Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/669 E. 2021/758 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/669 Esas
KARAR NO: 2021/758
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/09/2020
KARAR TARİHİ: 18/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında cari hesap ilişkisine dayalı iş ilişkisi bulunduğu, davalıya verilen hizmete rağmen düzenlenen fatura bedelinin tahsil edilemediği, tahsil edilemeyen alacak için ——– sayılı dosyası ile takibe girişildiği, davalının itirazı ile takibin durduğu belirtilerek; takibin devamına, %20 icra inkar tazminatı ile yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; ispat külfetinin davacı tarafta olduğu, iddialarını ispatlayan gerekli belgelerin davacı yanca sunulmadığı, davalının ödeme emrinde belirtildiği gibi bir borcu bulunmadığı, faiz ve faiz oranına itiraz ettiklerini, icra inkar tazminatı şartları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:——, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması ve arabuluculuğa da başvurmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
——— Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.———- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —— yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.—-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ——Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu —— sayılı icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın bildirdiği tüm deliller toplanmış, davalı taraf ise davaya cevap vermiş ancak defter ve kayıtlarını birlikişi incelemesine esas olmak üzere hazır etmemiştir. Böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır. Yapılan incelemede davacı tarafından usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin alacağın varlığını aynen tevsik ettiğine yönelik görüş bildirildiği görülmüştür. ——– raporda açıklandığı gibi davacının talep etmiş olduğu takip konusu alacağına ilişkin faturaları usulüne uygun tutarak yasal defterlerine kaydettiği, davacının kayıtlarının HMK 222/5 maddesi gereğince kesin delil niteliği taşıdığı görülmüştür. Rapora göre; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı ve cari hesap ilişkisine dayalı olarak çalıştıkları, davacının şahıs işletmesi sahibi olduğu ve defter beyan sistemine kayıtlı olduğu, elektronik ortamda defter tutulduğu, şahıs işletmelerinde; yapılan tahsilatlar, banka hareketleri ile firmalara ait cari hesap tutulmadığı, davaya konu satış faturasının, ——olduğu, fatura üzerinde teslim alana ait isim ya da imza bulunmadığı, davalıya verilen hizmetin, fotoğraf çekimleri olduğu ve dava dosyasında davacı yan vekilince cd içerisinde sunulmuş olduğu —- içeriğinde yer alan fotoğraflar incelendiğinde davacı tarafından davaya konu fatura içeriği hizmetin verildiği, söz konusu faturanın —– tarihinde davalıya iletildiği, davalının da mail ile paylaşılan faturaların gönderilmesi hususunda yine— cevap verildiği, her ne kadar davalı şirket, yasal defterlerini incelenmesi üzere ibraz etmemiş ise de, rapora ek yapılan davalıya ait muavin hesap ekstresini incelendiğinde,— takip edilen davacı şirket tarafından keşide edilen fatura davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi olan —- tarihinde ve halen davacıya —- borçlu olduğu, davalı tarafından davacıya gönderildiği görülen — tarihli—– bakiye alacağının davalı defterlerinde de yer aldığı, davalı, icra takibine borcu olmadığını beyan etmişse de davacıya ödeme yaptığına dair ödeme dekontu sunmadığı, iddialara da yapılan tebligatlara rağmen itiraz etmediği, —–tarihinde davalı tarafından davacıya gönderilen—- davacının düzenlediği fatura bedelinin davalı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmakta olup; yasal defterlerini incelenmesi üzere ibraz etmemiş ancak paylaştığı muavin hesap ekstresinde takip tarihi olan —tarihinde ve halen davacıya — borçlu olduğu, — tarihinde davacı tarafından gönderilen — davalının temerrüde düşürüldüğü, temerrüt tarihinden takip tarihi olan —- tarihine kadar geçen süre için —- talep edebileceği tespit edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının incelenen kayıtlarında davalının davacıya —–tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının ——— dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının —– gereğince iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —-kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında ——- alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan —– gereğince asıl alacağın %20’si olan —— inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının —- takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, —- üzerinden takibin devamına, icra takibinin asıl alacak —- takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Asıl alacağın %20’si olan—- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken —–karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan — harcın mahsubu ile bakiye—- peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı tarafından yapılan—– bilirkişi ücreti olmak üzere toplam — yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre —– yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerine bırakılmasına,
5-) Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-) —–bütçesinden ödenen — arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve ret oranına göre — davalıdan, —– davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
😎 Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 295,67 TL maktu vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince ——- tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı18/10/2021