Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/814 E. 2021/782 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/814 Esas
KARAR NO: 2021/782
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/10/2020
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —– —sevk ve idaresindeki, diğer davalı — plakalı —– müvekkilinin kullandığı ——-kusurlu olarak çarptığını, çarpma sonucunda müvekkilinin, uzun süre hastanede tedavi gördüğünü, vücudunda, özellikle eklemlerde fonksiyonlarını etkileyecek şekilde ağır yaralanmalar meydana geldiğini, uzun süre dizlik kullanmak zorunda kaldığını, iş göremez duruma düşdüğünü, ihtiyaçlarını tek başına yapamaz hale geldiğini, bu çarpmadan dolayı————nolu dosyasına sunulan raporda da sürücü —- kusurlu olduğunun tespit edildiğini, sürücü ——–sayılı dosyası ile taksirle yaralama suçundan ceza davası açıldığını, arabuluculuk başvurusu sonrası bedensel hasarlardan dolayı oluşan zararların tazminine ilişkin maddi tazminat konusunda kısmi anlaşmaya varıldığını, ancak araç hasar bedeli, değer kaybı ile manevi tazminat hususunda anlaşmaya varılamadığını, müvekkilinin bu kaza nedeniyle hasar gören kendisine ait —-aracının ağır hasar gördüğünü ve bu hasar nedeniyle —- araç tamir ve usta bedeli ödediğini, ayrıca müvekkilinin bu kaza nedeniyle kaza öncesi — bedelle aldığı—– da ağır hasar gördüğünü, kullanılamaz hale geldiğini, bununla birlikte kaza tarihinde —arası değerde olan müvekkiline ait —- plakalı aracın iş bu kaza nedeniyle en az —- değer kaybına uğradığını beyan ederek davalı——- kusuru nedeniyle oluşan trafik kazasından dolayı her bir kalem için fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– araç hasar ve kask bedeli ile araç değer kaybının olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek temerrüt faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkillerinin uğramış olduğu manevi zarara karşılık fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik —-manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalılar — —- müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın hem yasa hem de sözleşme hükümlerinde öngörülen sürelerin geçmiş olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava dilekçesinde bahsi geçen aracın müvekkil şirket nezdinde—— arasında geçerli olacak şekilde doğacak rizikolara karşı teminat altına alındığını, davacı yanın iş bu davada —- tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle —–plakalı araçta oluştuğu iddia olunan hasar nedeniyle maddi zarar talebinde bulunduğunu, davaya konu hiçbir meblağı kabul teşkil etmemek kaydıyla, poliçeden dolayı müvekkil şirketin sorumluluğunun, sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına —- sınırlı olduğunu, müvekkili nezdinde sigortalı aracın — tarihinde —- plakalı araçla trafik kazasına karıştığı ve zarar gören araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı talebiyle yapılan ihbar üzerine ——-hasar dosyası açıldığını, sigortalı aracın kusurlu olduğuna ilişkin herhangi bir tespit olmadığından davacının talebinin reddedildiğini, davacının maliki olduğu ——– olmaması nedeni ile değer kaybı tespit edilemediğini, değer kaybı talebinin ——- uyarınca teminat dışı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafça her ne kadar hükmedilecek tazminatın —— dahil tutarı talep edilmiş ise de, tazminata —— dahil edilebilmesinin ancak onarıma ilişkin faturanın davacı tarafça sunulması halinde mümkün olacağını, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve etmiştir.
