Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/683 E. 2021/465 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/683 Esas
KARAR NO : 2021/465
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- dosyası ile icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlu — tarihinde itiraz edildiğini; — sıralarında dava dışı sürücü — sevk ve idaresindeki—- istikametine seyrederken —- geldiğinde önünde banket ve sağ şerit üzerinde seyreden dava dışı — — plakalı— plakalı —-çarpması, —– çarpışmanın etkisi ile yolun dışına çıkıp üzerindeki —– beraber yolun dışına devrilmesi neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini; kazanın meydana gelmesinin ardından trafik polisleri tarafından kaza tespit tutanağı düzenlendiğini; dava dışı sürücü—- %100 Asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini; zarar gören dava dışı sigortalı — plakalı zirai —— müvekkili şirketin — olduğunu; ekspertiz raporuna göre dava dışı sigortalının — ağır hasar aldığı ve hasar bedelinin— olduğunun tespit edildiğini; sigortalının aracın —– edilmesini talep ettiğini; sigortalı araç kredili olduğundan———- tazminat ödemesi gerçekleştirildiğini ve sigortalının zararının karşılandığını; davalı —-halefiyete dayalı tazminat talep etme imkanı hasıl olduğunu; ———– sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalıların yapmış olduğu itirazın iptaliyle, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı vekili tarafından vekaletname ibraz edilerek delil ve beyan dilekçeleri sunulmuştur.
İhbar Olunan—- dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen — plakalı aracın —- sözleşme karşılığında satıldığını; noterde tescili yapılmadan davaya konu kazanın meydana geldiğini; bu gerekçe ile müvekkilinin işleten sıfatı olmadığını; müvekkilinin davaya konu kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu; tarafların kusur durumlarının tespiti yapılırken davacının sigortalısının araç çekme için belirlenen yönetmeliklerde belirtilen güvenlik önlemlerini almadığından kaynaklanan müterafik kusur oranının da belirlenmesini talep ettiklerini; eğer traktör usulüne uygun şekilde taşınsaydı çarpmanın etkisi ile belki de iddia edildiği gibi zararın meydana gelmeyeceğini; davada taraf olmamaları sebebiyle haklarında hüküm kurulmamasını beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: ——- dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca davacı sigorta şirketinin sigortalısının haklarına halef olması sebebiyle sigortalısına ödediği tazminatın rücuen tahsili için açılmış İcra takibine, itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanmış, incelenip değerlendirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu ——- sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez —— tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin talebi üzerine dava; 6100 Sayılı HMK’nın 61.vd maddeleri gereğince kaza tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı olan — araç sahibi —- ihbarı talep edilmiştir. Mahkememizce dava ilgiliye ihbar edilmiştir. İhbar olunan vekili tarafından beyan dilekçesi verilmiş ancak davaya katılma talebi olmamıştır.
Bilindiği üzere; 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde ———-Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —— alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın—– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ——– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde ” (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. —– haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükmü bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılamaya göre somut olayda uyuşmazlığın; davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı — düzenlenen — başlangıç—- sigortalandığı, —– davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihinde geçerli—- yönetimindeki — plakalı aracın söz konusu—— yüklü olduğu—-plakalı kamyona arkadan çapması şeklinde meydana gelen trafik kazası sonucunda devrilen traktörde oluşan zararı—- kapsamında ödemesi nedeniyle, ödenen tazminatın rücuen kusurlu olduğu öne sürelen —- plakalı aracın sigortacısından tahsilini isteyip istemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce ön inceleme duruşmasına müteakiben tahkikata geçilerek, gösterilen tüm deliller celbedilmiş ve dosya kusur ve hasar konusunda rapor tanzim edilmesi için konusunda uzman bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —- tarafından hazırlanan raporda özetle; olayda davalı sigorta şirketine sigortalı—- plakalı araç sürücüsünün arkadan çarpma nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğu, dava dışı —- — sürücüsünün kusurunun olmadığı, ekspertiz raporuna göre zarar gören — hasar onarım tutarının ——- olduğu, — olduğu, davacı sigorta şirketin —– ödeme yaptığı yönünde tespit, hesap ve görüş bildirilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve yasal süre içinde sunulan beyan ve itirazlarda değerlendirilmiştir. Bu kapsamda öncelikle kusur konusu tartışmasız olup gerek kaza tespit tutanağı gerekse bilirkişi raporuna yansıdığı üzere güvenli takip mesafesine uymayarak arkadan çarpan davalı sorumluluğundaki —– plakalı araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğu açıktır. Yine ekspertiz raporu ve alınana bilirkişi raporu karşında hasar onarım giderinin de rayiç piyasa şartlarına uygun ve makul olduğu değerlendirilmiştir. Her ne kadar davalı sigorta şirketi vekili dava dışı —— hasar ödemesi yapıldığını ve bu miktarın tenzilini istese de bu kısmın işbu davanın konusu olmadığı anlaşılmakla dinlenmemiştir. —–zararın davalı sigorta şirketinin sorumluğunda bulunan araç sürücüsünün kusurundan meydana geldiği ve olayda illiyet bağının kurulduğu, hasar onarım bedelinin rayiç piyasa koşullarına ve günün ekonomik şartlarına göre kadri maruf olduğu, davalının oluşan gerçek maddi zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Dosyaya mübrez bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, ,hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilmiş ve davacı tarafça ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi de yerinde bulunmuştur. Binaenaleyh davacı sigorta şirketinin, TTK-1472 , TMK-6 ve HMK- 190.maddeleri nazarında davada aktif dava ehliyetinin bulunduğu, davasını ispat ettiği ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatiyle davanın kabulü ilevalının —- takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa —- takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak ve davalının sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu tutulmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —-kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda davanın temelinin haksiz fiil sorumluluğunu dayanması, kusur ve zararın yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporlarına göre belirlenmesi karşısınında borcun muayyen olmadığı anlaşılmakla İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmadığından tazminat talebi dinlenmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ———– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalının ——sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —– takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak ve davalının ——limitiyle sınırlı ve sorumlu tutulması kaydıyla aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.254,80 TL karar ve ilam harcınına 752,27 TL peşin harç ile icra dosyasında alınan 311,43 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 3.191,10 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 54.40 TL başvurma harcı 752,27 TL peşin harç , 7,80 TL vekalet harcı, 128,50 TL posta masrafı ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.642,97 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 8.897,25 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda ——- Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ve ihbar olunan vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 341/1 ve 345/1 maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle ——- Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2021