Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/652 E. 2021/459 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/652
KARAR NO : 2021/459

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/08/2020
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce tensiben yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetl—- yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin— dağıtılmamasına ilişkin—–kararın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 455. maddesi uyarınca iptaline— dağıtılmasına karar verilmesi gerektiği halde verilmeyen ve davacıya ödenmeyen kar payı karşılığı olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili duruşmada da tekrar ettiği cevap dilekçesinde– iptal davası açılabilmesi için yasal koşulların gerçekleşmediğini ve yasaya uygun olarak muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmediğini ileri sürülerek öncelikle usuli yönden olmak üzere ve esas bakımından da dava konusu kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olmadığı savunularak davanın reddine karar verilmesi ve ayrıca dilekçede belirtilen sebeplerle şartları oluştuğu ileri sürülerek TTK. Madde 448 uyarınca teminat alınması talebinde bulunulmuştur.
Ön inceleme yönünden 30/12/2020 tarihli duruşmada yapılan irdelemede dava konusunun 29/05/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında — nolu kararlar olması ve —- tarihinde açılmış olması nedeni ile 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı belirlenmiş olup, muhalefet şerhinin usulüne uygun olmadığına yönelik dava şartı itirazı yönünden emsal olduğu ileri sürülen kararın istinaf süreci ve akibetine göre gerekirse bu husus her aşamada yeniden değerlendirilmek üzere oluşturulan ara karar doğrultusunda ön inceleme duruşması tamamlanarak tahkikat aşamasına geçilmesine ve 30/12/2020 tarihli ara kararla davayla ilgili herhangi bir tedbir talebi ve kararı olmaması da dikkate alınarak teminat alınmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen 12/04/2021 tarihli dilekçe ile dava açılabilmesi için yasada ön görülen muhalefet şerhine ilişkin şarta — bu doğrultuda ön inceleme duruşmasında şartlı olarak oluşturulan ara karardan rücu edilmesi talep edilmiş olup, bu talep yönünden 23/06/2021 tarihli duruşmada alınan beyanlar ve yapılan irdeleme:
Davacı—- duruşmaya katıldı. Başka gelen yok. Belli yerde açık yargılamaya başlandı.
Davalı vekillerinden soruldu: 12/04/2021 tarihli dilekçemizde dönülmesini talep ettiğimiz— duruşmada— karardır, bu dilekçemizi ve 22/06/2021 tarihli dilekçemizi tekrar ediyoruz, öncelikle bu talebimizin karara bağlanmasını istiyoruz dediler.
Söz konusu 12/04/2021 tarihli dilekçe ve 22/06/2021 tarihli dilekçe ile bu dilekçe ekinde emsal olduğu belirtilerek örneği ibraz edilen ve davacısı eldeki davanın davacısı olan ——- sayılı karar yönünden davacı vekilinden soruldu:
Davacı vekili: ara karardan dönülmesine ilişkin talebi kabul etmiyoruz, ileri sürülen emsal karar yönünden de aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz, dedi.
Ara karardan dönülmesi talebi yönünden dosya incelendi:
G.G.D:
1—– alan dava şartına ilişkin 1 nolu ara karardan dönülmesine,
2-Sair bütün ara kararların dondurulmasına,
3-Dava şartı yönünden irdeleme yapılmasına,
Oy birliği ile karar verildi. Tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Yukarıdaki kararlara bağlı olarak muhalefet şerhi yönünden dava şartı eksikliğinin olup olmaması hakkında soruldu:
Davalı vekilleri : zapta geçen dilekçelerimizi tekrarla dava şartı eksikliğinden karar verilmesini istiyoruz, dedi.
Davacı vekili : önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz, bize göre muhalefet şerhi vardır ve dava şartı yönünden yeterlidir, dedi.
Dosya incelendi: Dava şartı eksikliğine bağlı olarak yargılamaya son verildi.
…”
şeklinde olup ilgili kısımlar yukarıya aynen aktarılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 446. Maddesi:
”II – İPTAL DAVASI AÇABİLECEK KİŞİLER
Madde 446- (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c) Yönetim kurulu,
d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri,
iptal davası açabilir.”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Dava konusu toplantı tutanağına ve hazirun listesine göre göre davacı … adına toplantıya katılan temsilcisi tarafından gündemin 5. ve 6. maddelerinin görüşülmesi sırasında ”….—— ibareye yer verilerek davacının muhalefeti tutanak içinde bu şekilde yer almış olduğu ve oylamadan sonra tutanağın altında gerekçeli her hangi bir muhalefet şerhinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen şekilde muhalefetin yasanın aradığı anlamda muhalefet olup olmadığı yoruma bağlı olduğundan bütün ihtimaller yönünden meselenin aydınlanmasına yönelik ara karar oluşturularak tahkikata geçilmesi yöntemi benimsenmiş ise de, ibraz edilen dilekçede dayanılan emsal kararlar ve yine benzer mahiyette davacı tarafından açılan davaya ilişkin olup——— emsal oluşturan karar birlikte değerlendirildiğinde kararlara olumsuz oy verme sırasında — kalındığının belirtilmesinin muhalefet şerhi yönünden yeterli olmadığı ve oylamadan sonra kararın veya toplantı tutanağının altında karara muhalefetin açıkça belirtilmesi gerektiği ve yargısal uygulamanın bu yönde karar kıldığı anlaşıldığından dava konusu olayda da söz konusu yargısal uygulama ışığında TTK. Madde 446 düzenlemesinde öngörülen ”muhalefetini tutanağa geçirten” şartının gerçekleşmediği sonucuna varıldığından buna ilişkin ara karardan dönülerek bu dava şartına yönelik eksiklik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından sair hususların irdelenmesine gerek görülmeyerek söz konusu dava şartı eksikliğine bağlı olarak aşağıdaki şekilde davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Usulüne uygun muhalefet şerhi bulunmamasına bağlı dava şartı eksikliği nedeni ile davanın usulden reddine,
2-Maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve giderin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için tarife gereğince belirlenen 4.080,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.