Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/772 E. 2023/698 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/772 Esas
KARAR NO: 2023/698
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/10/2020
KARAR TARİHİ: 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 1/2 oranında malik olduğu ——— taşınmaz numaralı ——— ili, ——— ilçesi, ———- Mahallesi, ——— ada, ——— parselde bulunan 73.633,17 m2 olan taşınmaz üzerinde bulunan betonarme bina ve otoparkın yıkım, kırım, söküm, mahalde bulunan hurdaların sahadan uzaklaştırılması ile ——— ada, ——— parselde bulunan 73.633,17 m2 lik arazideki yıkımı yapılan yapının temel altı toprak kotu seviyesinde, yıkım yapılan alanın tamamının eşit kotta olacak şekilde tesviye edilmiş ve her türlü emniyeti alınmış vaziyette teslimi işi konusunda davalı şirket ile anlaşma yapıldığını, sözleşmenin 4.maddesinde sözleşmenin imzalanmasından itibaren işin 150 gün içerisinde tamamlanacağının belirtildiğini, taşınmazın davalı şirkete 01.08.2018 tarihinde teslim edildiğini, davalının yerin kendilerine 01.08.2018 tarihinde teslim edildiğini ikrar ettiğini, 20.09.2018 tarihleri ile 14.11.2018 tarihleri arasında geçen sürenin iş teslim süresine eklenmesini talep ettiğini, davalı şirketin sözleşmenin 3.3 maddeleri ile sözleşmenin 4. maddesine aykırı hareket ettiğini ve halen etmekte olduğunu, davalı şirkete ——–Noterliği’nin 20.03.2019 tarih ve ——— yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnamede özetle, bütün otopark alanlarının sözleşmede belirtilen işin konusuna dahil olduğu, İnşaat Allrisk ve mali sorumluluk sigorta poliçelerinin, yıkım sürecinde çalışan tüm işçiler ile taşeron personellerinin özlük dosya örneklerinin yıkım yerine ilişkin olarak ——— yapılan açılış kapanış evraklarının, ———- ve vergi dairesinden alının borcu yoktur yazılarının teslimini, işin kesin olarak bitirilmesi aşamasında sürelerin hesaplamasının yapılması gerektiği, eksik işlemlerin sözleşme çerçevesinde ivedi olarak bitirilmesin ve teslime hazır olunması halinde müvekkiline bildirilmesinin talep ve ihtar edildiğini, gelinen aşama itibariyle davalı tarafın hala sözleşme konusu olan ——— Ada,———- parselde bulunan 73.633,17 m2 olan taşınmaz üzerindeki zemin betonunu almadığını ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun hareket etmediğini, tarafların arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlayamadığını, yüklenicinin sözleşmenin 6.maddesinde her ne sebeple olursa olsun, davalı taraf işi sözleşmede öngörülen şekilde ve sürede eksiksiz olarak tamamlamadığı takdirde cezai şart olarak sözleşme bedelinin %20’si oranında cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının sözleşmede öngörülen şekilde ve sürede işini yerine getirmediğinden cezai şart ödemesi gerektiğini beyan ederek davanın kabulüne, huzurdaki davanın 6100 sayılı HMK 107/1 maddesi hükümlerine göre belirsiz alacak davası olduğu göz önüne alınarak, müvekkilinin uğradığı zarar, alacak ve cezai şart miktarının hesaplanması gerektiğinden tam ve net olarak belirlenmesi de mümkün olmadığından, dosyaya sunulan belgeler ve delillerin incelenmesine müteakip talep artırım dilekçesi ile taleplerinin arttırılacağı ve eksik harcın ikmal edileceği göz önüne alınarak fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik müvekkilin 5.000,00 TL tazminat ve 5.000,00 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile yıkım sözleşmesinin iki şirketle yapıldığını, davacının tek başına dava açamayacağını, davacının talebini netleştirmesi gerektiğini, sözleşme konusu yıkım işi ihalesinin ———- tarafından yapıldığını, ihale müvekkili üzerinde kalınca ——– ile sözleşme yapılması talimatı üzerine yıkım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin konusunun mülkiyeti ———- ait ——— Mah. ——— ada ve ——— parseldeki ara üzerinde bulunan ——–ticaret merkezinin yıkım ve sökümü ile çıkan malzemelerin sahadan uzaklaştırılması işi olduğunu, yıkımdan çıkacak hurda bedelleri için ———- 14.161.000 TL ödendiğini, müvekkilinin yıkım için davacı ve ortağından ayrıca bedel almadığını, işin süresinin sözleşmenin imzalanmasından sonra 150 gün olduğunu, sözleşmede tarih bulunmadığını, davacı ve ortağı