Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/708 E. 2022/354 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/708 Esas
KARAR NO : 2022/354

DAVA : Tazminat (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2020
KARAR TARİHİ : 04/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ve davalı taraf—– adresinde bulunan tapunun—- müteşekkil taşınmazda —— işyeri için 11.10.2017 tarihli şifai işyeri devir sözleşmesi imzaladıklarını , Müvekkil, işyeri devir bedeli olarak davalı tarafın——-toplam —, Müvekkil bu şekilde borcunu ödedikten sonra o tarihte başka bir —-bulunan —- devir aldığı işyerine taşındığını ve ticari faaliyetlerine devam ettiği sırada —-yetkilileri —– tutanak tuttuklarını ——- ruhsatı alması gerektiğini aksi takdirde mühürleneceğini ihtar ettikten sonra müvekkil de bunun üzerine işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı alabilmek amacıyla kendisinden istenen tüm evrakları hazırlamış ve müracaatını yaptıktan —- —- müvekkilin talebini, devir sözleşmesinin konusu olan bağımsız bölümün ana taşınmazın —– göre ortak alan vasfında olduğunu, sözkonusu yer için işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilemeyeceğini belirterek reddettiğini— tekrar mecura gelerek— sayılı kararı—- işyerinin mühürlenerek faaliyetten men edileceğini , gerekli tedbirlerin alınması işyerini mühürlemeye hazır hale getirmesi müvekkil davacıya tebliğ edildiğini ve akabinde —- mühürlendiğini Davalıya— yevmiye nolu —- keşide edilerek Fazlaya dair tüm hak ve alacaklar saklı tutularak ödenen devir bedeli ve tazminat talep edilmiş ise de davalı ihtar gereğini yerine getirmediğinden bahisle fazlaya dair tüm hak ve alacaklar saklı tutulmak—- işyerinin devir sözleşmesinin feshi ile şimdilik devir bedeli olarak davalının banka hesabına gönderilen —- yüksek —- birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretlerinin davalı tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı ile dava dışı —– kira sözleşmesi mevcut olduğunu İşbu Kira sözleşmesinde taşınmazın ortak alan olduğunun belirtildiği Davacının — yöneltmesi gerektiğini müvekkilinin bu davada taraf sıfatının olmadığını, Husumet ve zamanaşımı itirazları nedeniyle davanın öncelikle usul ve esas yönünden reddine, yargılama masraflarının karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Dava ve cevap dilekçesi, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Tazminat (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasıdır.
Davacı taraf açtığı dava ile taraflar arasında yapılan sözlü anlaşma ile davalının kullandığı işyerinin müvekkiline devrine—-yapıldığını, ancak dava konusu yerin taşınmazın ortak alanı olması nedeniyle iş yeri ruhsatı alınamaması nedeniyle — tarafından mühürlenmesi üzerine ödenen paranın iadesini talep etmiş, davalı ise yerin ortak alan olduğunu davacının bildiğini, bunu bilerek iş yerini devraldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı — duruşmada alınan beyanında; davacı … ile ortak iş yerinin olduğunu, özel bir firmada çalıştıklarını, — iş yerinin devir alınmasından bahsettiğini, beraber gidelim diye kendisine teklifte bulunduğunu, kendisine eşlik ettiğini, — gittiklerini, bildiği kadarıyla burası davalı … — olduğunu, kendisinin bu işte daha fazla tecrübesi olduğu için —götürdüğünü, yeri gördüklerini, yer ile ilgili herhangi bir sorun olmadığını tespit ettiklerini,—- devir alabilirsiniz şeklinde beyanda bulunduğunu, iş yerinini içerisinde bir — —olduğunu, 2 —- şeklinde —-olduğunu, iş yeri devir alınırken yukarıda bahsettiği —- üzerinden anlaştıklarını, ancak nasıl ödendiğini bilmediğini, aralarında yazılı bir sözleşme olup olmadığını da bilmediğini, sözlü olarak anlaşıldığını bildiğini, ruhsat sorunu olduğuna dair kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini, zaten böyle bir durum olsa buranın