Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/706 E. 2022/553 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/706
KARAR NO : 2022/553

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2022

Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından verilen dava dilekçesi ile; davacılardan …—- tarihinde yapılan sözleşme ile söz konusu işletmenin ruhsatının ..— ortak ve yöneticisi olduğu diğer davacı …—- devretmek üzere gerekli başvuruları yaparak devir işlemlerinin gerçekleşmesinin akabinde ..—– %20’sini davalı ..—– %20’sinin de diğer davalı ….—–devredilmesi konusunda anlaşmaya varıldığı, bu sözleşmeye ek olarak —–tarihinde —– düzenlendiği ve söz konusu hisselerin davalılara devredilmesi karşısında davalılar tarafından —- ile —- olmak üzere toplam —-ödenmesi hususunun kararlaştırıldığı ve ödenen söz konusu 900.000 TL’lik bedele karşılık teminat olarak vadesi doldurulmamış bir şekilde —- senet verildiği ve dilekçede belirtilen şekilde .——- davalı ….—– bırakıldığı ancak davalılar tarafından —– yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin fesih edildiğinin bildirildiği, davacının sözleşme nedeni ile üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiği halde davalıların kötü niyetli olarak sözleşmeyi fesih ettiği; söz konusu 900.000 TL’lik teminat senedinin üzerinde ”teminat senedi” ibaresi bulunmamakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmeye atıf yapılarak verildiğinin açıkça belli olduğu ileri sürülerek söz konusu — bedelli bononun tamamen sözleşmeye bağlanmış olan bir teminat senedi olduğunun tespitine; verilen söz konusu teminat senedinin — çevrilmesi için gerekli şartların oluşmadığının tespitine; davacı tarafın davalılara karşı —- bir senet borcu bulunmadığının tespitine; davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranıp davacı şirketin işletmesini zarara uğratmış olduğunun tespitine; davacı tarafın sözleşmeye ilişkin edimlerini yerine getirdiğinin ve sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak fesih edildiğinin tespitine karar verilmesi talep ve dava edilerek —- bononun takibe konulmaması için gerekli görülmesi halinde teminat karşılığı olarak ihtiyadi tedbir kararı verilmesi de talep edilmiştir.
Söz konusu tedbir talebi yönünden yapılan inceleme sonunda —- tarihinde oluşturulan — ile şartları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Söz konusu red kararından sonra ibraz edilen —- tarihli dilekçeler ile bu kez davaya konu senet hakkında—- dosyası üzerinden verilen ihtiyati haciz kararına dayalı olarak davacılar aleyhine —– Esas sayılı icra dosyası üzerinden takip başlatıldığı ve dava dilekçesinde açıklanan sebeplere bağlı olarak taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu ileri sürülen senedin davalılar tarafından kötü niyetli olarak ve davacıları zarara uğratmak amacıyla takibe konu ettikleri, takibe konu senet bedeli— davalılar tarafından 50.000 TL üzerinden haciz işlemine geçildiği ve bunun da dürüstlük kuralına aykırı olduğu; davalılar hakkında senedin taraflar arasındaki akde aykırı olarak düzenlenmesi nedeni ile şikayette bulunulduğu ve—dosyası üzerinden soruşturma — tarihinde başlatıldığı, eldeki davanın ise — konusu icra takibinden önce açılmış olduğu ileri sürülerek —Esas sayılı icra dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin teminatsız olarak ve Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde uygun görülecek teminat karşılığında tedbiren durdurulması talep edilmiş olduğundan bu kez— tarihli ara karar ile:
“…
Söz konusu talep içeriğine göre —— sayılı dosyasına müzekkere yazılarak UYAP içeriği celp edildikten sonra söz konusu soruşturma evrakı, icra dosyası ve dosya kapsamı yeniden irdelenmiştir. Soruşturma evrakı kapsamına göre şikayet tarihinin 25/09/2020 olduğu, şikayet dilekçesinden başka eldeki dava dosyası kapsamından farklı bir delil bulunmadığı ve — müzekkereye bağlı olarak —-devam ettiği anlaşılmıştır.
