Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/884 E. 2023/375 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/884 Esas
KARAR NO: 2023/375
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 27/11/2020
KARAR TARİHİ: 23/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.07.2017 tarihindeki trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacının, toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 150,00 TL’nin sürücü ve araç sahibi yönünden olay tarihinden; sigorta şirketi yönünden sigorta limitini aşmamak üzere ve temerrüd tarihinden işletilecek faizi, ayrıca 40.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama ve vekalet ücretinin ortaklaşa ve zincirleme davalılar ——- tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde ——- zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile teminat altına alınan ——- plakalı kazaya karıştığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, zaman aşımına uğradığını, sigorta kuruluşuna yazılı başvuru kurumu usulüne uygun olarak yerine getirilmediğini, belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaatin olmadığını, maluliyet değerlendirmesinin yönetmeliğe uygun yapılması gerektiğini, davacının vücut bütünlüğünde bir azalma veya eksilmenin olması yanında bu ihlal nedeniyle maddi bir zarara uğramış olması gerektiğini beyanla, davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.Davalılar ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; 06.07.2017 tarihinde müvekkili ——- plakalı araç ile sola dönüş yaparken sol tarafına doğru yaya davacıya çarpması sonucu davacıyı hastaneye götürdüğünü, davacının kendisinden şikayetçi olmadığını, tedavi süresince müvekkillerinin davacıya yardımcı olduklarını, ——– görülen dava neticesi müvekkili —– hakkında HAGB kararı verildiğini, dava dosyasındaki yetkiye itirazda bulunduklarını, davacının tüm taleplerinin davanın açıldığı tarih itibarı ile zaman aşımına uğradığını, davacının maluliyetinin belirlenmesi için —— rapor düzenlenmesi gerektiğini, kusur oranının net olarak belirlenmesi gerektiğini, manevi tazminat talebinin reddedilmesi gerektiğini, davanın tüm iddialarının mesnetsiz ve kazanın meydana gelmesinde kendi kusuru olduğunu beyanla, haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 02/01/2023 tarihli beyan ve ıslah dilekçesinde özetle; Brüt 7.110,00 TL bakıcı gideri ve 826,92 TL taksi ücreti olmak üzere toplam 7.936,92 TL bakıcı gideri ile tedavi amaçlı yapılan taksi ve yol masrafı, 15.864,39 TL sürekli kısmi iş göremezlik zararı, 5.616,24 TL geçici tam iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 29.267,55 TL tutarında maddi tazminat ile 40.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ederek davasını bedel yönünden ıslah etmiştir.

Deliller:
—— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—– yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—— sayılı dosyasının uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
——- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—— yazılanyazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Trafik kusuru konusunda uzman bilirkişi ile sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
—– raporu dosyaya sunulmuştur.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:Dava, 06.07.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davalı şirket nezdinde sigortalı bulunan —– plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucu, davacı yönünden HMK 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak geçici, kalıcı iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi amaçlı yapılan yol giderlerine ilişkin maddi tazminat ile 40.000 TL manevi tazminat davasıdır.Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, gelen müzekkere cevapları ve taraflarca sunulan deliller hep birlikte değerlendirilmiştir.Dosyada, davalı tarafların yetki ve zaman aşımı ilk itirazları ön inceleme duruşmasında değerlendirilmiş, 6100 sayılı HMK 6 ve 16.madddeleri uyarınca mahkememizin yetkili olduğu ve davanın süresinde açıldığı kabulüyle yargılamaya devam olunmuş,
—– haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp iddiasında;—— bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğunu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi;-11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü,
-11.10.2008–01.09.2013 arası Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği,- 01.09.2013–01.06.2015 arası Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği,
-01.06.2015–20.02.2019 arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, ile Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik-20.02.2019 tarihinden sonrası için Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.” belirtilmiştir.
