Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/690 E. 2021/542 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/690 Esas
KARAR NO : 2021/542

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/09/2020
KARAR TARİHİ : 09/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin ———- yapmış olduğu —-sırasında müvekkil şirketine—– verildiğini, söz konusu hasar nedeniyle davacı şirket elemanları tarafından hasarlar tespit edildiğini, hasar keşif tutarı formu ve ——niteliğinde olan —— adına, ivedilikle ———- tarafından zararın giderildiğini, zararın tazmini için alacağın tahsilini sağlamak amacıyla hasar tespit tutanağı, hasar keşif formu ve olay yeri ——– nolu dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını davalı tarafın borcun tamamına—– itiraz ettiğini davalının meydana gelen hasardan sorumlu olduğu Bu nedenle davalının alacağın aslına ve ferilerine yönelik tüm itirazları haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu söz konusu İtirazın İptalini davalıdan ayrıca % 20 oranında icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil firma olan ——– tarafından yapılan araştırmalar———— yapısına hasar verildiğini, ancak müvekkil firmanın bu kapsamda sorumlu olmadığını sadece ——- tarafından verildiğini, haksız ve mesnetsiz davanın husumet nedeniyle reddine, yargı masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerine yüklenilmesini karar verilnesini talep etmiştir.
DELİLLER:——–Ticari Defter ve Belgeler, Bilirkişi Raporu, ——-, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasıdır.
Davacı ——çalışmaları esnasında —- suretiyle hasara uğratılan ——–dolayı davalıdan ———– zararı bedeli olmak üzere toplam 692,68 TL zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı——– davaya karşı cevap dilekçesi ———- tarafından çalışma yapıldığını —— ancak müvekkil firmanın bu kapsamda sorumlu olmadığını sadece —- Şirketi tarafından verildiğini, haksız ve mesnetsiz davanın husumet nedeniyle davanın esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
Dosya kapsamıyla, —— ——-çalışması sırasında davacı ———-hasar gördüğü konusunda uyuşmazlık yoktur.
Taraflar arasında meydana gelen olayla ilgili olarak mahkememizin ara kararı gereğince hasar ve kusur yönünden elektrik bilirkişisine tevdi edilmiş,—-tarihli raporunda; “Davalı ——-davacı şirkete ———- duruma getirildiği, davacının takip tarihi itibariyle —– alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır.
Her ne kadar —– vekilince müvekkiline husumet düşmeyeceği iddia edilmiş ise de bilirkişi raporunda da belirtildiği ve ——- tarafından aksi iddia edilmeyen açıklamaya göre benzer olaylarda taraflar arasında düzenlenen——– maddeleri ile yüklenici firma tarafından yapılacak çalışmalar esnasında verilecek her türlü hasarlardan yüklenicinin sorumlu olacağı hükmü getirilmiş ise de—— firma tarafından yapılan işlerin—- uygun olarak yapılmasını —- — bulunmaktadır. Bu itibarla davalı——– zarardan TBK. 66 Maddesi anlamında müteselsilen sorumludur————- sayılı kararı).
Yine her ne kadar bilirkişi raporunda işletme zararının sorumluluğundan bahsetmemiş ————- maddi tazminatın kapsamı gerçek zarar ile sınırlıdır. Mal varlığına yönelik haksız eylemlerde gerçek zarar, mal varlığının haksız eylemden önceki durumuna gelmesi, bir başka anlatımla haksız eylem meydana gelmemiş olsa idi ne durumda olacak ise o duruma getirilmesi için gerekli olan tutardır. Bu durumda mal varlığında meydana gelen fiili eksilmenin yanında haksız eylem meydana gelmese idi mal varlığında meydana gelecek olan artış ya da yoksun kalınan kar da gerçek zarar kapsamına dahildir. Davacının, davalının haksız eylemi nedeniyle uğradığı ve gerçek zarar kalemi olan işletme zararının ödetilmesini isteme hakkı vardır. Görüşme kaybı, diğer bir deyişle konuşma gelir kaybı da işletme zararı kapsamındadır. Davacı şirket dava konusu hasar nedeniyle —- sunamamış ve bu nedenle zarara uğramıştır.” Bu itibarla bilirkişi raporunun aksine davacının işletme zararının da bulunduğu tespit edilmiş, talep edilen işletme zararının da makul ve kabul edilebilir olduğuna kanaat edinilerek bu talep yönünden de talep kabul edilmişti——
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller, bilirkişi raporları ve —- kararları birlikte değerlendirildiğinde; malzeme ve işçilik tutarı ile işletme zararının ( bilirkişi raporunun aksine) kadri marufunda ve istenebilir olduğu ve tüm bu nedenlerle davalının —— takip dosyasına asıl alacak 692,68 TL ve işlemiş faiz 235,63 TL olmak üzere toplam 928,31 TL’ye yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacak 692,68 tl’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda ise her ne kadar davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş ise de alacağın teknik inceleme ile ortaya çıkması, likid olmaması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinın 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi—– arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının ——- takip dosyasına asıl alacak 692,68 TL ve işlemiş faiz 235,63 TL olmak üzere toplam 928,31 TL’ye yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile icra takibinin asıl alacak 692,68 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 63,41 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 9,01 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı 54,40 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 80,90 TL posta masrafı ve 600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 797,50 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 928,31 TL maktu/nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —- bütçesinden — arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.