Celp edilip incelenen icra dosyası kapsamına göre de ihtiyati hacze yönelik bir itiraz da görülmemiştir.
Dava dilekçesinde ileri sürülen tedbir talebi hakkında verilen —- tarihli tedbir talebinin reddine ilişkin karardan sonra delil durumunda her hangi bir farklılık söz konusu olmamıştır.
Sonuç olarak söz konusu —- dilekçelerle ileri sürülen icra takibinin durdurulmasına yönelik tedbir talebi yönünden tüm dosya kapsamı üzerinden yeniden yapılan irdeleme sonunda davanın niteliği, dayanılan sözleşme ve ek protokol içerikleri, ihtarnameler, davacı tarafın davadan elde etmek istediği hukuki yarar yönünden dayanılan sözleşmeye göre taraflarca üslenilen edimlerin dosya kapsamı ile ihtilafsız tatmin çerçevesi, yakın ispata ilişkin kurallar, menfaat dengeleri, şikayet tarihi ve— dosyası kapsamı, tedbir talebinin karşılanıp karşılanmaması ihtimallerinde söz konusu olabilecek etkilere bağlı hukuki yararlar, ihtiyati tedbire ilişkin yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir talebinin yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleşmediği sonucuna varıldığından mevcut kapsam ve aşamaya bağlı olarak icra takibinin durdurulmasına yönelik olarak ileri sürülen söz konusu tedbir talebinin reddine ilişkin olmak üzere aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İcra takibinin durdurulmasına yönelik söz konusu tedbir talebinin REDDİNE,
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan ara karar ile tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup İstinaf yoluna başvurulması üzerine—— sayılı kararı ile söz konusu ara kararda bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek İstinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Tedbir talebine ilişkin safahatı yukarıda belirtilen dava takibe dayanak yapılan bono nedeniyle menfi tespite ilişkin dava olup davacılar vekili duruşmada da dava dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
Davalılar vekili duruşmada da tekrar ettiği cevap dilekçesinde davanın — kaldığı halde—–başvurulmadan açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği; davacıların taleplerinin hukuken mesnetsiz iddialardan ibaret olduğu, takibe dayanak bononun davacıların nakden aldıkları borçlarına karşılık olarak verildiği, davalılar tarafından davacılara yapılan ödemelerin şahısları üzerinden veya sahip oldukları kurum üzerinden gönderildiği, davalıların davacılardan daha fazla alacağının bulunduğu, dava dilekçesinde müvekkillerin davacılara —-yaptıklarının ikrar edilmiş olduğu ve fakat teminat senedi olarak verildiğinin ileri sürüldüğü söz konusu bononun teminat senedi olmadığı, davalılar tarafından nakden—–kayıtsız ve şartsız para borçlarına karşılık olarak davacıların dava konusu bonoyu düzenleyip verdikleri, teminat senedi olduğunu iddia ederek kötü niyetli olarak—– peşinde olunduğu, bononun teminat senedi olarak verildiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, davacıların iddialarını bizzat ileri sürdükleri sözleşmenin yalanladığı, davacıların davalılardan parayı aldıkları halde hisse devri yapmadıkları ve borç aldıkları tutarı ödemedikleri için kayıtsız ve şartsız para borçlarına karşılık olarak dava konusu bonoyu düzenleyip verdikleri, teminat senedi olmadığı, —- diğer sözleşmede dava konusu senede yapılmış herhangi bir atıf olmadığı, ileri sürülen sözleşmede de teminat senedi olarak verildiğine ilişkin bir düzenleme olmadığı; davacı şirketin %100 hissenin diğer davacı adına kayıtlı olduğu, diğer davacı …’ in tek başına şirketi temsil yetkisine sahip olduğu ve buna rağmen parayı aldıkları halde hisse devrinin yapılmadığı, — ——hukuken geçerli bir sözleşme yapılmadığı, geçersiz sözleşmeye göre yapılan işlemlere hukuki sonuç bağlanamayacağı ve herkesin aldığını geri vermekle mükellef olduğu, geçersiz sözleşmeye göre bile davacıların davalılar tarafından kendilerine ödenen nakit ödemeleri geri ödemek zorunda oldukları, davalılar tarafından davacılara yapılan ödemelerin banka kanalıyla yapıldığı, ödemelerin sabit olduğu, davacıların bono nedeniyle nakit para aldıklarını ikrar etmiş oldukları, bononun teminat senedi olmadığı, teminat senedi olabileceğine ilişkin bir sözleşme veya bir atıf bulunmadığı; davacıların yükümlülüklerini yerine getirmemeleri üzerine tebliğ edilen ihtarnameye bağlı olarak tanınan süre sonunda geçersiz sözleşmenin de feshedilmiş olduğu savunularak davanın reddine ve %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına karar verilmesi istenmiştir.
