bilirkişiden yen bir rapor alınmıştır. Bilirkişi—- düzenlen raporda da davacının iddialarını doğrular nitelikte yeterli bir veriye ve tespite yer verilmemiştir. Anılan raporun yetersiz oluşu ve vaki itirazlar kapsamında üçüncü bir bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi — tarafından düzenlenen raporda ise özetle ve mealen ; davacının davalıdan 54,533,09 TL alacağı bulunduğunun hesaplandığı, icra dosyasına yapılan 54,256,55 TL ödemeye göre halen davalıya 276,54 TL borcunun bulunduğu yönünde tespit, hesap ve görüş bildirilmiştir. İşbu bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya usulünce tebliğ edilerek yasal itiraz süresi tanınmış ve vaki itiraz ve beyanlar da değerlendirilmiştir. Yapılan inceleme ve değerlendirmede aksi ispat edilemeyen ve hukuken geçerli bulunan kaçak elektrik kullanma tespit tutanağına göre davalıca — niteliğindeki adreste sözleşme ilişkisi dışında elektik enerjisi kullanıldığının sabit olduğu, anılan tutanaklara ve tahakkuka göre enerji tüketiminin icra takip dosyası ve en son alınan bilirkişi raporu ile örtüştüğü ve icra takibine ve rapora konu hesabın Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olduğu düşünülmüştür. Öte yandan somut olayda haksız fiil niteliğinde olan kaçak elektrik kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan tahakkuka göre zorunlu olarak yapılan ödemeye rağmen işbu ödemenin yersiz ve haksız olduğunu öne sürmek de; işin niteliği , basiretli tacir kavramı ve günümüzün bilgiye ulaşma kolaylığı ve — nazarında hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmiştir. Binaenaleyh, dosyaya mübrez sözü geçen üçüncü bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edildiğinde, davacı şirketin davasını, 4721 Sayılı TMK’nin 6 ve 6100 sayılı HMK’nin 190. maddeleri gereğince ispat edemediği sonuç ve kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen davacı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi— arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan (926,57 TL) harçtan mahsubuyla bakiye 845,87 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile — arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Davalı tarafından yapılan 9,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — hesap edilen 7.853,35 TL nispi vekalet ücretinin ve 7,80 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansın yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, ;6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.