Dosya, maluliyetin tespiti amacıyla —— gönderilmiş, 30.03.2022 tarihli, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen raporda, davacının vücut engellilik oranının %1 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren dört aya kadar uzayabileceği rapor edilmiş, raporun, yukarıda anılan güncel içtihata göre, uygun yönetmelik esas alınarak yöntemince düzenlendiği anlaşıldığından —– raporuna itibar etmek gerekmiştir.Dosya, trafik kusuru konusunda uzman bilirkişi ve sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; 29.07.2022 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, sigorta poliçesi, hasar dosyası, —– raporu ve ibraz edilen deliller ışığında, —– plakalı araç sürücüsü davalı —— 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/b maddesini ihlal etmesi sebebiyle kazanın meydana gelişinde %100 oranında asli kusurlu olduğu, araç maliki davalı —— sürücünün kusuru oranında sorumlu olduğu, yaya olan davacının herhangi bir kusuru bulunmadığı, yerleşik içtihatlar uyarınca —– Tablosu göre davacının 15.864,39 TL sürekli iş göremezlik zararı, 5.616,24 TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 21.480,63 TL tazminatın poliçe limitleri içinde kaldığı rapor edilmiş olup, itirazlar irdelenerek sunulan ek rapora göre de, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve kanaatinin kök rapordaki ile aynı olduğu görülmüştür.Mahkememizce aldırılan bilirkişi kök ve ek raporlarının bu yönleriyle hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunması sebebiyle yeni bir rapor alınması cihetine gidilmeyerek, davacı tarafından miktar yönünden, 7.936,92 TL bakıcı gideri ile tedavi amaçlı yapılan taksi ve yol masrafı, 15.864,39 TL sürekli kısmi iş göremezlik zararı, 5.616,24 TL geçici tam iş göremezlik zararı olmak üzere toplamda 29.417,55 TL olarak davanın ıslah edildiği, davacı tarafça ıslah harcının yatırıldığı, hesaplanan miktarın poliçe limitleri dahilinde kaldığı tespit edilmiştir.—–Davacı vekili; davalı sigorta şirketi nezdinde —– poliçesi ile sigortalı bulunan müvekkilinin desteği ve murisi olan —— sevk ve idaresindeki motosikletin, dava dışı —– sevk ve idaresindeki araçla çarpışması nedeniyle 02/07/2006 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin desteğinin kusurlu ve sorumlu olduğunu, müvekkilinin zarar gören 3.kişi konumunda olduğunu beyanla, eşinin desteğinden mahrum kalan müvekkili için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde —– poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının taleplerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulüne, 57.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair verilen karar davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacı vekilince tazminat için temerrüt faizi olarak ticari faiz(avans faizi) istenilmiş, mahkemece tazminatta davalı sigorta şirketi yönünden avans faizine hükmedilmiştir. Oysa, zarara neden olan araç motosiklet olup ticari araç değildir. Bu halde temerrüt faizi olarak davalı sigorta şirketi yönünden yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.
Yukarıda anılan içtihat uyarınca her ne kadar davacı tarafça ticari işlerde uygulanan faiz talebinde bulunulmuş ise de, kazaya neden olan araç ticari araç olmayıp hususi araç olduğundan yasal faize hükmetmek gerekmiş, yine her ne kadar kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş ise de, davalı sigorta şirketi yönünden, başvuru tarihi olan 12.07.2020 tarihinden sekiz iş günü sonrasına tekabül eden 23.07.2020 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşıldığından, davalı sigorta şirketi yönünden bu tarih itibariyle temerrüdün gerçekleştiği, davalılar —– ve —– yönünden kaza tarihi olan 06.07.2017 tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiği kabul edilmiş, ayrıca her ne kadar davacı tarafça 7.936,92 TL bakıcı gideri ile tedavi amaçlı yapılan taksi ve yol masrafı da talep edilmiş ise de, bakıcı masrafına yönelik hesaplama yapılabilmesi için dosyada herhangi bir somut bilgi ve belge bulunmadığı, taksi masrafına yönelik olarak da, davalılar —– tarafından dosyaya ibraz edilen birtakım harcama makbuzlarından, davalıların, davadan önce davacı ile ilgilenerek bir kısım hastane ve yol masraflarını karşıladıkları sabit olduğundan, bu talepler yönünden iddianın sübut bulmadığı hukuki ve vicdani kanaatiyle davacının maddi tazminat davasının, hükümde yazıldığı şekilde, teselsül talebi de dikkate alınarak kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.Davacının ayrıca manevi tazminat talebi de mevcuttur.Manevi tazminat konusunda belirtmek gerekir ki; Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmıştır. Türk Borçlar Kanunu m. 56 gereği de ; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.Manevi tazminat sade bir ifade ile, zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir Manevi tazminatta zarar, kişinin iç huzuru ve manevi bütünlüğüne yapılan saldırının mecazi ifadesidir.Manevi tazminata hükmedilirken