—-Esas sayılı icra dosyasının celp edilip incelenen — içeriğine göre dava konusu bonoya dayalı olarak 23/09/2020 tarihinde başlatılan takibe ilişkin olduğu, davalıların takip alacaklıları ve davacıların ise takip borçluları oldukları anlaşılmıştır.
Ön inceleme duruşmasında davanın menfi tespit davası olması ve– bağlı olarak yerinde görülmeyen usuli itiraz reddedilerek davanın—-olmadığına karar verilmek suretiyle engel bir dava şartı bulunmadığı tespit edilerek ihtilaf noktaları tespit edilip tahkikata geçilmiştir.
Ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın:—üzerinden yapılan takibe dayanak olup —- bedelli bononun sözleşmeye bağlı olarak verilen bir teminat senedi olup olmadığı, bu ihtimale bağlı olarak teminat senedinin nakde çevrilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı ve bunlara bağlı olarak olarak sonuçta davacıların davalılara söz konusu bono nedeniyle borçlu olup olmadığı; davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranarak davacı şirketin işletmesini zarara uğratıp uğratmadığı; davacı tarafın sözleşmeye ilişkin edimlerini yerine getirip getirmediği ve sözleşmenin davalı tarafça feshinin haksız olup olmadığı hususlarının aydınlatılmasına yönelik olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında dosya kapsamına yansıyan sözleşmeler,—— yevmiye numaralı ihtarname içeriği, —-cevabi ihtarname içeriği, dosya kapsamına yansıyan taraflar arasındaki ilişkiler ve bu konudaki talepler değerlendirilerek davanın bütün ihtimaller yönünden — bakımından bildirilen tanıkların dinlenmesi uygun görülmüştür.
Davaya konu ——– bedelli,—–davacılar ve lehtarı davalılar olan bir bono olup teminata ilişkin herhangi bir kayıt içermemektedir.
Dinlenen tanık beyanları, taraflar arasındaki ilişkilere dönük mahiyette olup dava konusu bono yönünden görgüye dayalı ve ispat külfeti ile aidiyetini etkiler nitelikte değildir.
