Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/775 E. 2022/865 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/775 Esas
KARAR NO: 2022/865
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ: 14/10/2020
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının devir bedeli olan —– müvekkili ve davalı arasında —- tarihli ——– aktolunduğunu, iş bu sözleşme gereğince——- adresinde bulunan müvekkiline ait olan —– isimli işyerinin devrine ilişkin sözleşmenin taraflar tarafından kabul, beyan ve taahhüt edilerek imza altına alındığını, dava konusu sözleşmede, devir bedelinin ——- içinde ödenmesinin kararlaştırıldığı, devir. bedelinin tamamının ödenmesi sonrasında işyerinin davalıya devir edileceğini, sözleşmede taksit tutarlarının senet ile ödeneceği kararlaştırılmış olsa da herhangi bir senetin düzenlenmediğini, taksit tarihlerine ve taksit tutarlarına uymadığını, 2 seneyi aşkın bir süre işyerini ve işyerindeki müvekkiline ait spor gereçlerini ve demirbaşları kullandığını, bu süre zarfında işyerinden gelir elde ettiğini, sözleşme gereğince işyerine ait tüm fatura ödemeleri, işyeri giderleri, kira bedelleri, vergi, stopaj, internet, elektrik, su faturaları, aidat vb. gibi ödemeler davalının sorumluluğunda olmasına rağmen ve bu ödemelerin davalı tarafından yapılması gerekmesine rağmen, davalının bu ödemeleri yapmadığı, davalının söz konusu sözleşmeyi —— tarihinde tek taraflı ve sözlü olarak fesh ettiğini, dava konusu sözleşmede, taraflardan herhangi birinin sözleşmeyi haksız nedenlerle feshetmesi halinde, yürürlüğe girecek olan cezai şart hükümlerinin sözleşmenin —– Maddelerinde taraflarca karşılıklı olarak açıkça kararlaştırıldığını, bu maddelere göre cezai şart bedelinin —- olduğunu, sözleşmenin davalı tarafından feshi durumunda, davalının sözleşmenin fesih tarihine kadar ödediği devir bedeline ilişkin ödemelerin, kiraların, işyeri giderleri ve hiçbir ödemenin geri ödenmeyeceği hususunda sözleşmede belirtildiğini, davalının, değeri en az —- pilates ve spor aletlerini ve de ekipmanlarını, işyerinde bulunan ofis eşyalarını haksız ve hukuka aykırı alarak işyerini habersiz olarak terkettiğini, müvekkilini mağdur durumda – bıraktığını, davalının sözleşme gereğince sorumluluğunda olan ancak ödemediği vergi borcunun —- olduğunu, İşyerinin telefon ve internet faturalarına ilişkin borçların ödenmemesi üzerine, telekom tarafından müvekkiline icra takibi yapıldığını ve müvekkili tarafından—- borcun ödendiğini, müvekkili tarafından işyeri depozitosu olarak verilen —– davalı tarafından ödenmeyen işyeri kiralarına sayıldığını, davalı ve eşi tarafından müvekkiline gönderilen mesaj yazışmalarından da, davalı tarafından işyerine ait kira borçlarını, elektrik faturalarını, su faturalarını, telekom faturalarını ödenmediğinin ve davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettiğinin anlaşıldığını, —– yevmiye no’lu ihtarnamesi ile davalıya sözleşme şartlarını yerine getirmediğinin, sözleşmenin —- tarihinde davalı tarafından tek taraflı olarak fesh edildiği, sözleşmenin —- gereğince davalının—- cezai şart bedelini ve müvekkile ait olan—— içerisinde müvekkiline ait banka hesabına ödenmesi gerektiğinin, müvekkile ait spor aletlerinin ve diğer eşyaların geri iade edilmesinin, davalının sorumluluğunda olan faturaların ödenmesinin ihtar edildiğini, davalının cevabi ihtarnamesinde; işyeri devrinin gerçekleştiğini iddia ederek işyerinde bulunan tüm ekipmanların da devrinin