Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/736 E. 2022/325 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/736 Esas
KARAR NO : 2022/325

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı —-ağırlığında — alım satımı konusunda mutabakata varılarak bu ürünü dava dışı şirkete satmayı taahhüt ettiklerini, söz konusu ürünün tedariki için davalı ile ürün alımı konusunda mutabakata varıldığını, davalı tarafından mutabakata — başlıklı —- faturanın düzenlendiğini, davalının kararlaştırılan ürünü satıp teslim etme borcu altına girdiğini, bunun karşılığında davacının davalıya ödeyeceği sözleşme bedeli toplamının 70.560,00 Euro olduğunu, bu teklifin uygun bulunması üzerine davacı ile dava dışı firma arasında 12/07/2019 tarihli satış sözleşmesi yapılarak müvekkilinin kararlaştırılan ürünü satıp teslim etme borcu altına girdiğini, sözleşmeye göre alıcı —tarafından davacıya ödenecek satış bedelinin 87.247,00 Euro olduğunu, davacının davalıya 08/07/2019 tarihinde avans bedeli/peşinat olarak–ödemeyi banka kanalıyla yaptığını, bakiye bedelin ise sözleşmeye konu mallar teslim edilince ilgili belgelerin ibrazı halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının ise malı — yükleme tarihi olan —- yüklemesi gerektiği halde, bu tarih geçmesine rağmen halen yapmadığını, davalı tarafından 20/09/2019 tarihli ticari fatura düzenlendiğini, ancak — üzerinden düzenlenmesi gereken —onaylı ticari fatura, beyanname ya da resmi herhangi bir evrak sunulmadığını, davalının avans bedeli olan —, müvekkili tarafından ürünlerin dava dışı —firmasına teslim edilemediğini, ürünleri davalıdan — dava dışı —şirketine satış — arasındaki kardan yoksun kaldığını, kardan yoksunluğun davalının sözleşmeye uygun olarak ürünleri teslim etmemesinden kaynaklandığını, borcun ifa edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği TBK md. 112 vd., md. 207 vd. ve satış sözleşmesine ilişkin TBK md. 212/2 gereği satıcının temerrüdü halinde olumlu zararın tazmini talebine dair hükümlerin uygulanması gerektiğini, taleplerinin şimdilik “davacı ile davalı arasındaki anlaşma dolayısıyla davalının borcunu hiç yerine getirmemesi dolayısıyla müvekkilinin uğradığı maddi zarar olan davalıya ödenen ve sözleşme ifa edilmediği halde iade edilmeyen — ve “davacının dava dışı şirkete ürün teslim etme borcunu hiç yerine getiremeyen müvekkilinin uğradığı—yoksun kalınan kar” toplamı– ödenmesi olduğunu, başlatılan takibe davalının itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının — olması nedeniyle MÖHUK 48 uyarınca teminat göstermesi gerektiğini, davacının sözleşme yükümlülüklerine aykırı hareket ederek sözleşme ön bedelini eksik ödediğini — ödenmesi gerekirken), müvekkilinin sözleşme konusu edimi yerine getirmemesinin ödemezlik defi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, TBK md. 97 gereği karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerektiğini, davacının davalıyı temerrüde düşürmemiş olması nedeniyle kar kaybı talebinde bulunamayacağını, davacının gönderdiği ihtanamede müvekkilini temerrüde düşürmekten ziyade TBK md. 125 gereği seçimlik haklarını kullandığının açık olduğunu, davalıya—- verilerek davacının ödeme yükümlülüğüne aykırı davrandığının, iade ve tazmin talebinde bulunmasının yasal olmadığının belirtildiğini, davacının dava dışı şirketle yaptığını iddia ettiği satış sözleşmesinin adi yazılı belge olduğunu, sonradan düzenlenebileceğini, delil olamayacağını, bu nedenlerle davanın reddine, davacının %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların— dosya arasına alınmıştır.
— dosyası dosya arasına alınmıştır.
—– yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi, sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi ve —- uzman bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. Maddesine göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi——-dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında ticari alım satım sözleşmesine dayalı ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafça alacağına ilişkin—dosyası ile icra takibi başlattığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada, davalı taraf, davacının yabancı kişi olması nedeniyle MÖHUK 48 uyarınca teminat göstermesi gerektiği talebinde bulunmuş, talebinin ön inceleme duruşmasında değerlendirilmesi sonucunda, MÖHUK 48.maddesi uyarınca, — arasında mütekabiliyet esası olduğu anlaşılmakla teminat alınmasına yer olmadığına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek mali müşavir bilirkişi, sözleşme —– uluslararası taşımacılık alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; 15.11.2021 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, faturalar ve ibraz —- davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil teşkil ettiği, taraflar arasında sözleşme kapsamında ticari ilişki bulunduğu, —, sözleşme uyarınca yüklemenin ——-gerektiği kararlaştırılmış olmakla birlikte, davalı tarafından yüklemenin kararlaştırılmış olan bu tarihe kadar gerçekleştirilmemiş olduğu, dosyada bulunan belgeler ile taraflar arasındaki— yazışmaları dikkate alındığında davalının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediği, — tarihide yapılamsı gereken yüklemenin—- yapılmadığı, “—-belgenin incelenmesinde, ödeme koşullarının “%30 peşin, geriye kalanın belgelerin kopyası karşılığında” olarak belirtildiği, öncelikli edim yükümlülüğünün, siparişi veren davacıda olduğu, davacı tarafından davalıya sözleşmeye uygun olarak yatırılması —avans yatırılması gerekirken — tutarında avans ödemesi yapıldığı, davacı ile davalı—tarihleri arasındaki e-posta yazışmalarının incelenmesinde, davacı— gönderildiğine dair — tarihli — karşılık,—tarihli mail ile davalı tarafından peşinatın alındığının teyit edildiği, davalının— tarihli mail ile bu ödemenin— işin tamamlanması için ilave— “— endişelenmeyin” içerikli mail gönderildiği, buna karşılık davalı tarafından gönderilen ——– gereken bir ——-eksiklik konusunda endişelenilmemesi gerektiği, bu hususta davacının kredisinin olduğunun söylendiği, maliyet ya da herhangi bir sorun çıkarsa devam edilmemesi, daha sonra bakiyenin tamamını göndereceksiniz, bizim açımızdan sorun yok” şeklinde cevap verildiği, sonrasında ise davalının eksik avansın tamamlanması yönünde bir talebinin olmadığı, gerçekleştirilen yazışmalardan özellikle 14.10.2019 tarihli mailde malların hazır olduğu ancak — işleminin iyi olmaması nedeniyle yeniden yapıldığının bildirildiği, 10.12.2019 tarihli — olduğunun ancak bunun çözüldüğünün, ürünlerin gönderileceğinin belirtildiği dikkate alındığında, mail içeriklerinden, davalı tarafından, davacının edimini yerine getirdiğinin kabul edildiği, ancak süreç içerisinde davalı tarafından kendi ediminin yerine getirilmediği (sevkiyatın yapılmadığı), dava konusu malların davacı tarafa teslim edilmediği, ayrıca davalının söz konusu avansın da davacıya iade etmediği, sipariş edilen malların hazır edildiğinin ve davacının temerrüdü nedeniyle davalının zarara uğradığının da davalı tarafından ispat edilemediği dikkate alındığında avans olarak ödenen meblağın iadesinin davacı tarafından talep edilebileceği, davalının kararlaştırılan ürünü davacıya satıp teslim etme borcu altına girdiği, davacının davalıya ödeyeceği sözleşme bedeli toplamının — davacı ile dava dışı firma arasında 12.07.2019 tarihli satış sözleşmesi yapılarak davacının da kararlaştırılan ürünü üçüncü kişiye satıp teslim etme borcu altına girdiği, davacı ile dava dışı — şirketi arasında yapılan sözleşmeye göre alıcı —- tarafından davacıya ödenecek satış bedelinin 87.247,00 Euro olduğu, davacının ürünleri dava dışı —- firmasına teslim edememesi nedeniyle, davacının ürünleri davalıdan alış fiyatı olan —– ile dava dışı —şirketine satış fiyatı olan 87.247,00 Euro arasındaki kardan yoksun kaldığı, davacının davalıya gönderdiği —nolu ihtarnamesi ile de sözleşmenin ayakta tutularak aynen ifadan vazgeçerek müspet zararın tazmininin talep edildiği, kardan