Gerekli kısımlarının —-içeriği celp edilip incelenen ——- soruşturma sayılı dosyasına göre şikayetin eldeki bu davadan sonra 25/09/2020 tarihinde yapıldığı, eldeki dava dosyası kapsamından farklı bir içeriğinin olmadığı, şikayet dilekçesinde dayanılan içtihatların da esasında “—- ispatlanması gerektiğine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacılar adına dava konusu bonoya dayalı takiple ilgili olarak icra takibine itiraza ilişkin açılan —— üzerinden işlem gören davanın mahiyeti ve verilen karar gözetilerek —- edilmiş olup sonuçta gerekli kısımları celp edilip incelenen —– tarihinde verilen davanın kabulü ile davacılar yönünden icra takibinin iptaline ilişkin—- Karar sayılı karara karşı İstinaf yoluna başvurulması üzerine ——–sayılı kararı ile; dava konusu bononun üzerinde teminata ilişkin bir kaydın yer almadığı, taraflar arasında———-sözleşme ile 20/01/2020 tarihli ek protokolün dava konusu bonoyu kapsamadığı, ek protokolde bahsedilen senet ile dava konusu senedin miktarları haricinde aralarında benzerlik bulunmadığı, davalı tarafın teminat iddiasına ilişkin herhangi bir kabul beyanının da bulunmadığı, sözleşme ve protokolde dava konusu senede herhangi bir atıf yapılmadığı, sözleşme ve ek protokol tarihi ile dava konusu senedin düzenleme tarihinin aynı olmadığı, senedin —- niteliğini taşıdığı, anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasını yazılı delil ile ispatlanması gerektiği halde yazılı bir delil ibraz edilmediği belirtilerek davalıların istinaf talebi kabul edilmek suretiyle —-söz konusu kararı kaldırılmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş olup bu karara karşı Temyiz yoluna başvurulması üzerine ———– kararı ile — onanmasına karar verilmiş olduğu belirlenmiştir. Sonuçta dava konusu bononun teminat senedi olmadığına ilişkin söz konusu —- kararı kesinleşmiştir.
Davacılar vekili ———tarihli duruşmadaki beyanında ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiş olup söz konusu duruşmada alınan beyanlar, oluşturulan ara kararlar ve bunların mahiyeti ile yargılamaya ve sonuca etkisi gözetilerek söz konusu tutanağın buraya aynen alınması uygun görüldüğünden sonuçta söz konusu 13/04/2022 tarihli duruşma tutanağı:
“…
Davacı …—-, Davalılar———– duruşmaya katıldı. Belli yerde açık duruşmaya devam olundu.
Müzekkerelere cevap geldiği,——gönderildiği anlaşıldı.
Müzekkere cevabı ve eklerine—-dosyası üzerinden işlem gören dava hakkında —verdiği kararın — onanmak suretiyle kesinleşmiş olduğu anlaşıldı.
20/10/2021 tarihli duruşmada alınan 8 nolu ara karar yönünden bir başvuru ve işlem olmadığı anlaşıldı.
Davacılar vekilinden soruldu; tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını istiyoruz dedi.
Davalılar vekilinden soruldu; zapta geçen — onama kararı— kararında belirtilen şekilde dava konusu bononun teminat senedi olmadığı hususu kesinleşmiş olup bu durum davanın esasını çözmüştür, ayrıca dava dilekçesinde de — ödendiği ikrar edilmiştir, bu konuda dekontlarımızı da Mahkemeye sunmuştuk, defter incelemesinde yarar yoktur, bu talebi kabul etmiyoruz, davanın reddini istiyoruz, ihtimale göre de müvekkillerimin ticari defterleri de söz konusu değildir, dedi.
Davacı asil söz aldı; dava konusu senet teminat senedidir, ek protokolde de teminat senedi verildiği belirtilmiştir, eğer dava konusu bono teminat senedi değilse o zaman ek protokolde belirtilen teminat senedi nerededir, dava konusu senedin bedeli içinden—belirtilen şahıslara ödenmiştir, bu ödemenin bir kısmı davalı tarafça söz konusu şahıslara doğrudan ve bir kısmı da benim şahsi hesabım üzerinden ödenmiştir, ayırca belirtmek istiyorum ki sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren vekaletini iptal ettiğim tarihe kadar geçen süre içerisinde davalılardan … tesisi işlettiği halde ne bana ne de diğer davalı …—-herhangi bir ödeme yapmadığı gibi herhangi bir bilgi de vermemiştir, ayrıca ticari olarak beni kayba uğratıp çeklerden birini de ödememiştir, dedi.
Davalılar vekili söz aldı; imza yetkisinin kimde olduğunun davacı asilden sorulmasını istiyoruz dedi.