gerçekleştiğini, kira sözleşmesine taraf olduğunu ve depozito ücreti kullanım hakkının da kendisine devredildiğini, sözleşmede belirtilen tüm bedeli ödediğini iddia ettiğini, devir bedelini ödemeyerek sözleşmenin nihayete erdirilemediğini ve davalının sözleşmeden doğan edimlerini tamamlamadan ve de sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeden, tek taraflı olarak, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde söz konusu sözleşmeyi feshettiğini, bu sebeple sözleşmenin —–gereğince davalının —– cezai şart bedelini ödeme sorumluluğunun doğduğunu beyan etmiş, açıklanan ve resen nazara alınacak nedenlerle ve fazlaya ilişkin tüm talep, dava ve alacak hakları saklı kalmak kaydıyla; Taraflar arasında aktolunan —- tarihli sözleşme hükümlerinin davalı tarafından haksız olarak ihlal edilmiş olması ve sözleşmenin davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak feshedilmiş olması sebebi ile, sözleşmenin —– gereğince, sözleşmeden doğan —— cezai şart bedelinin tahsili amacıyla, taraflarınca davalı aleyhine gerçekleştirilen —–Sayılı dosyasından gerçekleştirilen icra takibine, davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptaline, icra takibinin devamına ve cezai şart bedelinin taraflarca sözleşme ile belirlenmiş olması ve alacağın likit olması sebebi ile, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen —— tarihli iş devir sözleşmesi uyarınca, ——– şeklinde belirlenmiş bir ödeme planı yapıldığını, bu ödemelerle birlikte, İş ve Devir Sözleşmesi’nin—– göre, bahariye ——- devriyle birlikte, kullanım hakkı, işyerinin tüm ekipmanlarla birlikte devri, müşteri portföyü datası, kira sözleşmesinin tarafı olma ve kira sözleşmesiyle birlikte ferileri(var ise depozito ücretinin kullanımı) da müvekkiline devrolmuş sayıldığını, davacı tarafından ödenmediğini iddia edilen tüm ödemelerin, dekontların, davalın eşi dava dışı ———- tarafından davacıya gönderildiğini, davacı yanın keşide ettiği ihtarnamede, zamanında ödenmemiş senetli borç taksitlerinden dolayı haksız fesih karinesinden bahsettiğini, dava dilekçesinde ise kati şekilde senet verilmediğini iddia ettiğini, taraflar arasında sözleşmede belirtildiği gibi, senetlerin düzenlenmiş olup, ödemelere istinaden müvekkilce teslim alınıp imha edildiğini, eğer senet düzenlenmediyse, bunun ispat yükünün davacıya ait olduğunu, Sözleşmenin ——- Maddesinin; “Sözleşmenin ——– tarafından haksız olarak feshedilmesi ve rekabet yasağına aykırı davranması halinde, … devir ücretinin tamamını —- bedeli iş bu hükmün cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt edeceğini, ayrıca Sözleşmenin ——- tarafından fesih edilmesi halinde hiçbir şekilde sözleşme fesih tarihine kadar ödenen senet, kira, bina giderleri, şirket giderleri vs. hiçbir ödemeyi geri isteyemez.” şeklinde olduğunu, anılan cezai şartın ortaya çıkması için, hukuken, haksız olarak fesih ve rekabet yasağına aykırı davranışın bir arada bulunması şartlarının birlikte olması gerektiğini, 6098 sayılı TBK’nu 23. Maddede, “genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır.” Şeklinde olup, sözleşmeyi düzenleyenin, işletmesini devreden davacı olduğu düşünüldüğünde, sözleşmenin —– Maddesinin bu kanun hükmü uyarınca dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin, devir borcuna ilişkin —-tamamını bankadan ve elden olmak üzere ödemiş olduğunu, davacının —- dairesine işyeri kapanışını verdiğini, müvekkilinin — tarihli kira sözleşmesi üzerine aynı lokasyon için —- tarihinde mükellefiyetini başlattığını, bu durumun, net bir şekilde devir borcunun bittiğinin delili olduğunu, davacının sunmuş olduğu kira sözleşmesinin —–olan, imzasız ve herhangi bir depozito ödendiği kaydı düşülmemiş bir kira sözleşmesi olduğunu, davacı ile müvekkili arasındaki sözleşmeye ilişkin olmak üzere tüm borcun ödendiği için, davacının, mülk sahibi ile kira ilişkisinin bitmiş olduğunu, müvekkili ve eşinin —– ödendiğine ilişkin kayıt düşülmüş yeni bir kira sözleşmesini akdettiklerini, davacının depozito hususunu tanıkla ispat edeceğini beyan ettiğini, ——– senetle ispat zorunluluğu sınırının üstünde olduğunu ve bu iddiayı yazılı delilleriyle ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin, ekonomik dalgalanmalar sebebiyle zamanında ödeyemediği ancak tamamını bir şekilde ödediği bedele ilişkin karşı tarafın, müvekkilinin sözleşmeyi, “sözlü olarak” fesih ettiğini iddia ettiğini, söz konusu devre ilişkin yazılı anlaşma yapıp senet düzenleyen müvekkilinin, hangi saikle sözlü bir fesih arayışına gireceğinin takdirinin mahkemede olduğunu, müvekkilinin eşinin bu davanın, davacısı yahut davalısı olmadığını, karşı yanın gerekçelendirmesini müvekkilinin eşi üzerinden yapmasının da hukuken kabul edilebilir olmadığını, —— konuşmalarının dosyaya rızasız derç edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, davacının, davalı tarafından devir alınan işyerinde ki spor malzemelerinin ve diğer eşyaların hukuka aykırı bir şekilde davalı tarafından götürüldüğü ve bu eşyaların toplam değerinin ——olduğunun iddia edildiği, davacının bu iddiası nedeniyle hangi adli merciye başvurduğunu sorduklarını, başvurmadıysa, neden başvurmadığını ibraz etmesi taleplerinin olduğunu, davacının, müvekkilinin cezai suçları işlediğine ilişkin iddialarının yerinin Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığını, davacının, güncel vergi borcunun —–olduğundan bahisle, bu vergi borcunu müvekkilinin ödemesi gerektiğinden bahsettiğini, dava konusu sözleşmede 3 ayda bir verilecek stopaj vergisi dışında, davacının vergi boçlarını üstlendiğine ilişkin bir hüküm olmadığını, vergi borcunun kural olarak şahsi bir borç olduğunu, müvekkilinin de sözleşmede geçen stopaj borçlarının çoğunu ödemiş olduğunu, bu durumun haksız fesihe bir gerekçe olmadığını, müvekkilinin, ilgili işyerini boşalttıktan sonra son faturalara ilişkin olma üzere davacıya ilgili ücretleri gönderdiğini, son olarak —— tarihinde ——– göndererek, telekoma ilişkin borçların ödenmesi gerektiğini belirttiğini, davacının hangi hal ve şartta, hangi icra takibine ilişkin borcu nasıl ödediğine ilişkin iddiasına dayanak delillerin dosyada yer almadığından, davacının bu iddiasında temelsiz kaldığını beyan etmiş, yukarıda arz ve izah ettikleri nedenlerle, hukuka aykırı şekilde ikame edilmiş, temelsiz iddialar üzerine kurulmuş davanın reddine, davanın reddiyle birlikte, itirazın iptali olarak ikame edilen işbu davada dayanak olan icra dosyasının iptaline, huzurdaki davanın kötü niyetli olarak ikame edilmesi sebebiyle, müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: ——-Esas sayılı dosyası , Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Dava Şartı Son Tutanağı, —- Kayıtları,—-sözleşmesi ,—- Kayıtları, —-Sözleşmesi——-yevmiye numaralı ihtarnamesi, —— yevmiye numaralı ihtarnamesi, ——– Kayıtları, ——– Kayıtları, Banka Kayıtları, Tanıklar, Bilirkişi Kök ve Ek Raporu, dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler.
İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ, VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI:
Dava, 2004 Sayılı İik’nin 67.maddesi Gereğince; Sözleşmenin Haksız Feshi Nedeniyle Cezai Şart Alacağının Tahsil Amacıyla Başlatılan İcra Takibine İtiraz Üzerine Açılmış İtirazın İptali, Takibin Devamı Ve Tazminat İstemine İlişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen taraf vekillerinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanları üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, duruşmada hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davaya esas —– üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca tarafların nüfus kayıtları çıkartılarak dosyaya konulmuştur. Öte yandan tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden mükellef kayıtları ve——yanında tarafların delil olarak dayandıkları kurumlardaki sair bilgi ve belgeler de celbedilmiştir. Dosyaya mübrez Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde; —– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —–Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ——-Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
İtirazın iptali davası, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlendiğinden, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olup, takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler çerçevesinde ispat edilecek alacak da yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira, aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötüniyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. Diğer taraftan, İİK’nin 67. maddesinin son fıkrasında alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davası açamamışsa umumi hükümler dairesinde alacağını dava etme hakkının saklı olduğu ifade edilmiştir. Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında, her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira, süresi içinde açılan dava, itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması halinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil, alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda, takibe etkili itirazın iptali davasında ispat edilecek olan, takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olup, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağı itirazın iptali davası için bulunmamaktadır. Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, genel hükümlere göre ispat olanağının varlığı, takip talepnamesinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra hukuk mahkemelerinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak, borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Açıklanan hususlar —— sayılı kararında da benimsenmiştir. Öte yandan ———kararında da belirtildiği üzere, itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz.
Cezai şart ise, geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde belirli bir zamandan yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edimdir. Tarafların serbest iradesi ile kararlaştırılan bu cezai şart geçerli olup, tarafları bağlar. Taraflarca cezai şart kararlaştırılmış olması halinde, alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile TBK’nin 180. maddesi gereğince kararlaştırılan cezanın ifasını talep edebilir. TBK’nin 182/son maddesi hakime fahiş gördüğü cezai şartı indirme yükümlülüğünü vermiştir. Bunun sonucu olarak aşırı görülen cezai şartın indirilmesinde tazmin ve ceza dengeli olarak korunmalıdır. Ticari olmayan işlemlerde bu kuraldan dolayı borçlu ileri sürmese bile, hakim cezai şarttan indirim yapılıp yapılmayacağını doğrudan görevinden ötürü saptamalıdır. Öte yandan TTK’nin 22. maddesi gereğince tacir sıfatını haiz borçlu cezai şartın indirilmesini isteyemez ise de, kararlaştırılan ceza tutarı borçlunun iktisaden sarsılmasını, çöküntüye uğramasını mucip olacak ise indirim isteyebileceği uygulamada kabul edilmektedir. ———