Davalı —cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin,——-araçla orta şeritte seyir halindeyken sola dönüş gerçekleştirmesi gerektiğini, bu esnada yine orta şeritte şehir içi azami hız sınırının üzerinde seyreden davacının sürüş kamerasının tüm olayı kayıt altına aldığını, davacının sürüş kamerasındaki kayıtta müvekkilin hız sınırlarına uyarak seyir halindeyken yavaşladığı, davacıya ait araçla arasında yaşlaşık—– yandığı ve müvekkilin —–bulunan —-şeridine girmemek için geniş açıdan dönüş için manevra yaptığının görüldüğünü, müvekkilinin dönüş yapacağı esnada aynalarını kontrol ettiğini sol şeritte seyreden araçla arasında epey mesafe olduğunu görerek dönüş manevrasını gerçekleştirdiğini, bu esnada davacı yanın orta şeritte seyrederken sol şeritte yer alan aracın sağından hızla geçmekte ve müvekkilin stop lambaları yanıyor olmasına rağmen frene basmak yerine daha çok hızlanarak şerit değiştirmeye kalktığını, motordan çıkan devir gürültüsünün arttığını, davacı ——– sürücüsünün, şehir içi hız kurallarına riayet etmediği gibi hatalı şekilde şerit değiştirmek suretiyle müvekkile yandan çarptığını, orta şeritte seyreden davacının, şehir içinde işlek bir caddede yüksek hızla seyrederken takip mesafesini korumadığından duramayacağını anlayınca daha çok hızlanıp seri manevralarla müvekkilinin yanından geçmek için hamle yaptığını, kamera kaydına davacının sinyal verdiğine dair sinyal sesinin kaydedildiğini, davacının, trafik güvenliğini tehlikeye ——– şeklinde tariflenen hamleyi yaparken müvekkile yandan çarptığını, kazada müvekkilinin aracının ağır hasar aldığını, şoför kapısında göçükler oluştuğunu, bu nedenlerle haksız davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——– dilekçesinde özetle; Söz konusu davada davacının iddia ettiği alacaktan şahsının değil sigorta şirketinin sorumluluğu olduğunu, manevi tazminat talebinin zenginleşmeye yol açacak şekilde olduğunu, davacının — karşılayamadıkları için davacının sigorta şirketine başvuru yaptığını ve sigorta şirketinin —– tazminatı davacıya ödediğini, bu nedenlerle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —-tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Davalı —- — kusuru nedeniyle oluşan trafik kazasından dolayı müvekkiline ait araç ve kaskta oluşan hasar bedeli olarak — alacaklarını —-arttırarak toplam — araç ve kask hasar bedelini olay tarihinden— itibaren işleyecek en yüksek temerrüt faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, araç değer kaybı olarak —– itibaren işleyecek en yüksek temerrüt faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin uğramış olduğu manevi zarara karşılık —-olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalılar ——-müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
——-müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—– yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- dosyasının —– dosya arasına alınmıştır.
—– müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Trafik kusuru konusunda uzman bilirkişi, sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi ve —- alanında uzman makine mühendisi bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, —- tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davalı şirket nezdinde sigortalı bulunan, davalı —- ait, diğer davalı —- sevk ve idaresindeki —— çarpışması sonucu, davacı yönünden HMK 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak araç hasar ve kask bedeli ile araç değer kaybına ilişkin ilişkin maddi tazminat ile —- manevi tazminat davasıdır.
