Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/797 E. 2022/64 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/797 Esas
KARAR NO : 2022/64

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/10/2020
KARAR TARİHİ : 31/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili————–markasının yetkili temsilciliğini —- aralarında var olan bayilik sözleşmesi gereği sadece belirlenen —- mağazasında teşhir ettiği ve satışını yaptığı, dava konusu ürünün ve diğer satımını gerçekleştirdiği ürünlere, sadece satış aşamasında temas ettiği ve ürünlerin üretim, — katılmadığı, bu sebeple ürünlerde de ortaya çıkacak olası sorunlara müdahale etmek yetkisi ve yetkinliğinin olmadığı, davalı——- ürünlerinin— sorumlusu olarak faaliyet gösteren şirket olduğu, davalı firmanın dava konusu—– markalı tüm —- aşamalarında söz sahibi olduğu, ürünlerin kalitesini —- yükümlülüğü altında olduğu, bu kapsamda —- ürünlerin — sonrası hizmetlerinde nihai sorumlu davalı şirkete ait olduğu, dava dışı tüketici—— —- tarihinde müvekkili —— ——– satın aldığı, dava dışı tüketicinin —— oluşan —— müvekkili şirket aleyhine ——- başvurduğu ve ————- —— neticesinde tüketicinin, haklı olduğuna karar verildiği, hakem heyeti kararı uyarınca, müvekkili şirketin dava dışı tüketici ——– ilgili dosya kapsamında yargılama gideri için ————— hiçbir —olmayan müvekkili şirketin işbu ayıplı ürün sebebiyle —- sorumluluğu yok iken —- uğradığı ileri sürülerek davamızın kabulü ile, müvekkili şirketin uğramış olduğu — meydana geldiği — itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı ——- tahsili, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerine bırakılması talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin söz konusu—- almadığı, davacının delillerinde ürün faturasına dayanmış ise de söz konusu fatura dosyaya ibraz edilmediği, taraflarına gönderilmediği, şirket kayıtları incelendiğinde davacıya, müvekkili tarafından satılan bir ürüne rastlanılmadığı, davacının tacir olup huzurdaki davada TTK hükümleri uygulanacak, tüketici sıfatını haiz olmadığından 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un uygulanması ise mümkün olmayacağı, satışa konu ürününün müvekkili tarafından ithal edildiğine dair bir belge de sunulamadığı,——– ettiği ancak ne yazık ki müvekkilinin ithal ettiği ürünlerin bazı kötü niyetli kişilerce müvekkilinden —- bu konuda da müvekkili yasal yollara başvurduğu müvekkili ithal ettiği—— ———— gibi —- şirketlere de sattığı, davacının da muhtemelen satışa konu ürünü müvekkilinden değil ——— aldığı, davacının dava dilekçesinde ——-firmanın——- düşündükleri, müvekkilinin —— şirketlere satabileceği, davacının, ürünü satın aldığı şirkete başvurmayıp direkt müvekkiline başvurması da anlaşılabilir olmadığı, tüketiciye direkt ürün satmayan ithalatçının bedel iadesi yükümlülüğü de bulunmadığı, davacının tüketicinin ——– ayıplı olduğundan bahisle tüketici — yapmış olduğu başvuru üzerine verilen karara karşı itirazda bulunmadığı, kanun yoluna başvurmayan davacının rücu hakkı bulunmadığı, 6502 sayılı Kanunun 70/3. maddesi uyarınca—–kararlarına——itiraz hakları mevcut olduğu ancak davacı tarafın ayıplı olduğundan bahisle bedel iadesine hükmedilen tüketici —– karşı itiraz kanun yoluna başvurmadığı, ilgili karara karşı itiraz kanun yolunu tüketmeyen davacı—– yapması sebebiyle tüm sorumluluğu müvekkili şirket üzerine yüklemeye çalıştığı, “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 164/2. maddesinde ”Müteselsil borçlulardan biri ortak def’i ve itirazları ileri sürmezse, diğerlerine karşı sorumlu olur.” denilerek açık bir şekilde rücunun şartları düzenlendiği savunularak davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER:
Dava ve cevap dilekçeleri, —— dosyası,—– raporu, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı tüketici —– davacı şirketin mağazasından ———- —–cihazın arızalı çıkması nedeniyle dava —- —- tarafından davacı şirket aleyhine —- basvurması sonucu verilen karar neticesinde davacı sirketin dava dışı tüketici—– ödedigi bedelin bahse—-davalıdan tahsili sartlarının mevcut olup olmadıgı, varsa miktarı, dava konusu cihazın ayıplı olup olmadıgının tespiti hususuna ilişkindir.