yoksunluğun, davalının sözleşmeye uygun olarak ürünleri teslim etmemesinden kaynaklandığının kabulü halinde, davacının davalıdan talep edebileceği tutarın— olabileceği, takip talebinde 11.377,80 Euro mahrum kalınan kar alacağı talep edildiği, davalı tarafa gönderilen ihtarnameye göre 17.03.2020 tarihinde davalının temerrüde düştüğü, talep edilebilecek işlemiş faiz tutarının 199,36 Euro olduğu rapor edilmiş olup, rapora karşı itirazların aydınlatılması amacıyla ek rapor alınmak üzere dosyanın aynı bilirkişi heyetine tevdi edildiği, sunulan ek rapora göre, itirazların irdelendiği, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve kanaatlerinin kök rapordaki ile aynı olduğu, bilirkişi kök ve ek raporunun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, davalı vekili tarafından bilirkişi heyetine borçlar hukuku alanında uzman bilirkişi eklenerek yeni bir rapor alınmasının talep edildiği, heyette sözleşme yorum uzmanı hukukçu bilirkişi olması ve yeni raporun dosyaya yenilik katmayacağı sebebiyle yeniden rapor alınması cihetine gidilmeyerek, her ne kadar davacı tarafça —- alacağı, — faiz alacağı olmak üzere toplam — üzerinden takip yapılmış ve dava açılmış ise de, davalı tarafın takipten önce temerrüde düşürülme tarihine göre hesap edilen işlemiş faiz alacağının 199,36 Euro olduğu, yine mahrum kalınan kar alacağı yönünden, icra takibindeki taleple bağlı kalınarak 11.377,80 Euro’ya hükmedilebileceği, sonuç olarak davacının davalıdan— kalınan kar alacağı, 199,36 Euro işlemiş faiz alacağı olmak üzere) alacağı bulunduğu, yine her ne kadar takip talebinde “Alacağın tahsil tarihine kadar %…faizi” uygulanmasına yönelik ibare bulunmakta ise de, faiz türünün ve oranının açıkça belirtilmemesi sebebiyle alacağa faiz işletilemeyeceği tespitiyle beraber davanın kısmen kabulü ile — avans iadesi alacağı, —— mahrum kalınan kar alacağı, 199,36 Euro işlemiş faiz alacağı olmak üzere) üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş —kalınan kar alacağı olmak üzere) asıl alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan (takip tarihi olan —nazara alınarak) talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.(Dava tarihi olan —– olup harç ve vekalet ücreti hesabında bu kur esas alınmıştır).
Son olarak belirtmek gerekir ki 492 Sayılı Harçlar Kanununun;
”…
İLAMSIZ TAKİPLERDE PEŞİN HARÇ:
Madde 29 – İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır.
Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.
İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.
…”
şeklindeki ilgili maddesinde yer alan söz konusu düzenleme ve icra dosyası kapsamına göre davacı tarafın takibi başlatırken 1.095,72 TL peşin harç yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu harca bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da işleme tabi tutulmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının — takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, toplam — avans iadesi alacağı, — mahrum kalınan kar alacağı, –şlemiş faiz alacağı olmak üzere) üzerinden takibin devamına,
3-İİK 67/2. maddesi gereğince — avans iadesi alacağı,– kalınan kar alacağı olmak üzere) asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen — (takip tarihindeki efektif satış kuru nazara alınarak) icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Gerekçede açıklanan sebeple karar tarihi itibariyle alınması gereken — nispi karar harcından, Mahkeme veznesine yatan — peşin harç ile İcra veznesine yatan söz konusu — toplamını oluşturan —mahsubu ile EKSİK 11.870,76 TL’nin davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Gerekçede açıklanan sebeple davacı tarafından İcra veznesine ve Mahkeme veznesine yatırılan söz konusu peşin harçlar da dahil olmak üzere davacı tarafından yapılan toplam 5.220,01 TL harç gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 65,60 TL posta masrafı olmak üzere toplam 8.285,61 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 7.954,19 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile — arabuluculuk ücretinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 1.267,20 TL’sinin davalıdan tahsili ile; 52,80 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan — vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan — vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.