Dosyada, davalı ——– yetki ve zaman aşımı ilk itirazları ön inceleme duruşmasında değerlendirilmiş, 6100 sayılı HMK 6,7 ve 16.madddeleri uyarınca mahkememizin yetkili olduğu ve davanın süresinde açıldığı kabulüyle yargılamaya devam olunmuş, dosya, trafik kusuru konusunda uzman bilirkişi, sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi ve otomotiv alanında uzman makine mühendisi bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; —- tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, sigorta poliçesi, hasar dosyası, ——- maddelerini ihlal etmesi sebebiyle kazanın meydana gelişinde %75 oranında asli kusurlu olduğu, sürücü ——– maddelerini ihlal etmesi sebebiyle kazanın meydana gelişinde %25 oranında tali kusurlu olduğu —— dosyasında yapılan yapılan yargılamada sürücü —- asli kusurlu, sürücü ——- tali kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, herhangi bir kusur oranlaması yapılmamıştır), ———, dosyaya delil olarak konulan sigorta ekspertiz raporu ve servis faturasından anlaşılacağı gibi aracın aldığı—– kısımlarının boyandığı, —– kazanın oluş şekli, kaza tutanağı, hasar ekspertiz raporu ve servis faturası değerlendirildiğinde, hasar ekspertiz raporu ile servis faturasının birbiri ile uyumlu, değiştirilen, onarılan parçaların söz konusu kaza ile uyumlu olduğu, değişen parça bedelleri ve işçiliklerin kadri maruf olduğu, değişen parçaların sovtaj değerinin olmadığı, aracın kaza tarihinde—- yaşında olması nedeni ile yıllık—- olmak üzere toplamda —- kıymet kazanma tenzilatının düşüldüğü, araç hasarının— olduğu, %75 kusur oranıyla bu bedelin —-faizi olduğu, davacı tarafça —tarihli —-yönelik fatura sunulduğu, —– bedellendirildiği, kask bedellerinin satış tarihi olarak kadri maruf olduğu, davacı tarafça kaza esnasında ——hasarlandığının beyan edildiği ancak bu kaskın hasarlandığı yönünde dosyaya herhangi bir resim, delil sunmadığı, hangi kaskın hasarlandığı tespit edilemediğinden tazminata baz olarak daha ucuz olan —– değerlendirmeye alındığını, kaskın ortalama olarak —-değeri olduğu göz önüne alındığında kaza tarihinde söz konusu kaskın — aylık ömrünü tamamladığı, bu nedenle kalan — aylık ömür bedelinin talep edilebileceği, bu bedelin —- olduğu, %75 kusur oranıyla bu bedelin —-faizi olduğu, aracın değer kaybının yerleşik içtihatlara göre yapılan hesaplama kriterine göre — olduğu, %75 kusur oranıyla bu bedelin —faizi olduğu, davacının talep edebileceği toplam zararın —faizi olduğu, kazaya etken eden — plakalı aracın davalı —- arasında geçerli olacak şekilde doğacak rizikolara karşı teminat altına alındığı, teminatın maddi zararlarda araç başına —– olduğu, davalı — tazminattan sorumlu olduğu, —– işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, davaya konu — plakalı araç maliki davalı ——- davacının talep edebileceği tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, temerrüt tarihinin sürücü ve araç maliki için kaza tarihi olduğu, sigorta şirketi için bildirim ———olduğu rapor edilmiştir.
Dava konusu araçta kaza tarihinden önce herhangi bir hasar yok ise; aracın kazasız piyasa rayici belirlenip buna göre hasarlı hali arasındaki fark değer kaybı kabul edilmelidir.
Davacıya ait araçta meydana gelen gerçek zararın belirlenmesi için mahkemece yapılacak iş, aracın kaza tarihindeki hasarsız piyasa değeri ve hasarlı haldeki piyasa değeri arasındaki farkı belirlemek için konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı denetime açık ve gerekçeli rapor alınarak, davalı sürücünün kusur oranı nispetinde tazminata hükmedilmesi olmalıdır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi kök raporunun bu yönleriyle hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunması sebebiyle ek rapor alınması cihetine gidilmeyerek ve yine davanın niteliği, miktarı, dosyaya giren müzekkere cevapları bir bütün olarak değerlendirilerek tanık dinlenmesine yer olmadığına karar verilmek suretiyle yargılamaya devam edilmiş, her ne kadar bilirkişi raporunda davacının talep edebileceği toplam zararın —- olduğu hesaplanmış ise de, davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesinde davanın toplam —-üzerinden ıslah edildiği, taleple bağlılık ilkesi uyarınca, artırılan bu bedel üzerinden karar verilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
——–karar sayılı ilamında:”Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının —- asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava,——kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur. Sigorta ettirenin dava hakkı, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Ödeme tarihi aynı zamanda 3. şahsa rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle işleten ve sürücünün faizden sorumluluğunun başlangıcının halefiyet başlangıcı olan ödeme tarihi olarak kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Davacı tarafça temerrüt faizi olarak avans faiz istenilmiştir. Davalının işleteni olduğu araç minibüs olup ticari araçtır. O halde, davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.