alınması mümkün olmadığını, kendilerinden 5 ay öncede buranın —-çok sonra öğrendiklerini, bu yerin ortak alan olduğunu —- başvurulduğunda öğrendiklerini, davalı — ruhsatı olmadığına dair herhangi bir şey söylemediğini, eğer söylemiş olsaydı o yeri almayacaklarını, bildiklerinin bundan ibaret olduğunu, bu verilen —- değil iş yerinin tüm devri ile ilgili olduğunu, burası dışardan bakıldığında normal ———–olarak göründüğünü, ortak alan olduğuna dair hiç bir —olmadığını, görüşmeye — ile gittiğini, davalı …— görüştüklerini, ilk görüşmede fiyat konuşulup konuşulmadığını——– üzerinden anlaşıldığını,–söylediği şekliyle bildiğini, anlaşmadan bildiği kadarıyla 1-2 ay sonra veya daha önce — gidildiğini, site yönetimine gittiklerinde buranın ortak alan olduğunu söylemediklerini, öyle bir konu da geçmediğini, ruhsat işi ile kendisinin ilgilenmediğini, —, ne zaman başvurduğunu da bilmediğini,—- ruhsat işine kendisinin karışmadığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı ….—- tarihinde duruşmada alınan beyanında; —- kendisinin–olduğunu, iş yeri sahibi olduğunu, onun yanında sigortalı —–çalıştığını, iş yerinin devir alınıp alınmaması konusunda bilgisinin olmadığını, burası alındıktan sonra işe başladıklarını, — sürekli —- alınmasına yönelik yazı geldiğini, —– yazılara istinaden gereken başvuruları yaptığını, —— başvurularını yaptığını, ancak bu başvurulardan bu yere ruhsat alınamayacağına dair cevap verildiğini, buranın ortak alan olduğunu ve ruhsat alınamayacağına yönelik bilgi verildiğini, daha sonra zaten ——– gelerek bu yeri mühürlediklerini, burası daire gibi —- benzer küçük bir yer olduğunu, burayı işletirken de ortak alan olduğuna dair herhangi bir gözlemlerinin olmadığını, bildiklerinin bundan ibaret olduğunu, iş yerinin ne zaman site yönetimi ile kira sözleşmesi imzalandığını bilmediğini, orada çalışan olduğu için kira sözleşmesinin de ne zaman olduğu konusunda bilgisinin olmadığını, bu yerin ruhsatlı olduğunu bildiklerini,—–yazı gelince bu sorunun olduğunu anladıklarını beyan etmiştir.
Davalı tanığı—— duruşmada alınan beyanında; —-yaptığını, —-açtıklarını, bu yerde —– yakın davacıya devir olana kadar ders verdiğini, orada— burayı devretme kararı aldığını, bu sürede ———- görüşmeler sebebiyle eşiyle birlikte —- geldiğinde tanıştığını, buranın ruhsatsız olduğunu —olduğunu bilerek aldığını, orayı ruhsatsız olarak —- mühürlenmesi yönünde hatta yazı da geldiğini, —- geldiğini, ancak niye mühürlenmediğini bilmediğini, gelen ——-şikayet olmadığı sürece burayı işletebileceklerini söylediklerini ancak — neden böyle söylediğini de bilmediğini, ancak oradayken herhangi bir mühürleme işlemi olmadığını,— konusunda anlaşma yapılırken kendisinin de orada olduğunu, bildiği kadarıyla bir ay boyunca 3-5 defa görüşme yaptıklarını, —- yalnız da geldiklerini, bu yerin ruhsatsız olduğunu—–, kendisi de ruhsatsız olduğunu bildiğini, anlaşma eşyalar ile birlikte tüm iş yerinin devrini kapsadığını, devrettiklerinde de hiç birşey almadan ayrıldıklarını, yanlış bilmiyorsa —devredildiğini, bildikleri bundan ibaret olduğunu, kendisinin tek çalıştığını, yeni ———başladığı için bura ile ilgilenemedğini, o yüzden burayı devretmeyi düşündüğünü, kendisini de devirden sonra tekrar —yerine——- sonra çalışmaya devam ettiklerini, devir ruhsat olmadığı için iş yerini devretme durumunu yapmadıklarını, ihtiyaca binaen devrettiklerini, muhasebe işlerine kendisinin bakmadığını, ancak——eldiğinde iş yerinde olduğunu, neden sözlü devir yapıldığını bilmediğini, tarafların kendi aralarındaki ilişkisi olduğunu, orayı devir ettikleri zaman—-çalışmadığını, buranın ortak alan ve kapıcı—-olarak —- tarif ettiklerini, tam ne zaman iş yerinden ayrıldıklarını hatırlamadığını,—dairenin yeri -1 veya — olduğunu, —-rahat bulabilmesi için—- olarak gelmelerini söylediklerini beyan etmiştir.