Dava dışı tüketici —- —-numaralı başvuruda, şikayete——– hatası, konum hatası ve bildirimlerin gelmediğinden —- gittiğini buna rağmen sorunun çözülmediğini belirtip ödediği ücretin iadesini talep ettiği, bunun üzerine hazırlanan ——– inceledim———–TÜM TESTLERİ YAPILMIŞTIR” denildiği, ancak ilgilinin —- yapmış olduğu—- Bildirim Dilekçesi başvurusuna istinaden şikayet konusu olan—- yapılan detaylı kontrollerinde,——- problemleri olduğu görülmüştür. Bu kapsamda — arızaya rastlanmamıştır ” dendiği,———— ürün bedelinin—— iadesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu —- ayıplı olup olmadığına ilişkin Mahkememiz tarafından bilirkişi incelemesine yönelik karar verilmiş olup bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişinin —- —— yapılan tespit ve değerlendirmeler neticesinde; — dışı müşteriye satış öncesi tedariği, davacı ve davalı arasında—- dosyada bu yönde bir fatura bilgisi bulunmadığı, bununla birlikte—- davalı firmaya ait olduğu, — dava konusu —— ait olduğu, ——- sorgulandığında ithalat yoluyla kaydedildiği ve kayıtlı olduğu, davalı firmada yapılan incelemede, dava dosyasına eklenmeyen detaylı ürün — kayıtları incelenmiş, müşteri ile yapılan görüşmeler ile üründe ücretsiz değişimler vs yapıldığı, yine davalı firmada yapılan yerinde incelemede, ürünün üreticisi olunmadığı için her arızanın tamiri beklenmemekle birlikte, teknik servis kabiliyetinin, müşteri şikayetini inceleyebilecek ve —– yapacak seviyede olduğu, ürün üzerinde yapılan inceleme— konusu ve önceki bilirkişi raporunda değinilen—- ancak davalı firmada yerinde yapılan incelemede, ürünün üçüncü şahıslarca kullanımına engel olarak —– bulunduğu,—- açıldıktan sonra — —çalıştığı, netice olarak üründe üretim– problemsiz çalıştığı tespit edildiği beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ olmuş ve denetimi yapılmıştır.
Somut olayda iki tarafın tacir olduğu, davacının, davalının ithalatçısı olduğu ve dava dışı firmadan satmak için dava konusu ——– aldığı, alınan bu——arızalanması üzerine tüketicinin —- — kararı ile ———- iadesine; şikayet konusu ayıplı ürünün şikayet edilene iadesine karar verildiği, davacı —tarihli — bedeli ödediği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf —- tarafından alınan rapor doğrultusunda bahse konu ödemeyi yaptığını iddia etmiş ise de, söz konusu kararın kaldırılmasına yönelik — Mahkemesine herhangi bir dava açıp bilirkişi raporu aldırmadığı, Mahkememiz dosyasında alınan bilirkişi raporunda da bahse konu ——tespit edildiği, dolayısıyla davacı tarafından üretimden kaynaklı olan herhangi bir ayıp olmamasına rağmen yapmış olduğu ödemeden kendisinin sorumlu olacağı vicdani kanaatine varılmış olup işbu Mahkememiz dosyasında alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli, denetim uygun olarak kabul edilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olup kendisine yemin deliline dayanıp dayanmadığı hatırlatılmıştır. Davacı taraf yemin deliline dayanmakla davalı şirket ——– duruşmada beyanı;
“Davalı vekili tarafından davalı şirketin—- kaydı ile şirket yetkililerini bildirir dilekçe ve ekleri sunulmuş olduğu görüldü.Okundu dosyasına konuldu.
Dilekçe ve ekleri incelendiğinde —— münferiden şirketin yetkilisi olduğu anlaşıldı.
Davalı şirket yetkilisi —— soruldu: yemin etmeye hazırım dedi.
——- adresinde ikamet eder. Huzura alındı.
HMK nın 233(2) uyarınca yemin edeceği konular ve yemin içeriği ile yeminin anlam ve önemi açıklanıp anlatıldı. HMK 229.maddesi uyarınca yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınması halinde yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı hatırlatıldı. Yalan yere yemin etmesi halinde ise cezalandırılacağı hususunda uyarıldı.
Davalı şirket yetkilisi —- Soruldu: Yeminin anlam ve önemini anladım. Yalan yere yeminin sonuçlarını biliyorum. Yemin teklifini kabul ediyorum. Yemini eda etmeye hazırım dedi.
HMK 233/4-5 maddesi kapsamında “size sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiç bir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz? ” diye soruldu.
—- Beyanında: ‘Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiç bir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyorum.’ dedi.
—- Beyanında: Dosyada alınan bilirkişi raporuna göre üretimden kaynaklı ayıplı olmayan herhangi bir sorunu olmayan —– nedeniyle davacıya karşı herhangi bir sorumluluğumun olmadığına namusum şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ederim Dedi. Beyanı okundu, imzası alındı.
HMK 238(1) uyarınca tutan———– yemin edene huzurda okundu ve beyanında sebat edip etmediği soruldu;
Beyanında ; Tarafıma okunan yeminli beyanlarımı aynen tekrar ederim. Yeminimde ısrar ediyorum. Dedi.”
… Şeklinde olup aynen aktarılmıştır.
Yukarıdaki gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın REDDİNE,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-) Yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-) Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-. 13/1 maddesi uyarınca 1.349,77 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile—- bütçesinden ödenen ——— arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.