Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/781 E. 2022/520 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/781 Esas
KARAR NO : 2022/520
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2020
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirket ile davalı firmanın davalının —-yapmakta olduğu,—– ilinde toplam —- —- projesine ve teknik şartnamesine göre ——– imalat işinin davacı müvekkili firmaya —- bedelle verilmesi konusunda anlaştıkları ve davacı müvekkili şirketçe imalat yapılarak davalı firmaya teslim edildiği, ancak davalı firma tarafından,—- yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek yapılan işte eksiklikler olduğu iddia edildiği, şartnamenin genel hükümlerine göre davacı müvekkilinin imalat ve ifa eksikliği bulunmadığı, aksine davalı firmadan – alacaklı olduğundan——-yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek davalı firmanın ihtarnamesine cevap verildiği ve bakiye —-ödenmesi davalıya ihtar edildiği, davalı firma tarafından söz konusu bedel ödenmediği gibi yapılan işte eksiklikler olduğu iddiasıyla —–sayılı dosyasından delil tespiti yaptırıldığı, davacı müvekkili firmanın katılmadığı ve tek taraflı olarak hazırlanan bilirkişi raporunda —- eksiklik olduğu belirlendiği ancak davacı müvekkili şirketçe söz konusu delil tespitine ve bilirkişi raporuna itiraz edildiği, davacı müvekkili şirketin davalı firmadan alacaklı olduğu — tahsili için taraflarınca —-sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı firma tarafından borcun tamamına itiraz edilerek takibin durduğu, alacağın tahsili amacıyla ticari davalarda zorunlu arabuluculuk dava şartı kapsamında taraflarınca —–sayılı dosyası ile arabuluculuk başvurusu yapıldığı, ancak arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamadığından huzurdaki itirazın iptali davasının açılması zarureti hasıl olduğu ileri sürülerek fazlaya ilişkin dava ve talebe bağlı ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulü ile davalı borçlunun ——— sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamı, davalı aleyhine, İ.İ.K. md.67/II gereğince % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi, Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın –zamanlarında herkes için eğitim projesi çerçevesinde —- destek amacı ile —- betonarme eğitim binasının yapımı işinde anlaştığı, söz konusu projenin teknik şartnameye göre teslimi taahhüt edildiği, okul inşaatının projesine ve teknik şartnamesine göre —tabloları imalat işi ile ilgili —–tarihinde davacı şirket bünyesinde ——- altında fiyat teklifi verildiği, müvekkili şirket tarafından bu teklif içerisinde sunulan panolar ve tablolar içerisinden –olmayacağı bildirilerek ve tekliften bu fiyat çıkarılarak bir okul için — —-bedelle aynı gün karşılıklı mutabakatla anlaşma sağlandığı, verilen işler kapsamında davacı firmaya —- bedelli çek keşide edildiği ve “avans” çeki olarak teslim edildiği, davacı firma bu çekleri kullandığı ve müvekkili firma hakkında icra takipleri başlatıldığı,—- tarafından —-ait, keşide yeri — sayılı dosyası ile esas takibine geçildiği, —- esas sayılı dosyası ile esas takibe geçildiği, davacı firmanın işin süresine uymadığı gibi teknik şartlarda belirlenen niteliklere uygun işler yapmadığı ve işi de yarım bıraktığı, bunun üzerine müvekkili şirket yetkilisi tarafından —–yevmiye sayılı ihtarname keşide edilerek tebliğ edildiği, işbu ihtarnamede açıkça eksik işler tek tek sayılarak söz konusu ayıpların giderilmesi talep edilmişse de davacı firmanın söz konusu eksiklikleri ve ayıpları gidereceğine ——- yevmiye sayılı cevabi ihtarnamede kötü niyetli olarak teslim alınan çeklerin avans çekleri olmadığını, ekinde dayanak faturalar olmaksızın yalnızca tarih ve bedellerine yer vererek yapılan işlerin tamamlandığı iddiasında bulunarak sorumluluklarını yerine getirdiğini dile getirildiği, oysaki davacı firmanın müvekkiline kestiği faturaların—— bedelli faturalar olduğu, bunun dışında davacının varsa kestiği faturaların herhangi bir şekilde müvekkiline tebliğ edilmediği, müvekkili şirket tarafından da ticari defterlerine işlenmediği, davacının bu kapsamda ispat yükünü yerine getirmekle mükellef olduğu, müvekkili şirket tarafından söz konusu ayıpların