Davacı asilden soruldu; davalı …—– imza yetkisi verip vermediğimi hatırlayamıyorum, evraka bakmam gerekli, tabi ki davacı şirketin sahibi ve temsilcisi benim ancak o dönemde davalı …—-noterde düzenlenen vekaletname ile genel — bütün işlemler için yetki vermiştim, bu sorunun neden sorulduğunu anlayamadım, dedi.
Davalılar vekili söz aldı; iddianın genişletilmesine muvafakatimiz yoktur, dedi.
Dosya incelendi.
GGD:
1-Davanın niteliğine, zapta geçen beyanlara, verilere ve dosya kapsamına nazaran hukuki yarar görülmediğinden davacı defterlerinin incelemesine yer olmadığına,
2-Davanın niteliğine, yukarıdaki ara karara, dosya kapsamına ve davacı tarafın dayandığı delillere nazaran ispat külfetinin aidiyetine bağlı olarak yemin delilinin davacı tarafa hatırlatılması gerektiğine ve huzuren hatırlatılmış olduğuna,
oy birlği ile karar verildi. Tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Davacı ve vekili müşterek beyanlarında; karşı tarafa yemin teklif ediyoruz, dedi. Davalılar vekilinin vekaletnamesinde özel yetkisi olduğu anlaşılmakla yemin teklifi yönünden soruldu;
Davalılar vekili; yemin teklifini kabul ediyoruz, müvekkillerimin gelecek duruşmada hazır bulunmaları için süre istiyoruz dedi.
Dosya incelendi. GGD:
1-Davalıların yemin edalarının gelecek duruşmada yapılmasına,
2-Davalıların gelecek duruşmada hazır bulunmasının sağlanması için davalılar vekiline gelecek duruşma gününe kadar kesin süre verilmesine,
3-Davalıların —-hazır olmaları durumunda——– üzerinden yapılan takibe———– bononun sözleşmeye bağlı olarak verilen bir teminat senedi olup olmadığı, bu ihtimale bağlı olarak teminat senedinin nakde çevrilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı ve bunlara bağlı olarak sonuçta davacıların davalılara söz konusu bono nedeniyle borcunun olup olmadığı hususlarında soruları cevaplamak üzere gelecek duruşmada geçerli bir özür olmaksızın bizzat gelinmediği veya gelip de yemin karşı tarafa iade edilmediği yahut yemin eda etmekten kaçınıldığı takdirde yemin konusu bu vakıaların ikrar edilmiş yani senedin teminat senedi olduğu ve davacıların davalılara borçlu olmadığının ikrar edilmiş olacağının ihtarını içerir şekilde davalılar adına HMK. madde 228 uyarınca davetiye çıkarılmasına, davetiyeye bu tutanak örneğinin eklenmesine,
4-Yukarıda ki kararlara bağlı olarak sonuçta davalılardan gelecek duruşmaya katılmayan veya katılıp yemini karşı tarafa iade etmeyen veyahut yemin eda etmekten kaçınan davalının dava konusu söz konusu bononun teminat senedi olduğunu ve davacıların borçlu olmadığını kabul etmiş sayılacağına ilişkin kesin süre sonuçlarının davalılar vekiline huzuren ve davalılara ise yapılacak söz konusu tebliğ ile birlikte ihtar edilmiş olduğuna,
5-İhtimale göre davacı asilin gelecek duruşmada hazır bulunması gerektiğinin huzuren ihtar edilmiş olduğuna,
…”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Yukarıya aynen aktarılan tutanak içeriğinden de anlaşılacağı üzere dosya kapsamı, davanın ileri sürülüş biçimi, dava sebepleri, yukarıda özetlenen bononun teminat senedi olmadığına ilişkin —- kararına ilişkin süreç, davacı tarafın soruşturmaya esas şikayet dilekçesinde dayandığı içtihatların dahi yazılı delil ile ispatı gerekli görmesi, dava konusu bononun ve dayanılan sözleşmelerin taraflar arasında ihtilafsız olması, ihtilafın teminat niteliğinde olup