yer teslimini yapmış olmakla birlikte üstlendiği elektrik trafosunun kaldırılma işini süresinde yapmadığını, yıkım yapılacak yerdeki alt kiracıların yıkıma engel olduklarını, diğer yandan davacı … ve ——— arasında tarihsiz bir protokol düzenlendiğini, anılan protokolde “01.08.2018 tarihinde yer teslimi yapılmış, ———- yıkım ruhsatı alması sürecinde 20.09.2018 tarihinde beklenmeyen bazı problemler yaşanmış, 14.11.2018 tarihinde söz konusu problemler bertaraf edilmiştir, iş mahallinde inceleme yapıldığında ——— talebi doğrultusunda zemin betonunun alınmadığı tespit edilmiştir.” ibaresinin yazılı olduğunu, sözleşmenin m.3.3 maddesinde düzenlendiği üzere yıkım sonrasında araziyi, yıkımı yapılan yapının temel altı toprak kotu seviyesinde, yıkım yapılan alanda eşit kotta ve tasfiye edilmiş ve her türlü emniyeti alınmış vaziyette teslime hazır olması gerektiği, ancak ———- sözleşmeye aykırı talebi doğrultusunda ——— yıkımı yapamadığı ve sözleşmede belirtilen şekilde kesin teslim sürecine geçilemediğini, bu süreçte hem ——— hem de ———- zararları olmuş olmakla birlikte teminat mektubunun ———– teslim edileceğini, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını beyan ederek haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Deliller:Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.——– E. sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.———Tapu Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.———- Noterliğine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır. Sözleşme yorum denetim uzmanı, inşaat mühendisi ile mali müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.Mahkememize bildirilen tanıkların mahkememizce ve talimat mahkmelerince beyanları alınmış olup;Tanık … beyanında; “Ben ——– işleme tesislerinde operatör olarak kiralık olarak o tarihlerde çalıştım, bize saha düzlenecek diye ———- söylediler, bize bunu söyleyen ———, rahmetli oldu, biz de arkadaşım … ile birlikte alanı iş makinesı ile düzelttik, benim bunun haricinde bilgim ve görgüm yoktur, hatta ——— burası otopark olacak ona göre düzeltin dedi. biz de talep uyarınca düzeltme işlemini yaptık, etrafı kapalı alandı, her türlü emniyet tedbiri alınmıştı.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık … beyanında; “Ben davalı ———- firmasında 2019-2020 yıllarda çalıştığımı zannediyorum, benim konuya ilişkin her hangi bir bilgim yoktur, ancak davaya konu ———– ticaret merkezinin bulunduğu yerde ben 3 ay kadar orada çalıştım, iş makinesi kullandım, ben hiç sonunu görmedim, ben iş yerinden kendim ayrıldım, işlerin zamanında yapılıp yapılmadığını bilemiyorum, başkaca bir bilgim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık … beyanında; “Ben İ——– de AVM nin yıkımı için hazır bulundum ve belli bir yere kadar da yıkım işlemlerinde görev aldım. Ancak temelini yıkacağımız sırada orada bulunan bir yetkili buranın temelini yıkmayın biz burayı otopark olarak kullanırım dedi ve bizi yıkım işlemleri tamamlanmadan sizin işiniz bitti gidebilirsiniz dediler benim bahsettiğim bu olay 2019 yılının Mart’ın 14’ünde gerçekleşti. benim bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık … beyanında; “Ben dava konusu tahliye işinin yapılacağı dönemde davacı şirkette saha sorumlusu olarak görev yapmıştım, buradaki işler Taraflar arasında kamu ihale kanunu uyarınca akdedilen yıkım sözleşmesine göre yürütülecek idi, ilgili sözleşmenin 3.3 maddesine göre de yıkımın toprak kot seviyesine ulaşılması, arazinin tesviyesinin yapılması ve arazının güvenli bir şekilde iş verenlere teslim edilmesi gerekiyor idi, ancak arazinin diğer ortağı olan ——— firmasının talebi doğrultusunda zemin betonu kaldırılmaksızın kot seviyesi ve devamındaki işler yapılmadı, daha sonar bu husus davalı firma ile yapılan protokolde kayıt altına alınmıştır, ——– firmasının bu talebi sözleşmeye aykırılık oluşturduğundan uyuşmazlık meydana gelmiştir, sürecin devamı hakkında başkaca bir bilgim bulunmamaktadır, bundan sonraki süreçte davacı firmada çalışmadım, davalı vekilinin sorusu üzerine tanıktan sorulduğunda; Bahse konu sözleşmede akasya firması ile davacı firma iş veren olup davalı şirket işi yapacak olan yüklenici şirkettir, akasya firması o