Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/835 E. 2021/970 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/835 Esas
KARAR NO : 2021/970

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı arasında ticari ilişkiden kaynaklı icra dosyasına konu alacak, fatura
ve irsaliyeler ile sabit olduğunu, yapılan itirazın zaman kazanmaya yönelik olduğunu, bunun üzerine alacağın tahsili için davalıya karşı ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davalının kötü niyetle icra takibine itirazda bulunarak takibin durdurulmasını sağladığını,
dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, görüşmelerin yapıldığını, ancak son tutanakta sonuç elde edilmediğini anlaşma sağlanamadığını, davacının davalı şirketten alacaklı olduğu gerek icra dosyası içerisinde bulunan belgeler gerekse de tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi vasıtasıyla incelenmesi neticesinde
ortaya çıkacağını, izah edilen nedenlerle davalı tandan takip öncesi işleyen faiz alacaklarının
bulunmadığını, bu itibarla hasız itirazın iptali ile takibin asıl alacak, takip sonrası işletecek faiz, harç ve masraflar, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı ile devamına, davalının %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, masraf, —– vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine kara verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi ön inceleme duruşmasında; davacı şirkete, ticari defter kayıtlarına göre borcunun —– olduğunu, ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmaya hazır olduğunu, bu miktar üzerinde sulh olabileceğini beyan etmiştir.
DELİLLER : ——-dosyası , —– İrsaliyeleri, Bilirkişi Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava İtirazın İptali ve icra- inkar tazminatı (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas—dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez —- arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin—— dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi kapsamında kesilen faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş ve taraflarca gösterilen deliller toplanmış, tarafların bağlı bulunduğu —- uyuşmazlığa ilişkin dönemlere ait —– formları getirtilmiştir. Akabinde dosya, inceleme gün ve saati belirlenmek suretiyle taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi için bir —– tarafından davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre özetle; davalının ticari defterlerinin incelemeye sunulmadığı, incelenen davacı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfı taşıdıkları, tarafların tacir olduğu ve aralarında ticari ilişki bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre alacak/borç olarak 35.583,25 TL kaydın bulunduğu yönünde tespit, görüş ve rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya tebliğ edilmiş ancak herhangi bir itiraz öne sürülmemiştir. Yapılan değerlendirmede davalı tarafın ön inceleme duruşmasında ihtar edilmesine rağmen ticari defterlerini ibraz etmediğinden ve bilirkişi raporuna da itiraz etmediği anlaşılmakla davacı şirketin davasını TMK’nın 6. ve HMK’nın 190 ve 222/3 maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan kendi ticari defter ve kayıtları ve bilirkişi raporuna göre açık ve net olarak ispat ettiği anlaşılmıştır. Binaenaleyh dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilmiş ve harçlandırılan dava değerine müteallik taleple bağlılık ilkesi ile davanın tarafların tacir sıfatına göre takip tarihinde yürürlükte olan yıllık % 13,75 oranında avans faizi istenebileceği de gözetilerek, davacının davasının kabulü ile, davalı- borçlunun———- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile, icra takibinin asıl alacağa (35.583,25 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle (işbu davada harçlandırılarak talep edilmeyen 1.407,49 TL, işlemiş faiz hariç) devamına, karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında 2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve —-çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da sözleşme ilişkisi gereğince borcunun varlığı ve miktarını kendi ticari defter ve belgeleri nazarında açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden sözleşme ilişkisine, faturaya, —- kayıtlarına ve özellikle yapılan kısmi ödemeye göre dava konusu alacak/borç muayyen/likit olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan 7.116,65 TL icra-inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A- 1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun,———–sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile, icra takibinin asıl alacağa (35.583,25 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle (1.407,49 TL, işlemiş faiz hariç) DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın (35.583,25 TL) %20’si olan 7.116,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-1-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.430,70 TL karar ve ilam harcının 422,73 TL peşin harç ile icra dosyasında alınan 184,95 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.823,02 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
2-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile ——- davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı 422,73 TL peşin harç , 7,80 TL vekalet harcı, 81,50 T L posta masrafı ve 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.316,43 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.337,49 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C-1-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin temsilcisinin yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.