Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/670 E. 2022/152 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/670
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı şirket arasında—- imzalandığı, diğer davalının bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, söz konusu sözleşme gereğince kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine muaccel hale gelen borcun ödenmesi için — numaralı hesap kat ihtarnamesi keşide edilerek borçlulara tebliğ edildiği halde süresinde borcun ödenmemesi üzerine— sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, itiraz üzerine zorunlu arabuluculuğa başvurulduğu ve —— arabuluculuk numarası ile sürecin anlaşamama ile sonuçlandığı ve anlaşamama son tutanağı düzenlendiği; itirazın haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Teselsül talebinde bulunulmamıştır.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalılar vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde kat ihtarnamesi ile ödeme için kısa gün ve süre verilerek icra takibinin başlatıldığı, yüksek oranlı faiz masraf, vergi ve esasında ödenmiş olan kredi borcu için takip yapıldığı kanaatine davalılarca varılması üzerine takibe itiraz edildiği, bankaların acımasızlığına ve aşırı faydalanmasına prim tanınmaması gerektiği ileri sürülerek davanın reddine ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir.
İbraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında —-numaralı yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak anlaşma sağlanamadığı için —tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Celp edilip incelenen söz konusu icra dosyasına ve icra müdürlüğünün bu konudaki — tarihli cevabi yazısına göre taraflarla ilgili olduğu, —- tarihinde takibe konulduğu, takibin —-, müteselsil kefalet, ihtarname ve hesap özetine dayalı olduğu, her iki davalı yönünden de süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olduğu belirlenmiştir.
Burada belirtmek gerekmiştir ki harç işlemi yönünden dava derkenar yazısına bağlı olarak açılmış değildir.
Dava dilekçesine, celp edilip incelenen icra dosyasına, ön inceleme duruşmasında belirlenen ihtilaf noktalarına ve dosya kapsamına göre dava ticari kredi ilişkisine dayalı olarak yapılan takibe itirazın iptaline ve buna bağlı olarak talep edilen icra tazminatına yöneliktir.
Deliller toplanarak taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi içeriği ve davanın niteliği gözetilerek banka kayıtları ile davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bir bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor temini yoluna gidilmiştir.
— nolu ihtarnamesi ile takibe ve davaya konu borcun ödenmesi için davalılara gönderilen ihtarın— tarihinde tebliğ edildiği ve ihtar ile birlikte –gün süre tanınmış olduğu ve temerrüdün — tarihi itibariyle oluştuğu anlaşılmıştır.
Temin edilen raporda maddi hata olması ve davalılar vekilinin itirazı gözetilerek ek rapor temini yoluna gidilmiş olup, bilirkişi tarafından yukarıda açıklanan şekilde dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının aydınlatılması yönünden Mahkememizce de yeterli görülen— tarihli ek raporda kök rapordaki maddi hata giderilerek ve itirazlar aydınlatılıp hatadan arındırılmış kök rapor teyit edilerek sonuçta rapor ve ek raporda taraflar arasında bu davaya konu olan ticari ilişkinin — tarihinde imzalanan— başladığı, söz konusu sözleşmeye istinaden davalı şirkete kredi kullandırıldığı, diğer davalının bu sözleşmenin kefili olarak ve kanuna uygun bir şekilde imzalamış olduğu, kefalet limitinin — artırılarak toplamda—yükseltildiği belirlenmiş olup, —- tarihinde kat ihtaratının keşide edildiği, tebliğ tarihine ve tanınan süreye nazaran temerrüdün — tarihinde oluştuğu, takip tarihi itibari ile davacı bankanın davalılardan —–alacağı olduğu hesaplanarak değerlendirilmek suretiyle ulaşılan kanaat açıklanmıştır.
Ek rapor tebliğ edildiği halde süresinde ek rapora karşı herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi—- yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.—– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 – —–Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
— Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
—-
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
—Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A—–
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.

(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre —– bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. —– bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere —- bütçesinden karşılanır.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak celp edilip incelenen icra dosyası, kredi sözleşmesi, kefalet sözleşmesi ve limiti, kat ihtarı, buna ilişkin ihtarnamenin içeriği ve tebliğ tarihi; dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup Mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen rapor-ek rapor; ek rapora itiraz edilmemiş olması, yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın söz konusu ek rapor doğrultusunda kısmen sübuta erdiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı adı altında talep ettiği icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmü, bu konuda yerleşen yargısal uygulama, davanın niteliği, davalının takibe itirazının haksız çıkması, kabule konu asıl alacak yönünden alacağın davalı tarafça hesaplanabilir-bilinebilir olması nedeni ile likit ve belirli olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından kabule konu asıl alacak miktarı olan — üzerinden %20 oranında icra tazminatına da karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, söz konusu asıl alacak miktarının %20 oranına tekabül eden —-icra tazminatına da hükmolunmuş ise de kısmen red yönünden davacı-takip alacaklısının kötü niyeti sabit görülmediğinden davacı aleyhine icra tazminatına hükmolunmamıştır.
Harç yönünden kabule konu toplam dava değeri olan —- matrah üzerinden işlem yapılmış ve avukatlık ücreti hesabı yönünden de harca esas alınan bu bedel gözetilmiştir.
Son olarak belirtmek gerekir ki yukarıda da açıklandığı üzere kabule konu toplam miktar —ve redde konu miktar ise —olup aşağıdaki hesaplamalar buna göre yapılmıştır.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile,
—sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibin —- üzerinden ve takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına; itirazın belirtilen çerçevede iptaline ve takibin belirtilen şekilde yürütülmesine,
2-%20 icra tazminatı 114.727,12 TL’ nin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Gerekçede açıklanan matrah üzerinden hesaplanan 42.531,54 TL nispi karar harcından, Mahkeme veznesine yatan 7.592,97 TL peşin harcın mahsubu ile EKSİK 34.938,57 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak ——tarafından yapılan ve —- Bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL zaruri giderin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından Mahkeme veznesine yatırılan harçlar toplamı olan 7.655,17 TL harcın davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından harç dışında yapılan toplam 1.293,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre takdiren 1.282,00 TL’ nin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
9-Davacı vekili için kabule konu toplam değer üzerinden tarife gereğince hesap ve takdir edilen 48.182,00 TL nispi avukatlık ücretinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalılar vekili için redde konu miktar üzerinden tarife gereğince hesaplanan nispi avukatlık ücreti düşük olduğundan tarife gereğince belirlenen 5.100,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine,
11-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2022