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında; evvela belirtilmelidir ki ——— Esas sayılı dosyasından davalı-borçlu hakkında iş yeri devir sözleşmesi kapsamında cezai şart bedelinin tahsili için icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, taraf vekillerince gösteriler deliller ve davanın niteliği gereği resen toplanması gereken deliller toplanmıştır. Davacının icra takibinde dayandığı belgenin taraflar arasında düzenlenen —– tarihli iş ve devir sözleşmesi başlıklı —–adresinde bulunan —— yerinin davacı tarafından davalıya devrine ilişkin olduğu ve sözleşmenin haksız feshe nedeniyle belirlenen cezai şartın ödenmesi istenmektedir. Davacı taraf sözleşmenin davalı tarafından sözlü olarak haksız şekilde feshedildiğini öne sürerek davalıya gönderdiği ——— numaralı ihtarnamesiyle cezai şart bedelini talep etmiş ve davalı tarafından da —— numaralı ihtarnamesi ile haksız fesih iradesi ve işlemi olmadığı ,sözleşmenin uygulandığı, borcun ödendiğinden ödenmesi gereken bir bedel bulunmadığı yönünde beyanda bulunulmuştur. Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşme ve fesih konusunda bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş ve bu kapsamda dosya ——– tevdi edilmiştir. Bilirkişiler tarafından düzenlenen —— tarihli raporda özetle ; Davalının, sözleşmenin 3. maddesi gereği ödemesi gereken kira stopajlarının —- ödemediği, Davalının, sözleşmenin 3. maddesi gereği ödemesi gerekip ödemediği —- borcu aslının toplamda—- olduğu, Davalının, sözleşmenin 3. maddesi gereği ödemesi gerekip ödemediği Geçici Vergi Borcu aslının toplamda — olabileceği, Davalının, sözleşmenin 3. maddesi gereği ödemesi gerekip ödemediği —— olduğu, Davalının farklı bir adreste —-tarihinde spor merkezi olarak işyeri mükellefiyeti başlattığı, Davacının sözleşme konusu devir bedelinin ödenmediği iddiasını tespite yönelik dosya kapsamında bir bilgi ve belge yer almadığından bu hususta bir tespit yapılamadığı, Mahkemenin sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiğine kanaat getirilmesi halinde davacının cezai şart olarak ——- veya borcun ifasını talep hakkı olduğu, Mahkemenin devrin gerçekleşmediğine karar vermesi durumunda davalının davacının devir esnasında işletmede bulunan ——— ve de diğer eşyalarını alıp götürdüğü kabul edilecek olmasına rağmen dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin devir esnasında işletmede bulunan davacıya ait alet, ekipman ve eşyaları tespit etmeye elverişli olmadığı, Davacının işyerinin mülk sahibine depozito olarak ———- bedel ödediğine ilişkin sunduğu belgenin bir sözleşme olarak nitelendirilemeyeceği, ilgili depozitonun ödenmiş olduğu varsayımında dahi depozitonun hangi aylara ilişkin kira borcuna mahsup edildiğinin tespite elverişli bir bilgi ve belge olmadığından bu hususta bir kanaat oluşturulamadığı, Davalının, sözleşmenin——— maddesi gereği ödemesi gerekip ödemediği Sözleşme konusu işyerine ait Su faturalarının —— bedelin davalı tarafından ödenmediği, davacının teminatından düşülmesi sonucu davacıdan tahsil edildiği, İşyerine ait elektrik tüm elektrik faturalarının ödendiği tespit edilmiş olup, söz konusu faturaların kimin tarafından ödendiğine dair bir bilgiye rastlanmadığı, Internet aboneliği kapsamında davacının —— ödemenin işyerine ait İnternet aboneliği olup olmadığını tespite elverişli bir bilgi ve belge yer almadığı, eğer ilgili aboneliğin devre konu işyerine ait olduğunun ispatlanması durumunda ilgili borcun davalının işyerini işlettiği tarih aralığına ilişkin olduğunun kabulü, Davalının, sözleşmenin ——— maddesi gereği ödemesi gerekip ödemediği Sözleşme konusu işyerine ait ——- hattına ait ödenmemiş fatura borcunun ——— olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkememizce anılan bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliği edilmiş ve vaki beyan ve itirazlar üzerine bilirkişilerden ek rapor düzenlenmesi istenmiştir. Bilirkişiler tarafından düzenlenen ek raporda devir bedelinin ödemesine ilişkin hususun ispatının davalı üzerinde olduğu tashih edilerek diğer görüş ve tespitlerinde sebat ettikleri anlaşılmıştır. Mahkememizce ayrıca taraflarca gösterilen tanıklar da dinlenmiş ve beyanları diğer delilerle birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, vergi dairesi, belediye ve banka kayıtları, kira sözleşmesi, ——- görüşmeleri ve tanık beyanlarına göre davalının sözleşme hükümlerine açıkça aykırı davrandığı, ödeme yükümlülüğünü zamanında ve tam olarak yerine getiremediği ki, ödeme iddiasının ispatının davalıya ait olduğu ve sözleşmenin davacının iddiasına uygun olarak davalı tarafından ———- tarihinde iş yeri terk edilerek haksız olarak feshedildiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Filvaki özellikle her iki tarafın eşleri olan tanık beyanlarının olayların gerçekleşme biçimine ve gerçeğe yakın olduğunun kabul ve takdir edildiği ifade edilmelidir. Mamafih, davacının göndermiş olduğu ihtarname içeriğinin de sözleşmeyi haklı nedenle fesih iradesi taşıdığı tespit ve tayin de edilmiştir. Bu tespit ve kabulden hareketle sözleşmedeki cezai şart müeyyidesinin geçerliğine ve uygulanabilirliğine bakılması gerekmiştir. Sözleşmenin ——– maddesinde “Sözleşmenin ——-tarafından haksız olarak feshedilmesi ve rekabet yasağına aykırı davranılması halinde,——- ücretinin tamamını ——– bedeli işbu hükmün cezai şartı olarak ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Ayrıca sözleşmenin ——- tarafından fesih edilmesi halinde hiçbir şekilde sözleşme fesih tarihine kadar ödenen senet, kira, bina giderleri, şirket giderleri vs. hiçbir ödemeyi geri isteyemez. Şeklinde olduğu, Sözleşmenin —- Maddesinde ise “Sözleşmenin taraflarca haksız olarak feshedilmesi halinde ——– tutarında bir bedeli cezai şart olarak ödemeyi