Davalı tanığı ….—- tarihinde duruşmada alınan beyanında; oğlu —- ile birlikte yaklaşık ——–bu —-ürettikleri şirketin —-olduğunu, bu yerin devir alınma sürecinde oğlu — konuşmasına şahit olduğunu, oğlu davacıya bu —siteye gelir sağlama amacıyla kiraya verildiğini ve ruhsat alınamadığını ifade ettiğini, oğlu da bu yerin ruhsatsız olduğunu bilerek kiraladığını,— konusunda fayda sağlayacaklarını, bu olay da site sakinlerinin de hoşlarına gittiğini, sadece dediği gibi telefonda oğlunun davacıya bu yerin ruhsatının olmadığına dair söylediğine şahit olduğunu, başka da bir bilgisinin olmadığını, hatta davacı bu yeri işlettiği 3 yıl boyunca– yönlendirdiğini, davacı da oğluna bu yönde teşekkür ettiğini, bu bir kaç sefer olduğunu, bildiği kadarıyla sitenin başka bir —- olmadığını, bu yeri devir almak isteyen davacı olduğunu, telefon konuşmasında oğlu kendisine bu yerin ruhsatının alınmayacağının söylemesi üzerine eşi ile konuşup size döneceğim dediğini, daha sonra aldığı duyum üzerine olduğu hali ile almaya karar verdiklerini ve bu yeri devir aldıklarını beyan etmiştir.
İspat yükü davacı tarafta olup, davacının sözleşmenin içeriğini, esaslı noktalarda davacı tarafın hataya düşürüldüğünü, sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğunu ve paranın iadesi gerektiğini yazılı deliller ile kanıtlamak zorundadır.
Yapılan yargılamaya, alınan müzekkere cevaplarına ve tüm dosya kapsamına göre, davacının işyerinin ruhsatsız olduğundan bahisle sözleşmeden dönme hakkını kullandığını iddia ederek işyeri devri için ödenen paranın iadesi için işbu davayı açmış ise de, gerek davacının dava dilekçesi ile dosyaya yansıyan beyanları gerekse davacı tanıklarının bahse konu yerin ortak alan olduğunu bilinmeden devralındığını—- yapılan ruhsat başvurusu üzerine dava konusu yerin ruhsat alınmayacak yerlerden olduğunun öğrenildiğine yönelik beyanları dosya içerisine celp edilen — müzekkere cevabında davacının — iş yeri açma ve çalışma ruhsatı başvurusunda bulunmadığının belirtilmesi karşısında davacının bu yöndeki iddialarının kanıtlanamadığı anlaşılmıştır. Yine, basiretli bir tacir olan —– davacının dava konusu yerin ruhsat alınabilecek yerlerden olup olmadığına yönelik araştırma yapması gerektiği, ancak gelen müzekkere cevaplarından anlaşılacağa üzere davacının bu yönde bir araştırma da yapmadığı gibi üç yıla yakın bir süre herhangi bir ruhsat başvurusu yapmadan işbu yeri işlettiği anlaşılmış olup, bu nedenle davacının bu yöndeki iddialarına da itibar edilmemiştir. Ayrıca davalının yazılı olmayan sözleşmeye göre devir borcunu yerine getirdiği, davacının dava konusu iş yerini devraldıktan sonra taşınmazın sahibi site yönetimi ile kira sözleşmesi yaptığı, ruhsat konusunda ve sözleşmenin esaslı noktalarında yanlış bilgi verildiğine ilişkin iddianın kanıtlanamadığı, davacının sunduğu deliller ile iddiasını ispatlayamadığı, davalının devir borcunu yerine getirdiğinden ve bunun dışındaki iddiaların da ispatlanamadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın REDDİNE,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.323,17 TL harçtan mahsubu ile bakiye — harcın kararın kesinleşmesi üzerine istek halinde davacıya iadesine,
3-) Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-) Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — 13/1 maddesi uyarınca 10.872,40 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile –uyarınca—— arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.