Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/791 E. 2021/905 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/791 Esas
KARAR NO: 2021/905
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 20/10/2020
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —- sahasında, İcra Takibine konu belgelerde belirtilen adres ve tarihlerde davalı —-, yapmış olduğu kazı çalışmaları sırasında müvekkili olan şirkete ait altyapı kablo ve tesislere hasar verildiğini, şirkete verilen hasarlar nedeniyle, ekte sunulan belgelerden de anlaşılacağı üzere şirket elemanlarınca hasarların tespit edildiğini, hasar keşif tutanağı formu ve malzeme-işçilik cetveli düzenlendiğini, akabinde, —– iletişimin aksamaması adına, ivedilikle müteahhit firma tarafından hasarın giderildiğini, nitekim zararın tazmini için alacaklarının tahsilini sağlamak amacıyla hasar tespit tutanağı, hasar keşif formu ve olay yeri resimlerine istinaden, taraflarınca —— nolu dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu takibe ilişkin ödeme emrinin davalıya, tebliğ edilmiş olduğunu davalı tarafın yetkiye ve borcun tamamına —— itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı— vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; İşbu davanın müvekkili—— açısından husumetten reddi gerektiğini, zira müvekkili—-bizzat kendisinin çalışma yapmadığını, dava dışı — tarafından dava konusu yerlerde çalışma yapıldığını, —- yerdeki hasarın miktarını ödediğini, diğer iş ortaklığının ise kendi çalıştığı ve hasar verdiği yerle ilgili bir ödeme yapmadığının anlaşıldığını, Bu itibarla öncelikle —-dava konusu hasarla ilgili olduklarından davanın ihbarını talep ettiklerini, dava konusu olayla ilgili müvekkilinin iş sahipliği dışında başka hiçbir sıfatı haiz olmadığın, bir başka deyişle —-düzenlemesi bakımından işveren sıfatı olmadığını belirterek müvekkili —- yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: —– dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, tarafların sulh olmak istememeleri üzerine uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilmiş ve tahkikatı gerektirir bir husus görülmediğinden duruşmaya katılan taraf vekillerinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu—– sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez — tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalının talebi üzerine dava —- edilmiştir. Buna rağmen ilgili şirketler davaya katılmamış her hangi bir beyanda da bulunmamışlardır.
Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi ise —Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. — davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın — yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre — Esas sayılı dosyasından davalı-borçlu—- hakkında haksız fiil nedeniyle oluşan zarara dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu görülmektedir. Davalı-borçlu—- zararlardan zararı veren yüklenici firmaların sorumlu olacağını savunmaktadır. Buna göre dosya kapsamındaki keşif ve hasar tespit tutanaklarından ve—— zararın ve tespit edilen miktarının açık bir şekilde ortada olduğu ,davalı —- esasen zarara ve zarar miktarına ilişkin bir itiraz öne sürmediği kabul edilmelidir. Kaldı ki ——— çalışması gibi işlerin yürütülmesi sırasında yer altında döşenen kablolara ve yer altı ve üstü altyapı hizmetlerine zarar verilmesi işin niteliğine ve hayatın olağan akışına uygun olarak sıklıkla gerçekleşen bir durumdur. Davalı—–meydana gelen zararın yüklenici şirket/ler tarafından aralarındaki sözleşme gereğince yapılan kazı çalışmaları veya iş sırasında meydana geldiği ve dolayısıyla kendilerinin doğan zarardan sorumlu olmadıkları yönündeki savunmasına da, üçüncü kişilere karşı yapılan haksız fiillerden sorumluluğun sözleşme ilişkisi ile ortadan kaldırılmayacağı, mevcut durumun sözleşmenin tarafları arasındaki iç ilişki ve rücu ilişkisini ilgilendirdiği ve böylece onlara göre üçüncü kişi konumundaki davacı şirketi bağlamayacağı düşüncesiyle itibar edilmemiştir. —– Öte yandan davacı şirketin yer altındaki altyapı kablo ve tesislerine verilen zararın ve miktarının davacı şirket tarafından açıkça dökümünün gösterildiği zararın hizmetin aksamaması için giderildiği ve buna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin dosyaya ibraz edilerek zararın ve miktarının esasen açıkça ispat edildiği değerlendirilmiştir. Zira dinlenen tanık beyanı ve üçüncü kişi tarafından davalı adına yapılan kısmi ödeme de zararı, miktarı ve sorumluluğu ortaya koymuştur. Bunların yanında mahkememizce alınan bilirkişi raporunun da davacı şirket tarafından belirlenen ve gösterilen zarar miktarı ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle uyumlu olduğu, yapılan tespit ve ulaşılan sonucun piyasa şartlarına göre de kadri maruf olduğu sonuç ve kanaati hasıl olmuştur.—-Bütün bunlara göre davalının haksız fiilden doğan zararı, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte varsa yüklenici firmalarla birlikte müştereken ve müteselsilen tazmin etme sorumluluğunun bulunduğu ve davacının bu kapsamda yalnızca davalıya da yönelebileceği düşüncesiyle benimsenen bilirkişi raporu da gözetilerek davanın kabulü ile, —–yönünden yapmış olduğu itirazının iptali ile yapılan kısmi ödemenin infazda gözetilerek tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibinin asıl alacağa — takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan—- değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle aynen devamına karar verilmiştir. Davaya konu olay haksız fiilden kaynaklandığından haksız fiil tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmekli birlikte; alacağın varlığı ve miktarının işbu yargılama sonucunda belirlenmesi nedeniyle koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebi ise dinlenmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun,—- yönünden yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibinin asıl alacağa —- takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan —— değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince tazminat talebinin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 850,45 TL karar ve ilam harcınına 148,20 TL peşin harç ve icra dosyasında alınan 61,35 TL harcın mahsubuyla bakiye 640,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 54.40 TL başvurma harcı 148,20 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı , 141,50 TL posta masrafı, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 961,90 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine; işbu konuda Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle ——– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2021