Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/67 E. 2022/816 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/67 Esas
KARAR NO: 2022/816
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ: 08/01/2020
KARAR TARİHİ: 05/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; —–işletmeye ait defterlerin müvekkilin babası ile yaşanan sorunlar nedeniyle el konulduğunu, ticari defterlerinin kaybolduğunu, bu hususta ——- dilekçe ile başvurulduğundan bahisle davaya konu ticari defterler için taraflarına zayi belgesi verilmesi talep ve dava edilmiştir.
DELİLLER: —- kayıtları, dosya kapsamındaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
TTK’nın 82/1. maddesi gereğince, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları——, gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”
Saklama süresi on yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).
Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7).
Somut olayda; dava konusu belgelere davacının babası —-tarafından el konulduğu ve bu haliyle zayi olduğu iddiasıyla huzurdaki davanın ikame edildiği, mezkur fiil hakkında davacı tarafından—– şikayette bulunulduğu, yapılan inceleme neticesinde davacı taraf şikayeti hakkında—– Soruşturma, — Karar numaralı dosya ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
—–Somut olayda, talep eden şirket temsilcisinin polis karakoluna verdiği şikayet beyanında karar ve pay defterinin kaybolduğunu, yaptığı araştırma sonunda bulanamadığını, kaybolmuş veya çalınmış olabileceğini belirtiği, ——- söz konusu şikayet (kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf eylemi) hakkında somut delil bulunmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, talep dilekçesi ile de karar ve pay defterinin çalındığı bahisle zayi belgesi verilmesini istediği görülmüştür. Talep eden, tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle korumak zorundadır. ——Tacir olması nedeniyle davacının basiretli davranma yükümlülüğü de bulunmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece, davacının zayi belgesi verilmesi talep edilen şirket karar ve pay defterinin konulduğu yerde bulamaması nedeniyle korunması için gerekli dikkat ve özeni göstermediği, TTK’nın 82/(7). maddesindeki koşulların oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir….” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu;
——–Somut olayda, davacı vekili, davacı şirketin —- yıllarına ait pay defteri, karar defteri ve genel kurul müzakere defterinin şirkete ait otelde bulunan——– içinde bulunduğu sırada çalındığını ileri sürmüş ise de, hırsızlık olayının gerçekleştiğine ilişkin şikayet üzerine——– sayılı dosyası kapsamında ve davacı tarafından bildirilen delillerden hırsızlığın gerçekleştiği anlaşılmadığı gibi şirkete ait tutulması zorunlu olan defterlerin laptop çantası içerisinde bulundurulması nedeniyle tacirin belgelerinin muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği, İlk Derece Mahkemesi tarafından da benzer gerekçe ile davanın reddine karar verildiği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır….” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;—— dosyası kapsamında ve davacı tarafından bildirilen delillerden hırsızlığın gerçekleştiği hususunda somut bir delilin bulunmadığı, savcılık kovuşturmaya yer olmadığı kararının içeriğine göre de söz konusu şikayet hakkında somut delil bulunmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği dikkate alınarak, şirkete ait tutulması zorunlu olan bilgi, belge ve defterlerin muhafazasında davacı tarafın gerekli dikkat ve özeni göstermediği, kanun da tarif edildiği şekilde tacirin iradesi dışında bir zayii halinin mevcut olduğu iddiasının ispat edilmediği —— bu haliyle, TTK’nın 82/(7) maddesindeki koşulların oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 80,70 TL olmakla baştan alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,3‬0 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının davacıya İADESİNE,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/12/2022