Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/825 E. 2021/255 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/825 Esas
KARAR NO : 2021/255

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı arasında 24/10/2016 tarihinde —– Sözleşmesinin akdedildiğini, davalını kredi sözleşme hükümlerine aykırı davranarak borçlarını ödemediğini, bunun üzerine davalının hesabı kat edilerek Beşiktaş —-. Noterliğinden —- tarihinde ihtarname ile borçları keşide edildiğini, davalı aleyhine —- tarihinde İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının işbu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davalının %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; öncelikle İşbu davada mahkemenin yetkili olmadığını, yetki sözleşmesi gereği yetkili mahkemenin—- Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle işbu davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Ayrıca esasa ilişkin açıklamalar da yapılarak davanın reddine ve tazminata karar verilmesi savunulmuştur.
DELİLLER : İstanbul Anadolu —-. İcra Dairesi —– Esas sayılı dosyası, ————- Tutanağı, Bankacılık Sözleşmesi, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava İtirazın iptali ve tazminat (Bankacılık sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılmış ve davalı vekilinin ilk itirazı kapsamında yetki itirazı değerlendirilerek ön inceleme duruşması tamamlanmadan karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri de dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas İstanbul Anadolu —-. İcra Dairesinin ——- Esas sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez — tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı yasanın 7. maddesinde ise, davalının birden fazla olması halinde, davanın bunlardan birinin yerleşim yerinde açılabileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, aynı kanunun 10.maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılması mümkündür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece re’sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. 6100 sayılı HMK’nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da re’sen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yapılan yargılamaya göre somut olayda davalı tarafça usulüne uygun olarak ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunulmuştur. Bu kapsamda dosyaya bakıldığında taraflar arasında imzalanan — sözleşmesinin 24.maddesinde ihtilaf halinde —-yetkili olacağının kararlaştırıldığı görülmüştür. Sözleşmedeki yetki şartı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 17. ve 18. maddelerinde sayılan koşulları taşıdığından sözleşmenin tarafları bakımından geçerli ve bağlayıcı bulunmaktadır.
Binaenaleyh yetki sözleşmesi (şartı) ile münhasır olarak — mahkemeleri yetkili kılındığından ve davalı tarafça usulüne uygun olarak cevap dilekçesiyle ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunulup yetkili mahkemenin —Mahkemeleri olduğu bildirildiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 17. maddesi uyarınca Mahkememizin( —– Yetkisizliğine, yetkili Mahkemenin ——– Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun Tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 sayılı HMK’nın 19/2 maddesi gereğince Yetki itirazının kabulüyle; 6100 sayılı HMK’nın 17 ve 19. Maddeleri gereğince Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 19/3.Maddesi gereğince Yetkili Mahkemenin — ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ olduğunun Tespitine,
3-)6100 Sayılı HMK’nın 20.maddesi uyarınca taraflardan birinin süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleştiği tarihten veya Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın —-Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin,süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine ve 6100 Sayılı HMK’nın 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.