Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/678 E. 2022/872 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/648 Esas
KARAR NO: 2022/870
DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2018
KARAR TARİHİ: 19/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında — tarihinde ——— imza altına alındığını, —— sözleşmenin imzalanmasına müteakip sabit telefon hizmetinin verilmeye başlandığını, sözleşmenin imzalanması akabinde hizmet bedelini içeren faturaların tanzim edilerek davalı tarafa gönderildiğini, davalının söz konusu faturalara istinaden belirli dönemlerde müvekkili şirkete hizmet bedelinin bir kısımını ödediğini fakat—- hizmet bedelini ödemediğini, cari ekstreden de görüleceği üzere davalının müvekkili şirkete — borcunun bulunduğunu, söz konusu alacak için —- yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı tarafa gönderildiğini, söz konusu ihtarnamenin tebliğine rağmen belirtilen süre içerisinde dava konusu bedelin müvekkili şirkete ödenmediğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile —-alacağının davalı taraftan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesin talep etmiştir.
CEVAP: Davalı Vekili —- tarihli cevap dilekçesinde; Yetki yönünden itirazlarının bulunduğu, davacı şirketin davalı şirkete, ses hizmetlerinde aylık —internet hizmetinde ise aylık — tasarruf yaptıracağını beyan ettiği, ayrıca — taahhütlerinden cayma bedeli: olan —–karşılayacaklarını beyan ettiği, davalı şirketin bu meblağı davalı şitkete ödemediği ve vaat ettiği hizmeti sağlamadığını ve indirim oranlarını da uygulamadığını, davacı şirketin ayıplı hizmet verdiğini bunun neticesinde davalı şirketin büyük prestij, imaj, zaman ve nakit kaybına sebep olduğunu, davalı şirketin davacıdan alacaklı olup takas mahsup def’inde bulunduklarını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için davacı şirketin davalı şirketin nezdinde alacağı olduğu düşünülse dahi, davalı şirketin zararının hesaplanarak davacı şirketin alacaklı olduğunu iddia ettiği meblağdan mahsubunu talep ettiklerini, Müvekkil Şirketin zararının hesaplanarak, davacı şirketin alacaklı olduğu iddia ettiği meblağdan mahsubunu talep ettiklerini ve davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
—– yevmiye numaralı ihtarnamesi, Bilirkişi raporu, ——- Kayıtları, Arabuluculuk tutanağı, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı taraf defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin —- tarihli abonelik sözleşmesi ile—- tarihinde başladığı, davacı tarafça davalı taraf adına —adet fatura ile birlikte —adet iade faturası düzenlendiği, bu haliyle bakiye alacağın —- alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının da usulüne uygun olarak tutulduğu ve kayıtlarda davacı şirketin davalı şirketten —- alacaklı göründüğü, taraf defterleri arasındaki uyuşmazlığın davacı taraf ticari defterlerinde yer alıp davalı defterlerinde yer almayan — adet fatura (davacı tarafça düzenlenen — bedelli iade faturası ve davalı tarafça düzenlenen —–bedelli iade faturası) olduğu tespit edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davalı tarafça fazla kesilen faturalara istinaden kısmi iade açıklaması ile düzenlenen —–bedelli faturanın neye göre hesaplandığının belli olmadığı, taraflar arasında fiyat farkı faturası düzenleneceğine dair yazılı bir anlaşmanın olmadığı, bununla birlikte bu yönde davacı ile mutabakata varıldığına dair dava dosyasında herhangi bir delilin yer almadığı, davacı tarafça işbu faturadan evvel düzenlenen tüm faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu; davacı tarafça —– bedelli hizmet bedeline ilişkin düzenlenen faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği ve —– tarihinde itiraz edilerek iade edildiği, gerekçe olarak “indirim uygulaması karşılıklı olarak kabul edilmiş olmakla, sonradan irade değişikliği ve indirim tutarının geri talep edilmesi mümkün değildir, böyle bir borç bulunmamaktadır.” şeklinde açıklama yapıldığı görülmüştür.
Telekomünikasyon alanında uzman bilirkişi ile borçlar hukuku alanında uzman bilirkişi tarafından düzenlenen —— tarihli bilirkişi raporunda; davalı tarafça dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin ayıp iddialarına yönelik inceleme yapılabilmesi için yeterli olmadığı ve bu haliyle davalı tarafça ayıp iddiasının ispat edilmediği, bununla birlikte usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunulmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede dava dışı firmaya ödenen cezai şartın davacının sorumluluğunda olduğuna dair taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşme bulunmadığı, dava tarihi itibariyle takasa konu olabilecek muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava; Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Somut olayda; taraflar arasında —- tarihinde sabit telefon hizmeti verilmek üzere —— akdedildiği, davacı tarafça verildiği iddia edilen hizmete ilişkin muhtelif tarih ve bedellerde faturalar düzenlendiği, işbu faturaların bir kısmının ödenmesine rağmen dava konusu edilen bakiye —– kısmın davalı taraftan tahsili talebiyle huzurdaki davanın ikame edildiği; buna karşılık davacı şirket ile akdedilen sözleşmeden evvel davalı tarafça aynı hizmetin—- şirketinden alındığı, davacı tarafça daha karlı bir hizmet sunulacağı teklifi üzerine—- olan sözleşmenin feshedildiği, bu nedenle —- cezai şart ödemek zorunda kalındığı, davacı tarafça taahhüt edilmesine rağmen bu cezai şart bedelinin ödenmediği ve ayıplı hizmet sunulduğu savunması ile davanın reddinin talep edildiği görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Tüm dosya kapsamı bilirkişi kök ve ek raporu bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı adına düzenlenen 8 adet faturanın davalı taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafça —— bedelli hizmet bedeline ilişkin düzenlenen ve davalı defterlerinde yer almayan ve itiraz edilerek iade edilen faturanın ise karşılıklı anlaşılan indirim uygulaması nedeniyle borçlu olunmadığından bahisle iade edildiği ancak bu hususta savunmaları destekler nitelikte herhangi bir delilin dosyaya sunulamadığı, aynı durumun fazla kesilen faturalara istinaden kısmi iade açıklaması ile düzenlenen—– bedelli faturaya ilişkin de geçerli olduğu, dava konusu faturaların taraflara arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiği, bununla birlikte her ne kadar davalı tarafça dava dışı —– şirketine ödendiği iddia edilen cezai şartın davacı tarafça ödeneceğine dair taraflar arasında anlaşma olduğu iddia edilmiş ise de bu hususta herhangi bir sözleşme hükmü olmadığı anlaşılmakla bilirkişi raporu ile tespit edilen —– alacak üzerinden davanın kabulü ile faiz türü ve faiz başlangıç tarihi açıkça neticei talep kısmında belirtilmediğinden işbu alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile — dava tarihi olan—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 750,34 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 187,59 TL peşin harç ve 4.253,00 TL tamamlama harcı toplamı olan 4.297,40 TL’den mahsubuyla bakiye 12.780,1‬0 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 187,59 TL peşin harç ile yargılama gideri olarak yapılan 1.970,25‬ TL olmak üzere toplam 2.193,74‬ davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/12/2022