Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/822 E. 2022/192 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/822 Esas
KARAR NO : 2022/192
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2020
KARAR TARİHİ: 25/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davalı şirketin müvekkili şirketten—– sipariş ettiğini, anılı ürünlerin tesliminin davalı şirkete yapıldığını, faturalandığını, davalı şirkete kesilen ve usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş faturalara rağmen davalı şirket tarafından, müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmaması üzerine davalı şirketin şifahen bir çok kez uyarıldığını, olumlu geri dönüş alınmaması akabinde davalı şirket aleyhine —- ile takip başlatıldığını, davalı şirketin kötü niyetli ve mesnetsiz itirazı ile takibin durdurulduğunu beyan ederek —- sayılı dosyasına yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Deliller
Tarafların —– kayıtları dosya arasına alınmıştır.
— esas sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.
— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. Maddesine göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi,— dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında ticari alım satıma dair ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafça alacağına ilişkin– esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya, defter inceleme günü belirlenerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş; defter inceleme gün ve saatinde tarafların defterlerini hazır bulundurduğu, — havale tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, faturalar,— yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehlerine delil teşkil ettiği, — yılına ait davacı—– birbirini doğruladığı, davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarı ile davacı yanın davalı yandan ticari ilişkiden kaynaklanan — alacağı olduğu, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarı ile davalı yanın davacı yana ticari ilişkiden kaynaklanan —borcu olduğu, davalı şirket cari hesap bakiyesi ile davalı şirket cari hesap bakiyesi arasındaki farkın davalı yanın — tarihinde kur değerleme açıklamalı—tarihinde davalı tarafça yapılan banka havalesi muhasebe kaydından kaynaklandığı, davalı şirket tarafından, icra takip tarihi sonrası —- borçlandırılarak cari hesap alacağı ile davalı şirket cari hesap borcunun mutabık hale gelmiş olduğu rapor edilmiş olup, icra dosyasının tetkikinde takip talebinde asıl alacak ve faiz alacağı olarak iki ayrı kalem talep edildiği, bilirkişi raporunda faize ilişkin herhangi bir irdeleme yapılmadığı, hesaplanan alacak miktarına faizin dahil olup olmadığı, dahil ise ne kadarının faiz, ne kadarının asıl alacak miktarı olduğu hususlarının aydınlatılarak ek rapor alınması için dosyanın aynı bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, sunulan ek rapora göre, davalının icra takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir noter ihtarı ve/veya benzeri bir temerrüt ihtarı görülemediğinden, davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı rapor edilmiş olup, bilirkişi kök ve ek raporlarının bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça —- olması ve dosya kapsamına göre davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir ihtarname mevcut olmadığından davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunamayıp, taleple bağlı kalınarak — asıl alacak talebinde bulunabileceği anlaşılmış olup, 3095 sayılı yasaya göre taraflar arasındaki faaliyetin ticari iş sayılması ve avans faizi talep edilebilmesinin mümkün olduğu tespitiyle beraber davanın kısmen kabulü ile —- üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş olup — asıl alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının —- sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak—– asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında ticari faiz uygulanmasına,
3-İİK 67/2. maddesi gereğince 93.699,76 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 18.739,95 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 6.400,63 TL harçtan peşin alınan 1.199,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.201,25 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 1.199,38 TL harç gideri, 650,00 TL bilirkişi ücreti ve 65,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.914,88 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 1.799,99 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 1.240,80 TL’sinin davalıdan tahsili ile; 79,20 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 12.851,48 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/02/2022