kabul ve taahhüt ederler.” şeklinde olduğu görülmüştür. Sözleşmenin ——–Maddeleri aslında tekrar bir bütün olup birbirinin tekrarı nitelinde olmamla birlikte sekizince maddedeki açık düzenlemenin TBK’nin 179.maddesi gereğince geçerli olduğu ve istenebileceği değerlendirilmiştir. Ancak sözleşmede sözleşme bedelinin—- olduğu halde cezai şart bedelinin de —— belirlenmesi, sözleşmeden beklenen ve elde edilen yarar, davalının işbu sözleşme bedelinin çoğunluğunu ödemiş olması, olayların gerçekleşme biçimi ve iş yerinin niteliği ile taraflara ve olaya özgü nesnel tüm hususlar ışığında cezai şartın fahiş olduğu ve TTK’nin 22.maddesi gözetilmekle birlikte davalı vekilinin dosyaya yansıyan iradesi ve ———- uygulaması gereği olayda cezai şartın davalının ekonomik ve sosyal olarak mahvına sebep olacak miktarda olduğundan TBK’nin 182/3 maddesi gereğince önemli ölçüde (3/4) indirime tabi tutulması gerekmiştir. Binaenaleyh, taleple bağlılık ilkesi, tarafların tacir sıfatına göre takip tarihi itibariyle faiz tür ve oranı ile temerrütün icra takibiyle gerçekleştiğinden işlemiş faize yönelik talep gibi hususlar da gözetilmiş ve dosyaya mübrez bilirkişi kök ve ek raporunun da gerekçeli, denetime açık, genel olarak hüküm kurmaya elverişli, yeterli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının gösterilen asıl alacak bakımından kısmen kabulü ile, davalı-borçlunun, —– cezai şart alacağına dayalı takip dosyasının —- asıl alacak kısmına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin işbu — alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin ———- davanın/talebin reddine, karar verilmiştir. Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nin 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda; davalının itirazının kısmen haksızlığına karar verilmekle birlikte anılan sonuca özellikle yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda ulaşılması bir yana cezai şartın denetime tabi tutularak indirilmesi karşısında takibini dayanağı sözleşme gereği mevcut alacak/borç likit/muayyen olmadıgından İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebi dinlenmemiştir. Yine 2004 sayılı İİK’nin 67/2 maddesi gereğince davalının kötüniyet tazminatına yönelik talebi de; davacının davasının kısmen haklılığına ve kabulüne hükmedilmesi ve takipte esasında haklı olması bir tarafa davacının davalıya ızrar kastıyla ve kötü niyetle takip yaptığına yönelik soyut beyan ve talep dışında hukuki bir tespit ve beyyine bulunmadığından yerinde görülmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden ise , 6098 Sayılı TBK’nin 182/3 maddesi gereğince tazminattan hakimin takdir yetkisi kapsamında indirim uygulandığından HMK’nin 326/1. maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davalı sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ———- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince; davalı-borçlunun ——- cezai şart alacağına dayalı takip dosyasının —- asıl alacak kısmına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin işbu——— alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %18,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin ——- davanın/talebin REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle tazminat talebinin REDDİNE,
5-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.219,75 TL karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 1.570,08 TL peşin harcın ve icra dosyasına yatırılan 650,00 TL peşin harç toplamının mahsubuyla bakiye 0.33 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ————- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-)Davacı tarafından bu dosyada yapılan 54,40 TL başvurma harcı 1.570,08 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 113,30 TL posta ücreti, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.745,58 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ————- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2022