Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/827 E. 2023/196 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/827 Esas
KARAR NO : 2023/196

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 04/11/2020
KARAR TARİHİ : 13/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketinden aldıkları hizmet karşılığı düzenlenen fatura alacak borcunu ödemedikleri için davalı şirket aleyhine——- no.lu 10.018,58 TL lik
takip yapıldığını, davalı takipteki yetkiye borca faize itiraz ettiğini, tarafların tacir olduğu için
arabulucuya başvuru zorunlu olması nedeni ile —- Arabuluculuk Bürosu —-büro —— arabulucu numarası ile başvuru yapıldığını ve anlaşma sağlanamadığını,davalı şirketin yetkiye borca faize itiraz ettiğini, davalı —–İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu bildirdiğini, yetki itirazının reddinin gerektiğini, ——İcra Müdürlüğü yetkili olmadığını, şirketin fabrikası —— olup, genel müdürlüğün bulunduğu yerin —–
olduğunu, —–Grubu olarak İdare Merkezi —–Mahallesi —— Caddesi No:—– olduğunu, davalı vekillerinin de bu binada hizmet verdiğini, —— İcra daireleri yetkili olduğunu, yetki itirazının reddinin
gerektiğini, davacı ——- Şirketi tarafından tamir bakım ve malzeme temini yapıldığını, yaptığı hizmetin karşılığı faturaların bedeli ödenmediği için takip başlatıldığını, borca faize itirazın reddinin gerektiğini ileri sürerek —— sayılı takibe yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını,
alacağın tahsilini, haksız itiraz nedeni ile kötü niyet tazminatı hükmedilmesini
Yargılama gideri vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin merkezinin, ——-olduğunu, itirazın iptali davasının davalının bulunduğu yerdeki mahkemede açılması gerektiğini, bu nedenle yetkili mahkemenin ——- Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu,davalı şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını,
davacı tarafın davalı şirkete faturaya konu hizmetin sunulduğunu yazılı belgelerle ispat
yükümlülüğü altında olduğunu, davalı tarafından dava dilekçesine konu olan faturalardaki malın
ve hizmetin teslim alınmadığını, dolayısıyla davacı tarafın dava dilekçesine konu faturalardaki
hizmetin davalı şirkete sunulduğuna ilişkin yazılı belgeleri dosyaya sunması gerektiğini, her iki
tarafın ticari defterlerinde söz konusu faturaların yer alması, tek başına iddia edilen hizmetin ve
malın teslim edildiği anlamına gelmediğini, ayrıca davacının iddia ettiği belgelerde yer alan alıcı
kişinin davalı şirket çalışanı olup olmadığı hususunda araştırılması gerektiğini,
davacı taraf ile davalı taraf arasında ticari ilişkiye konu yazılı bir sözleşmenin dosyada
sunulamadığını, faturaya dahil alacaklar cari hesap ilişkisini göstermekte olup, cari hesap
ilişkisinde taraflar arasında mutabakat yapılmadığı sürece borç alacak durumunun kesin olarak
belirlenemediğini, bu nedenle alacak likit olmayıp, davacı tarafın icra inkar talebinin yerinde
olmadığını savunarak davanın esastan reddini,%20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini
beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:
——- Esas, Taraf şirketlere ait BA/BS formları, bilirkişi raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, ——–Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacı şirketin davalı şirkete tamir bakım hizmeti ve malzeme temini sağladığı, verilen hizmet ve satışı yapılan malzemelere ilişkin 7282,96 TL ve 2252,96TL bedelli 2 adet fatura düzenlediği, huzurdaki davaya dayanak takibe konu alacağın işbu 2 adet faturaya ilişkin olduğu görülmüştür.
Her ne kadar davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine ve mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de dava konusu alacağın para alacağı olması sebebiyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 89. Maddesinin “para borçları alacaklının ikametgahında ödenir” hükmü gereğince alacaklının yerleşim yerinin icra dairesinin ve mahkememizin yetkisi içerisinde bulunduğu anlaşılmakla davalı borçlunun icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazı mahkememizce yerinde görülmemiştir.Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesinde, Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi; ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklindedir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Yasanın üçüncü fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının kesin delillerle ispatlanmamış olması ifadelerine yer verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davacı tarafın dava konusu 9.535,92 TL’lik alacağının taraf ticari defterlerinde ve mal/hizmet alım satımına ilişkin düzenlenen BA/BS formlarında kayıtlı olduğu, TBK’nın 117. Maddesine göre “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” kuralı gereği davacı tarafça icra takibinden evvel davalı tarafın temerrüde düşürülmediği bu haliyle davacının asıl alacak talebine ilişkin davasında haklı olduğu, işlemiş faiz talebinin ise yerinde olmadığı kanaati ile likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle davalı yan aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı borçlunun——Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 9.535,92 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Davalının takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 9.535,92 TL’nin % 20 si olan 1.907,184 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 651,39 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 121,01 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 530,38 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 121,01 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 1.311,5‬0 TL nin kabul red oranına göre 1.248,31 TL lik kısmının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 549,00 TL nin red kabul oranına göre 26,44 TL lik kısmının davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 482,66 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
8-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1320 TL nin kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.256,40 TL lik kısmının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1320 TL nin ret edilen miktar üzerinden hesaplanan 63,6‬0 TL lik kısmının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
10-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)Dair, davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.