dönem ——— yönetiminde olan bir firmadır, o dönem ———- firmasının başında bulunan kayyum, sözleşmede zemin betonunun kaldırılması hükmü bulunmasına rağmen davalı şirket yöneticilerine zemin betonunun kaldırılmaması yönünde talimat verildi, bahsettiğim zemin betonu sıradan bir beton olmayıp arazi üzerinde önceden ——– bulunduğu için çok güçlü ve derin bir beton olup sözleşmenin önemli bir kısmını kapsamaktadır,———- firmasının talimatı üzerine davalı firma çalışanlarının iş sahasına girip girmediklerini, girmelerinin engellenip engellenmediğini bilmiyorum ancak, bu talimat üzerine işlerin durdurulduğunu biliyorum, sözleşmenin yapılması ile işlerin durdurulması arasında yaklaşık olarak 7 ay gibi bir zaman geçmiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık … beyanında; “Ben davaya konu tahliye işinin yapıldığı dönemde davacı şirket adına saha kontrolörü olarak görev yapmıştım, yapılacak işte ihale ——— ile davacı şirket birlikte olarak davalı ——— şirketi yüklenici olarak yapılmış idi, anlaşma uyarınca davalı şirket tarafından zemin üzerinde bulunan alışveriş merkezinin tüm yapıları çelik yapıları sökülerek kaldırıldı, ancak zemin betonu ile temel betonu kaldırılmadı, bu süreçte sözleşme hükümlerine göre bu iki betonunda kaldırılması gerekmekte iken ———– sözleşmeye aykırı olarak davalı şirkete talimat vermesi sebebi ile zemin betonu ve temel betonu kaldırılmadı, zemin betonu ve temel betonu çok büyük bir kütle olup sözleşmenin tam anlamı ile uygulanabilmesi için bu iki betonun da topraktan ayrılması gerekmektedir, ben davalı ——— bu betonları kaldırmak amacı ile sahaya girip girmediklerini, girdiler ise ———– tarafından fiziki olarak engellenip engellenmediklerini bilmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca tarafların edimlerini eksiksiz olarak yerine getirip getirmediği, bunun sonucunda davacı tarafın davalı taraftan tazminat alacağı ile cezai şart alacağı olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğuna dair HMK 107.maddesi uyarınca açılmış belirsiz alacak davasıdır.Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tanık beyanları, gelen müzekkere cevapları, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir.Dosya, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak sözleşme yorum denetim uzmanı, inşaat mühendisi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; 09/01/2023 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge ve sözleşme ışığında, taraflar arasındaki sözleşmenin 2. Maddesine göre, sözleşme konusunun davacı ve dava dışı ——– şirketi ve ——— şirketine ait gayrimenkuldeki, yıkım, hurdaların ayrıştırılması, molozların taşınması işi olduğu, bu bakımdan davacı ve dava dışı ———- iş sahibi, davalının ise yüklenici olduğu, taraflar arasında yıkım ve hurdaların ayrıştırılması ile ilgili yazılı sözleşme kurulduğu, sözleşme kapsamındaki temellerin yıkılmadığı ile ilgili bir ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın, temel altının toprak kotuna getirilmemesinin iş sahibinden mi yoksa yükleniciden mi kaynaklandığı noktasında toplandığı, yüklenici edimini, sadece kendi iradesi ile tamamlayamıyor, edimin ifası için iş sahibinin katılımı veya işbirliği de gerekiyorsa, bu durumda alacaklının, yan edim borcu olarak, edimin ifasına katılma borcu da bulunduğu, iş sahibine düşen bu yükümlülüğün bir ifa şartı olarak değerlendirildiği ve yerine getirilmemesi halinde, yüklenicinin değil, iş sahibinin sorumlu olacağının kabul edildiği, eserin tamamlanarak teslim edilmesindeki gecikmeye iş sahibi veya onun davranışlarından sorumlu olduğu kimseler sebep olmuşsa ya da gecikme iş sahibinin şahsında veya faaliyet alanında meydana gelen bir beklenmeyen halden kaynaklanıyorsa, gecikmenin, iş sahibinin risk alanına dâhil olarak kabul edilmesi gerektiği, yüklenicinin, kendisine edimini geçici veya sürekli olarak yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren bu tür bir definin varlığı durumunda, bu hallerde sözleşmenin uzamayacağı taraflarca sözleşmede açıkça kararlaştırılmadıkça, teslim süresinin uzayacağının kabul edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesine bakıldığında, teslimin, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 