Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/795 E. 2021/687 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/795 Esas
KARAR NO : 2021/687

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı takip borçlusu ——- diğer borçlu ——- bu sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, müvekkil bankanın bu sözleşme gereği adı geçen borçlulara krediler kullandırdığını, fakat davalı /takip borçlularının sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemediklerini, —– gönderildiğini, buna rağmen borçlunun—-sayılı dosyasından İlamsız takibe geçilerek icra takibi başlatıldığını ancak borçlu vekilinin borca itirazı neticesinde icra takibinin durduğunu, davalı—- bir uzlaşmaya varılamadığını, imzalanan sözleşme gereğince, temerrüt faiz oranı krediye uygulanan akdi kredi —- olarak belirlendiğini, faize yapılan itirazın da haksız olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile faiz ve masraflar hariç olmak üzere 205.146,88 TL tutarında alacaklarının, tahsil tarihine kadar işleyecek faiziyle birlikte tahsilinin temini için borçlunun itirazının kesin iptali ve takibin devamına, borçlulara %20’ tan az olmamak üzere icra inkar tazminatı yükletilmesine, tüm yargılama giderleri, ihtar masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında davalılarca davaya cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalılar duruşmalara katılmamış; davada kendilerini vekille temsil de ettirmemişlerdir.
DELİLLER : ——- Esas sayılı dosyası ———- dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Bankacılık işlemlerinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak gönderilen ve yapılan davetiyeler sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve vaki —– tarafların sulh olmak istememeleri nedeniyle uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilmiştir. Bu aşamada deliler incelenip değerlendirilerek tahkikat tamamlanmış ve duruşmaya katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas —— sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlığa konu olayda ——- Esas sayılı dosyasından davalı hakkında genel kredi sözleşmesine ve kefalete bağlı olarak borçlu sıfatıyla icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davalı davaya cevap vermediğindin iddianın inkâr edildiğinin kabulüyle davacı tarafından gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu verilmesi için bankacılık konusunda uzman nitelikli hesaplamalar uzmanı bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi——— tebliğ edilmiş ve bilirkişi raporuna karşı sunulan beyan ve itirazları da değerlendirilmiştir. Bilirkişi tarafından dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu raporda özetle davalıların kredi sözleşmesinde kefil olarak imzanın bulunduğu ve kefaletin usul ve yasaya uygun olduğu, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle toplam 210.946,76 TL alacaklı olduğu yönünde tespit, hesap ve görüş bildirildiği görülmüştür. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamıyla uyumlu olduğu, davalı gerçek kişinin aynı zamanda kredi sözleşmesinin tarafı diğer davalı ———— ortağı ve yetkili temsilcisi olduğu, şirkete olan kefaletin hukuken geçerli olduğu, davacı tarafın davasını TMK’nın 6. ve HMK’nın 190.maddeleri nazarında usulüne uygun olarak ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh dosyaya mübrez bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek ve özellikle geçici mühlet kararının davamız yönünden bir etkisinin de bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile, davalı-borçluların——- Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazlarının iptali ile icra takibinin aynen aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda uyuşmazlığın — işlemlerinden ve genel kredi sözleşmelerinden ve işbu krediye kefaletten kaynaklanması— davacı bankanın icra takibine konu ettiği alacağı açık net ve belirli bir şekilde istemesinin gerekmesi ve beklenmesi, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan borç miktarının olayda olduğu gibi ürün çeşitliliği ve faiz yönünden banka müşterisi tarafından hesaplanıp belirlenmesinin mümkün görülmemesi ve kaldıki bilirkişi tarafından fazla bir miktar çıkarılmasına göre her halükarda sonuca da yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuyla ulaşılması ve raporun süresi içinde itiraza uğramaması karşısında İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalılar sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi — ücretinin de davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçluların—— takip dosyasına yapmış oldukları itirazlarının İPTALİ ile icra takibinin aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 14.013,58 TL karar ve ilam harcına, peşin alınan 2.477,67 TL harcın ve ilamsız icra takibinde alınıp dava açılırken mahsup edilen 1.025,73 TL peşin harç toplamının düşülmesiyle bakiye 10.510,18 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 2.477,67 TL peşin harç , 7,80 TL vekalet harcı ve 177,50 TL posta masrafı, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.417,37 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddeleri uyarınca —- arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-)Davacı kendisini davada bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—— 13/1,uyarınca 22.810,28 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı; davalının ve davalı şirket temsilcisinin yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.