olmamasına yönelik bulunması, bonoda nakden kaydının olması, teminat olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt içermemesi, ihtilafsız sözleşme ve ek protokolde de bonoya yer verilmemiş olması, herhangi bir atıfta da bulunulmamış olması, ek protokoldeki bahsedilen senede ilişkin bilgilerin eldeki dava konusu bono ile örtüşmemesi, sözleşme ve ek protokol ile bononun keşide tarihleri, dava tarihi, şikayet tarihi, tanıkların —– sonuca etkili ve —–dayalı bilgilerinin olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde defterlerin incelenmesinde hukuki yarar görülmeyerek ispat külfeti davacı taraf üzerinde olduğundan ve toplanan deliller kapsamında yazılı delil olmadığı gibi bononun teminat senedi olarak düzenlendiğinin ispata yeterli olmaması karşısında dayanılmış olan yemin delili hatırlatılmış olup davacı ve vekili duruşmadaki müşterek beyanlarında karşı tarafa yemin teklif ettiklerini ifade etmişler ve davalılar vekili de yemin teklifini kabul ettiğini belirtmiş olduğundan 15/06/2022 tarihli duruşmada —olup söz konusu —tarihli duruşma tutanağı içeriği:
“…
Davalılar ve —— duruşmaya katıldı. Başka gelen yok. Belli yerde açık yargılamaya başlandı.
Davacılar vekilinin— üzerinden mazeret bildirdiği ve yeni duruşma gün ve saatini —öğreneceğini belirttiği anlaşıldı.
Önceki duruşmada alınan 3 nolu ara kararına uygun olarak tebligatların yapıldığı anlaşıldı.
Yapılan yoklamada davacı taraftan gelen olmadığı anlaşıldı.
Davalılar vekilinden soruldu: mazerete bir diyeceğimiz yoktur ancak hazır olan müvekkillerime yemin yaptırılsın, dedi.
Dosya incelendi: GGD:
1-Zapta geçen beyan, davanın daha önce hiç takipsiz bırakılmamış olması, yapılacak işlem ve dosya kapsamı gözetilerek yeminin —- olmayacak ve talik sebebi olmayacak şekilde, vekil-müvekkil ilişkisi yönünden anlam içermek üzere davacılar vekilinin mazeretinin kabulüne,
2-İşlem sonucu —- öğrenileceğinden bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
3-Yemin edasıyla ilgili işleme geçilmesine,
oy birliği ile karar verildi, tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Davalı asil … huzura alındı.
Kendisine önceki duruşmada alınan 3 nolu ara karar okundu, açıklandı, yeminin anlam ve önemi anlatılarak yalan yere yemin etmenin cezai yaptırımı hususunda dikkati çekildi, soruldu:
Davalı … beyanında: Durumumu biliyorum, yaptığınız açıklamayı anladım, bana okuduğunuz söz konusu ara kararda belirtilen hususlarda yemin teklifini kabul ediyorum ve yemin etmeye hazırım dedi. Bunun üzerine kendisine;
Size sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şeyi saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz? diye sorulması üzerine;
Davalı … beyanında: Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum ki ben yemine ilişkin olup bana okuduğunuz 13/04/2022 tarihli duruşmada alınan 3 nolu ara kararda belirtilen:
—– Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibe dayanak—- bedelli bononun sözleşmeye bağlı olarak verilen bir teminat senedi değildir, bu bono nedeni ile sonuçta davacıların biz davalılara borcu vardır, dedi.
Beyanı ——okunarak yemininde ve beyanında ısrar edip etmediği soruldu:
Davalı … beyanında: Biraz önce verdiğim ve bana yüksek sesle okuduğunuz yeminli beyanımda sebat ediyorum dedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Davalı …
Davalı asil … huzura alındı.