uygulamaya 22/06/1966 gün sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki (Belirtilmelidir ki; Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları konularıyla sınırlı, sonuçlarıyla bağlayıcıdırlar, bkz: 2797 saıyılı Yargıtay kanunu m. 45;”İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.)ilkeler ışık tutmaktadır. Manevi tazminat uygulamadaki yerleşen ilkeler ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları da gözetilerek, hakimin takdirinde bir husustur. Mahkemeler kanunen kendilerine tanınan takdir haklarını dikkatlı kullanmalıdırlar. Takdir yetkisi, kanun koyucunun bilerek ve isteyerek, yani bilinçli olarak bıraktığı kural-içi (intra legem) boşlukların; hukuk kurallarını uygulamakla yükümlü olanlarca, olaylardaki özelliklerle toplumdaki ahlâkî düşünceler, hukukun birliği, takdir yetkisini tanıyan kuralın amacı, sosyal adalet gibi hususlar göz önünde tutularak ferdîleştirilip doldurulması yetkisidir. Hukukî niteliği bakımından, MK. m. 4’de tanınmış olan bu yetki, kural-içi boşluğu doldurup doldurmamak bakımından yargıca bir « s e r b e s t i » (ihtiyar) vermemiş; tersine, bir ödev yüklemiştir. Gerçekten, MK. m. 4’e göre, «hâkim … hükmeder». Bu ibareden ödev niteliği kolaylıkla anlaşılmaktadır. Şu halde, hakim, takdirle ilgili şartların gerçekleşmesi halinde, takdir yetkisini kullanmakla yükümlüdür. Aksi takdirde, hakkın dağıtımından kaçınmış olur.
Mahkememiz anılan hususların da farkında olarak, dosyaya dönüldüğünde, Manevi tazminatın amaçlarından biri caydırıcılık olmakla beraber diğeri manevi tatmin duygusudur. Manevi tazminat miktarı amacından çıkacak şekilde, tarafın maddi olarak çöküşüne neden olacak miktarda da olmamalıdır. Davacı tarafın sebepsiz olarak zenginleşmesine neden olmayacak, zarara uğrayanda manevi huzur doğuracak ve hükmedilecek tazminat miktarının cezalandırmaya veya malvarlığına ilişkin bir zararı gidermeye yönelik olmayacak şekilde olmasının Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul edilmiş olduğu, iş bu davada manevi tazminat talebinin tamamının kabul edilmesinin davalıların ekonomik olarak çöküşüne sebep olacağı, tüm hususlar, yukarıdaki açıklamalar, 22/06/1966 gün —– sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki (Belirtilmelidir ki; Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları konularıyla sınırlı, sonuçlarıyla bağlayıcıdırlar, bkz: 2797 saıyılı Yargıtay kanunu m. 45;”İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.) ilkeler göz önünde tutarak, davacının, yaralama sebebiyle vücut engellilik oranının %1 olduğu, dört ay iş göremez hale geldiği, alınan kusur raporuna göre davalı sürücü —– olayda asli ve %100 kusurlu olması, diğer davalı —— araç maliki olduğu için, sürücünün kusuru oranında sorumlu olması bir bütün olarak değerlendirilip hükümde gösterildiği şekilde, teselsül talebi de dikkate alınarak, davalılar —— ve —– aleyhine açılan, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, kazaya neden olan araç ticari araç olmayıp hususi araç olduğundan yasal faize hükmetmek gerekmiş, davalılar yönünden 06.07.2017 kaza tarihinde temerrüdün gerçekleştiği kabul edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, toplam 21.480,63 TL tazminatın (15.864,39 TL sürekli iş göremezlik, 5.616,24 TL geçici iş göremezlik olmak üzere) davalılar —– yönünden kaza tarihi olan 06.07.2017 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden 23.07.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçede yazılı limitle sınırlı olmak üzere),
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, toplam 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.491,99 TL harçtan peşin alınan 137,14 TL nispi harç ile 499,82 TL ıslah harcının toplamı olan 636,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.855,03 TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan 137,14 TL nispi harç ile 499,82 TL ıslah harcının toplamı olan 636,96 TL harç gideri, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 330,45 TL posta masrafı ve 820,00 TL —– ücreti olmak üzere toplam 4.187,41 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 3.056,81 TL’sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 963,60 TL’sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili, 356,40 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Maddi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat davası yönünden davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.936,92 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Manevi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar —– tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden davalılar —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 10 uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar —– verilmesine,
10-Davalılar tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı sigorta vekili ile davalılar —– vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. E-duruşmaya son verildi.23/05/2023