150 gün içerisinde gerçekleştirileceği, bununla beraber ilgili yerin yükleniciye 01.07.2018 tarihli teslim belgesi ile teslim edildiği, taraflar arasındaki bila tarihli protokole bakıldığında ise, sebepleri sayılmasa da 14.11.2018 tarihine kadar yıkım alanındaki problemlerin giderilemediği, bu tarihten sonra problemlerin giderildiği, 05.03.2019 tarihi itibarıyla yüklenicinin teslime hazır olduğu, fakat inşaatın zemin betonunun alınmadığı görüldüğünden, davacının kesin kabulü yapmadığını beyan ettiği, fakat yine protokolün 1. maddesinde davalı yüklenicinin zemindeki betonu alamamasının sebebinin diğer dava dışı iş sahibi olduğunun beyan edildiği, taraflar arasındaki bu belgeler haricinde diğer iş sahibi olan dava dışı ———15.02.2019 tarihindeki yapılan kontroller sonucu işin eksiksiz olarak yapıldığında dair 21.10.2019 tarihli teslim belgesini düzenlediği, taraflar arasındaki protokoldeki beyanlar nazara alındığında, sözleşmeye konu inşaat hafriyat alanının 14.11.2018 tarihinde yıkıma müsait hale geldiği, bu tarihe 150 günlük sözleşme süresi eklendiğinde, inşaat alanının en geç 13.04.2019 tarihinde tesliminin gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme konusuna zemindeki betonun da alınması dahil olmakla beraber, dosyaya sunulan protokole göre bu işin yapılmasına dava dışı diğer iş sahibinin engel olduğu ve zemindeki beton alınmadan 13.04.2019 en geç teslim tarihinden önce 15.02.2019 tarihinde, davalı yükleniciye işi eksiksiz teslim ettiğine dair dava dışı iş sahibinin teslim belgesi de düzenlediği, yine taraflar arasındaki protokole göre, davalı yüklenicinin, davacı olan iş sahibine de işi teslim için ——— tarihi itibarıyla işi teslim bakımından hazır olduğu, fakat davacı iş sahibinin zemin betonu sökülmediğinden işi teslim almadığı, mevcut durumda, dava konusu inşaat alanındaki zemin betonunun alınmamasının davalı yükleniciden değil dava dışı iş sahibinden kaynaklandığı, bu bakımdan davalı yüklenicinin, bu beton zeminin kaldırılmamasından kaynaklanan zararlardan ve gecikmeden sorumlu olmayacağına kanaat edildiği, Mahkemece davacının haklı görülmesi halinde yüklenicin sözleşmenin 6.maddesinde belirtilen 2.832.200 TL x 1/2 (Hisse)=1.416.10 TL bedelindeki cezai şartı davacıya ödemesi gerektiği, sözleşmenin 3.8. maddesinde belirtilen zararlardan teknik nitelikli olanlar ise teknik yönden belirsiz ve bu aşamada tespiti olanaksız olduğundan hesaplanamadığı, rapor edilmiş olup, rapora itirazların değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, itirazlar irdelenerek sunulan ek rapora göre, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve kanaatleri ile kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu, sunulan raporların bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunması sebebiyle yeniden rapor alınması cihetine gidilmeyerek, her ne kadar davalı tarafça aktif husumet itirazında bulunulmuş ise de, davacının iş sahibi olmasına bağlı olarak aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kanaati mahkememizde hasıl olmuş olup, davacı tarafın sözleşme kapsamının ve davacının ileri sürdüğü tüm edimlerini ifa edip etmediğinin, talep hakkı olan tazminat ve cezai şart alacağın miktarının ispat yükünün davacıda olduğu, TMK 6. maddesi hükmüne göre davacının ileri sürdüğü iddiaları ve alacağını ispat etmesi gerektiği, davacının, alacağın ispatına yönelik yeterli delilleri sunmadığı, dava konusu inşaat alanındaki zemin betonunun alınmamasının davalı yükleniciden değil dava dışı iş sahibinden kaynaklandığı, bu bakımdan davalının, bu beton zeminin kaldırılmamasından kaynaklanan zararlardan ve gecikmeden sorumlu olmadığı, yine, teknik nitelikli olan zararlar bakımından, teknik yönden belirsiz ve tespiti olanaksız olduğundan, belirtilen nedenlerle herhangi bir tazminat hesabı da yapılamadığı anlaşıldığından, davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubuyla bakiye 99,07 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 10.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 467,20 TL posta masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———- Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2023