Kendisine önceki duruşmada alınan 3 nolu ara karar okundu, açıklandı, yeminin anlam ve önemi anlatılarak yalan yere yemin etmenin cezai yaptırımı hususunda dikkati çekildi, soruldu:
Davalı … beyanında: Durumumu biliyorum, yaptığınız açıklamayı anladım, bana okuduğunuz söz konusu ara kararda belirtilen hususlarda yemin teklifini kabul ediyorum ve yemin etmeye hazırım dedi. Bunun üzerine kendisine;
Size sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şeyi saklamayacağınıza——— diye sorulması üzerine;
Davalı … beyanında: Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma—— —- okuduğunuz ———– tarihli duruşmada alınan 3 nolu ara kararda—–üzerinden———- sözleşmeye bağlı olarak verilen bir teminat senedi değildir, bu bono nedeni ile sonuçta davacıların biz davalılara borcu vardır, dedi.
Beyanı yüksek sesle huzurda okunarak yemininde ve beyanında ısrar edip etmediği soruldu:
Davalı … beyanında: Biraz önce verdiğim ve bana yüksek sesle okuduğunuz yeminli beyanımda —- ediyorum dedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Davalı …
Davalılar vekilinden soruldu: Yeminlerin eda edilme usulüne bir diyeceğim yoktur, dedi.
Tahkikatın tümü hakkında soruldu:
Davalılar vekili: önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, yapılması gereken bir tahkikat işlemi yoktur, karar verilmesini istiyoruz, dedi.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Davalılar duruşmadaki yeminli beyanlarında dava konusu bononun teminat senedi olmadığını ve bono nedeniyle davacıların borcunun bulunduğunu ifade etmişlerdir.
Sonuç olarak davanın ileri sürülüş biçimi, dava sebepleri, yukarıda özetlenen bononun teminat senedi olmadığına ilişkin —- kararına ilişkin süreç, davacı tarafın soruşturmaya esas şikayet dilekçesinde dayandığı içtihatların dahi yazılı delil ile ispatı gerekli görmesi, dava konusu bononun ve dayanılan sözleşmelerin taraflar arasında ihtilafsız olması, ihtilafın teminat niteliğinde olup olmamasına yönelik bulunması, bonoda nakden kaydının olması, teminat olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt içermemesi, ihtilafsız sözleşme ve ek protokolde de bonoya yer verilmemiş olması, herhangi bir atıfta da bulunulmamış olması, ek protokoldeki bahsedilen senede ilişkin bilgilerin eldeki dava konusu bono ile örtüşmemesi, sözleşme ve ek protokol ile bononun keşide tarihleri, dava tarihi, şikayet tarihi, tanıkların bononun düzenlenmesi ve niteliği yönünden sonuca etkili ve görgüye dayalı bilgilerinin olmaması; belirtilen sebeplere ve dosya kapsamına göre defterlerin incelenmesinde hukuki yarar görülmemesi; ispat külfetinin davacı taraf üzerinde olması ve toplanan deliller kapsamında yazılı delil olmadığı gibi bononun teminat senedi olarak düzenlendiğinin ispata yeterli delil olmaması karşısında dayanılmış olan yemin delilinin hatırlatılması sonucu davacı tarafın yemin teklifinde bulunmaları üzerine davalı tarafın bu teklifi kabul ederek yeminli beyanlarında dava konusu bononun teminat senedi olmadığını ve bono nedeniyle davacıların borçlu olduklarını ifade etmiş olmaları, bu şekilde kesin delil niteliğinde olan taraf yeminin davacı taraf aleyhine —– olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından davanın reddine ilişkin olarak aşağıdaki karar verilmiş olup, verilmiş bir tedbir kararı olmadığından davacılar aleyhine icra tazminatına hükmolunmamıştır.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-Verilmiş bir tedbir kararı olmadığından davacılar aleyhine icra tazminatına karar verilmesine yer olmadığına,
3-Peşin harçtan maktu karar harcının mahsubu ile artan 1.456,00 TL harcın kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan harç ve yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan toplam 141,95 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken alınarak davalılara müştereken verilmesine,
6-Dava değeri üzerinden davalılar vekilleri için tarife gereğince hesap ve takdir edilen 62.050,00 TL nispi avukatlık ücretinin davacılardan müştereken alınarak davalılara müştereken verilmesine,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davalılar vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.