Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/769 E. 2021/793 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/769 Esas
KARAR NO: 2021/793
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı — numarasına kayıtlı takibin başlatıldığını, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılacak takipte ödeme emrinin gönderildiğini, bu ödeme emrinin — tarihinde tebellüğ edildiğini, — senet alacağına dayandığının görüldüğünü, — takip alacaklısı —- icra takibi tarihi itibarıyla senetten kaynaklanan borcunu ödediğini, böylesi bir borcunun bulunmadığını, müvekkil— borcuna karşılık —- senet verdiğini ve bu senette düzenleme tarihi ve ödeme günü boş bırakıldığını, davalı tarafından anlaşmaya aykırı olarak senedin boş olan düzenleme tarihi yerine — tarihi yazılarak ve boş olan ödeme tarihi yerine — tarihi yazılarak, sentten kaynaklanan borcun tamamı ferileri ile birlikte icra takibi öncesi ödenmiş olmasına rağmen, hukuka aykırı olarak — sayılı dosyasından takip başlatıldığını, icra takibinin yapıldığı — tarih itibarıyla, —–davalı — icra takibine konu senetten kaynaklanan hiçbir borcu bulunmadığını, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesini müvekkil —- borcunu anlaşmaya bağlı olarak ; — kısmını Davalının —ödediğini, bakiye borcunu ise— tarihinden başlamak üzere, Davalının bildirdiği, — tarihine kadar ekli listede gösterilen tarih ve miktarlarda toplamda — olarak ödediğini, müvekkil — borcuna karşılık —- ödeme yaptığını, ekte delil olarak sunduğumuz Banka ödeme dekontlarının tamamında, alıcı olarak, — yazıldığı, gönderen olarak — — yazıldığını ve — olarak beyanda bulunulduğunu, — — davalıya icra takibine konu senetten kaynaklanan hiçbir borcu bulunmadığını/ödendiğini,— Esas dosyasında başlatılan icra takibi ile ilgili başlatılan haciz işlemleri nedeniyle davacının hissedar olduğu —–şirket hisse paylarına haciz uygulandığını, bu şirketelere icra dosyasından —- gönderildiğini, bu yapılan icra takibi ve uygulanan hacizler nedeniyle, davacı — telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı açıkça görüldüğünden teminatsız ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar —- dosyası başlatılan icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararı verilmesi, —- dosyasına dayanak teşkil eden — bedelli bono ile ilgili — davalıya karşı borçlu olmadığının tespiti, bono’nun iptali ile —- dosyası ile ilgili takibin iptali, davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesi, — giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçlu — karşı, bonoya dayalı — borcundan dolayı —sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, dava dilekçesinde tüm iddiaların gerçek dışı olduğunu, borcun halen ödenmediği, dava dilekçesinde takibe konu bononun teminat olarak verildiğini iddia etmesine rağmen hangi hukuki ilişki sebebiyle teminat verildiğini söylemediği, bu durumun doğru olmadığı, bononun müvekkilinin davacıya elden verdiği borç sebebiyle düzenlenmiş bir borç senedi olduğu, bononun düzenleme tarihi ve ödeme gününün sonradan doldurulduğu yönündeki iddiaların ise gerçek olmadığı gibi, hukuken geçerliği olan itirazlar olduğu, dava dilekçesinde müvekkiline yapılan bir kısım ödemelerin bulunduğu, bunların toplam tutarının — olduğu, bu ödemelerin bu bonoya ait borca ilişkin olduğu iddia edildiği, bu iddianın da gerçek dışı olduğu, bononun teminat olarak verildiği iddiasıyla çelişkili olduğu, bono teminat olarak verildiyse, teminat sebebinin ortadan kalkması ile teminatın ortadan kalkacağı, bononun iadesinin istenmesi gerektiği, karşı taraf yapılan ödemelerle, bono bedelinin ödendiğini de aynı dilekçede söylediği, gerçekte karşı tarafın dilekçesinde bahsi geçen bu ödemelerin taraflar arasında başka bir borç ilişkisine dayandığı ve davanın konusu olmadığı, davacı tarafın HMK Md.190 ”İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” hükmü dolayısıyla davacı tarafça yapılan bu ödemelrin bu senet karşılığında yapıldığının ispatlanması gerektiği, davacı tarafın yapılan bu ödemelerin bonoya karşılık yapılan ödemeler olduğunun ispatlanması gerektiği, yapılan ödemelerin davacı tarafça —- olduğu belirtildiği, bu ödemelerin bono ilişkisinden kaynaklanmadığı, — borç senedi ile bir ilişkisi olmadığı miktardan da açıkça anlaşıldığı, ihtiyati tedbir talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve itiraz ettikleri savunularak ihtiyati tedbir talebinin reddi, davanın reddi, davanın haksız ve kötü niyetle açılmış olması sebebiyle takip tutarının yüzde 20’sinden az olmamak üzere karşı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi, yargılama giderlerleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
DELİLLER:
Dava ve cevap dilekçesi, —sayılı İcra dosyası —- içeriği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasıdır.
Dosya kapsamında bulunun—– sayılı dosyası incelenmiş ve dava dosyası ile uyumlu olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında icra takibine ve davaya konu olan senetteki imzanın davacıya ait olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu konuda davacının açık beyanı vardır. Uyuşmazlık, tarafların alacak borç ilişkisinin olup olmadığı, davalının bu senetten dolayı alacağının bulunup bulunmadığı, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulup doldurulmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yapılan yargılamada —-icra takibine dayanak yapılan senedin —- hükmünde öngörülen zorunlu unsurları içerdiğinden —-niteliğinde kambiyo senedi olduğu anlaşılmıştır. Dava ve takibe konu bono unsurları itibari ile geçerli bulunmaktadır. Sebepten bağımsız olarak soyut bir hukuki işlem şeklinde olan senetten dolayı borç altına giren kişilerin gerçekte borç ilişkisinin bulunmadığına yönelik iddialarını ispat etmesi gerekmektedir. Bu anlamda genel karine gereğince borç ikrarı anlamı taşıyan bonodan dolayı alacaklı hamilin alacağını ispat etmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğu anlaşıldığına göre davacı bu bononun bedelsiz olduğunu veya anlaşmaya aykırı dolduğunu, dava değeri de gözetildiğinde —– uyarınca aynı kuvvet ve mahiyetteki yazılı delillerle ispat etmelidir. Somut olayda bonodaki imza dışındaki hususların —-uyarınca sonradan doldurulabileceği de değerlendirildiğinde, takibe konu bononun davacı tarafça keşide edildiği, imzanın davacının eli ürünü olduğu ve davacının borcun bulunmadığını yazılı delillerle ispat edemediği sonuç ve kanatine varılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline dayandığından davacıya yemin delili hatırlatılmış, davacı vekili her ne kadar —- tarihli celsede yemin deliline dayandıklarını beyan etmiş ise de; karar duruşması olan — tarihli celsede yemin deliline dayanmaktan vazgeçtiklerini beyan etmiştir. Bütün bunların muvacehesinde—-maddelerine göre ispatlanmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin ve davacının avukatlık ücretine mahkum edilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
—- Maddesi gereğince yapılan yargılama giderlerinden — maddesine göre davacı taraf sorumlu tutulmuş ve —maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın REDDİNE,
2-) Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-) Şartları oluşmadığından davacının avukatlık ücretine mahkum edilmesi talebinin REDDİNE,
4-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan— harçtan mahsubu ile bakiye —- peşin harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
5-) Yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca —– nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
😎 HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda —- — maddesi gereğince —- tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile —— Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2021