tespiti amacıyla —- sayılı dosyasından delil tespiti yaptırıldığı ve neticesinde —- bilirkişiler raporuyla — tutarında eksik iş tespiti yapıldığı gibi kusurlu işlerin düzeltilmesi için de —— masraf yapılması gerektiği sonucuna varıldığı, davacının firma müvekkili zarara uğrattığı gibi hak ettiğinden fazla olacak şekilde elinde bulundurduğu avans çeklerini kullandıktan sonra dayanıksız bir şekilde “cari hesap alacağı” adı altında alacak talebinde bulunduğu, bu kapsamda davacının taleplerini kabul etmemekle birlikte ödemezlik defini, zamanaşımı defini ileri sürdükleri, davacının eksik ve ayıplı işleri nedeniyle—– yaptığı incelemelerde bulduğu eksikleri asıl yüklenici firma olan —– bunu raporladığı, özetle davacı firma sözleşmeye uygun şekilde iş yapmadığı gibi yaptığı işlerin de ayıplı olduğu, avans çeklerini de kullandığı, müvekkili firmanın ticari defterlerine kayıtlı bulunmayan faturalardan müvekkili firmanın bilgisi de olmadığı gibi söz konusu fatura içeriklerini de kabul etmedikleri savunularak davanın reddi ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi beyan ve talep edilmiştir.
DELİLLER : —–Esas Sayılı Dosyası , –Yevmiye Sayılı İhtarnamesi Ve —-Yevmiye Sayılı İhtarnamesi— Dosyası, — Formları, Mahkememizce Temin Ettirilen Bilirkişi Raporu, ——Talimatla Temin Ettirilen Bilirkişi Raporu, Dosyadaki Sair Tüm Bilgi Ve Belgeler.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ ,VAKIALAR VE SONUÇ:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesi gereğince açılmış İtirazın İptali ve tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde dava şartı arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığından taraflar sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın taraf vekillerinin sulh olmak istemediklerini beyan etmeleri üzerine üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davalının yaptığı zamanaşmı itirazı, 6100 sayılı HMK’nin 142 ve 6098 sayılı TBK’nin 146,147/6 maddeleri kapsamında değerlendirilip, dinlenmemiştir.
Davaya konu———Esas sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır; 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde; —–Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —–Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —— Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olaya baktığımızda; davacı şirket tarafından —– sayılı dosyasından davalı hakkında eser sözleşmesi kapsamında açık hesap ilişkisine göre alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, taraf vekillerince gösteriler deliller ve davanın niteliği gereği resen toplanması gereken deliller toplanmış ve 6102 Sayılı TTK’nin 83-85 maddeleri ve 6100 Sayılı HMK’nin 221.maddeleri kapsamında inceleme gün ve saati belirlenerek öncelikle davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu minvalde dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bu kapsamda —— tarafından hazırlanan raporda özetle ve mealen; davalı şirketin incelenen defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davalının cari hesap kayıtlarında – adet fatura karşılığı toplam — mevcut olduğu, buna karşın —- ödemenin de iade ve iptal edilip gerçekleşmediği ve böylece —-tarihi itibariyle davacıya—– borçlu bulunduğu yönünde yönünde tespit ,hesap ve görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu davacı taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve taraflara beyan ve itirazlarını bildirmeleri için gerekli yasal süre tanınmış ve buna ilişkin sunulan beyanlar ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu işlemlere müteakip davacının adresi/merkezi mahkememiz yargı çevresi dışında olduğundan —– talimat yazılarak davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi istenmiştir.