Yukarıda anılan —– davacı tarafça ticari işlerde uygulanan faiz talebinde bulunulmuş ise de, kazaya neden olan araç ticari araç olmayıp hususi araç olduğundan ve davacı ile araç işleten ve sürücü tacir olmadığından yasal faize hükmetmek gerekmiş, yine her ne kadar olay tarihinden —– itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş ise de, davalılar —-yönünden temerrüdün olay tarihinde gerçekleştiği ancak davalı —, başvuru tarihi olan —– tarihinden sekiz iş günü sonrasına tekabül eden — tarihi itibariyle temerrüde düştüğü ——- anlaşıldığından, sigorta şirketi yönünden bu tarih itibariyle temerrüdün gerçekleştiği kabul edilmiş ve davacının maddi tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının ayrıca manevi tazminat talebi de mevcuttur.
Manevi tazminat konusunda belirtmek gerekir ki; Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine ——- maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten—- maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun —- maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmıştır. Türk Borçlar Kanunu m. 56 gereği de ; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Manevi tazminat sade bir ifade ile, zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin —- giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir——-
Manevi tazminata hükmedilirken uygulamaya———–ilkeler ışık tutmaktadır. Manevi tazminat uygulamadaki yerleşen ilkeler ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları da gözetilerek, hakimin takdirinde bir husustur. Mahkemeler kanunen kendilerine tanınan takdir haklarını dikkatlı kullanmalıdırlar. Takdir yetkisi, kanun koyucunun bilerek ve isteyerek, yani bilinçli olarak bıraktığı kural-içi ——- boşlukların; hukuk kurallarını uygulamakla yükümlü olanlarca, olaylardaki özelliklerle toplumdaki ahlâkî düşünceler, hukukun birliği, takdir yetkisini tanıyan kuralın amacı, sosyal adalet gibi hususlar göz önünde tutularak ferdîleştirilip doldurulması yetkisidir. Hukukî niteliği bakımından, — tanınmış olan bu yetki, kural-içi boşluğu doldurup doldurmamak bakımından yargıca bir ——– Bu ibareden ödev niteliği kolaylıkla anlaşılmaktadır. Şu halde, hakim, takdirle ilgili şartların gerçekleşmesi halinde, takdir yetkisini kullanmakla yükümlüdür. Aksi takdirde, hakkın dağıtımından kaçınmış olur———–
Mahkememiz anılan hususların da farkında olarak, dosyaya dönüldüğünde, Manevi tazminatın amaçlarından biri caydırıcılık olmakla beraber diğeri manevi tatmin duygusudur. Manevi tazminat miktarı amacından çıkacak şekilde, tarafın maddi olarak çöküşüne neden olacak miktarda da olmamalıdır. Davacı tarafın sebepsiz olarak zenginleşmesine neden olmayacak, zarara uğrayanda manevi huzur doğuracak ve hükmedilecek tazminat miktarının cezalandırmaya veya malvarlığına ilişkin bir zararı gidermeye yönelik olmayacak şekilde olmasının Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul edilmiş olduğu, iş bu davada manevi tazminat talebinin tamamının kabul edilmesinin davalıların ekonomik olarak çöküşüne sebep olacağı, tüm hususlar, yukarıdaki açıklamalar, ——-ilkeler göz önünde tutarak, alınan kusur raporuna göre davacının olayda tali ve %25 kusurlu olması bir bütün olarak değerlendirilip hükümde gösterildiği şekilde davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ İLE, toplam ——— için temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, diğer davalılar ——tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat davası yönünden davanın KISMEN KABULÜNE, — manevi tazminatın olay tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —-müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken — harçtan peşin alınan —- harcın mahsubu ile arta kalan —- dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan peşin alınan —-posta masrafı olmak üzere toplam —– yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat davası yönünden Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1.980,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Maddi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.261,03TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat davası yönünden davalı —–tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Maddi tazminat davası yönünden davalılar ——- yapılan yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Manevi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 10 uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar —— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden davalı —– vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 10 uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı —– verilmesine,
11-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———- Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021