—–Ticaret Mahkemesi kanalıyla verilen ve bilirkişi —– tarafından düzenlenen işbu raporda ise özetle; davacı şirketin incelenen—- yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış onaylarının yaptırıldığı, davacının davalıya – adet fatura karşılığı toplam — satış yaptığı, buna karşılık —– tahsilat yaptığı ancak bu çeklerin karşılığının çıkmadığı böylece davalının — alacağının bulunduğu , davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan ——-adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve farkın bundan kaynaklandığı yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Yine işbu bilirkişi raporu da taraf vekillerine usule uygun olarak tebliğ edilmiş ve vekillere beyan ve itirazlarını bildirmeleri için gerekli yasal süre tanınmış ve buna ilişkin sunulan beyanlar ve itirazlar da diğerlendirilmiştir. Mahkememizce alınan her iki bilirkişi raporunun da denetimi yapılmış ve dosya kapsamıyla uyumlu oldukları değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmede davacı tarafından düzenlenen faturalara göre toplam —- alacağı bulunduğu, davalının —– bedelli çekleri verdiği ancak çeklerin ödenmediği ve böylece davacı ticari defterlerine göre davalıdan çekler dışında takip miktarı kadar alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerine göre de davacının —- alacağının bulunduğu ve alacağın ödendiğine ilişkin bir delil bulunmadığı, her iki tarafın ticari defterlerine göre her halükarda davalının takip konusu miktar kadar borçlu olduğunun sabit olduğu, davalının çekleri ödemediği gibi dava konusu bakiye alacağa da haksız olarak itiraz ettiği , davalının yaptırmış olduğu —- sayılı tespit dosyasından alınan bilirkişi raporunda dahi şartnameye uygun eksik işlerin toplam bedelinin—- olduğu , anılan miktar gözetildiğinde bile davalının kesin delil niteliğindeki ticari defterlerine göre kayıtlı borcunun dava konusu alacağı fazlasıyla karşıladığı, ödenmeyen çeklerin keşide tarihinin —- olduğu, tespit talebinin ise——- tarihi olduğu , davalının avans olarak verdiğini savunduğu çekleri gününde ödemediği gibi hemen akabinde eksik işler iddiasına dayalı tespit yoluna başvurduğu ve böylece edimini kısmen dahi ifa etmediği anlaşılmakla ödemezlik defi savunmasına itibar edilemeyeceği düşünülmüştür. Bir başka anlatımla toplam iş bedeline ve hakedişe göre davalının verdiği çeklerin bedelini ödemediği gibi işbu davaya konu bakiye borcu da ödemekten kaçınması işin niteliğine, edimlerin ifası kurallarına ve hassaten dürüstlük kuralına da uygun bulunmamıştır. Binaenaleyh, davacının davasını TMK’nin 6. HMK’nin 190 ve 222/3 maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan her iki tarafın ticari defter ve kayıtları ile ispat ettiği sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez bilirkişi raporlarının da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu da kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalı-borçlunun —–sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin asıl alacağa ——- takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Bu açıklamalar ışığında somut olayda asıl alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak sözleşme ilişkisi, fatura, ticari defter ve belgeleri göre açıkça belirleyip tespit edebilir durumdadır. Mamafih davalının asıl alacağa ilişkin olarak itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden takibe konu temel alacak/borç muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan —— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, aynı kanunun 326/1. maddesi gereğince tamamen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gereğince dava öncesi —–bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsaımnda davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun ———sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa——- takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan 9.212,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.146,40 TL karar ve ilam harcınına başlangıçta alınan 556,31 TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 230,30 TL harçların mahsubu ile bakiye 2.359,79 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca——bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-) Davacı tarafından yapılan 54.40 TL başvurma harcı 556,31 TL peşin harç, 91,00 TL posta masrafı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.901,71 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, maddesi uyarınca 6.787,89 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
😎 6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine, bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle———– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2022