Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/647 E. 2023/394 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/647 Esas
KARAR NO: 2023/394
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/08/2020
KARAR TARİHİ: 29/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firmaya müteaddit defalar —– taşı sattığını ve aralarındaki ticari alış veriş gereğince satmış olduğu mallara ilişkin olarak davalı firmaya değişik tarihlerde faturalar kestiğini, davalı firma da yasal süreler içerisinde kesilen bu faturalara itiraz etmediğini, davalı firmanın, müvekkili firmaya bu peyder pey ödemeleri sonrasında,52.733,60 TL bakiye borcu kaldığını, müvekkili şirket bu bakiye borcun ödenmesi için davalı firmaya pek çok kez şifahi uyarılarda bulunduğunu ancak davalı firma bahsedilen borcunu bu gün yarın oyalamalarıyla geçiştirerek söz konusu ödemeyi bir türlü yapmadığını, şifahi görüşmeler netice vermeyince müvekkili firma bakiye alacağı için işlemiş faizi ile birlikte —– E.sayılı dosyasıyla icra takibine girişildiğini, davalı firma icra konusu edilen bu borca ve tüm ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, —– Arabuluculuk Bürosu vasıtasıyla arabuluculuk başvurusu yapıldığını, telekonferans yöntemiyle yapılan arabuluculuk görüşmelerine davalı taraf vekili ile katıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ,kötü niyetli borçlunun %20 icra inkar tazminatı ödemesi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket, —— ham maddesi üretimi ve satışı yaptığını, bu iş kapsamında ihtiyacı olan ürünleri ya doğrudan üreticilerden yahut da tedarikçilerden temin etmekte olduğunu, davalı şirketle de belirtilen iş kapsamında 2017 yılından 2019 yılına kadar ticari ilişki kurulduğunu ve bir kısım ihtiyaç duyulan ürünler tedarik edilmiş bulunduğunu, müvekkili şirket davacı şirketten yapmış olduğu alımların ödemesini yapmış olduğunu, müvekkili şirketin defter kayıtlarında müvekkili firmanın davacı firmaya 750,66.TL borcu bulunduğunu, bunun dışında her hangi bir borcu olmadığını, takibe konu bir kısım faturalarda bahsedilen mallar müvekkili firmanın satın almış olduğu mallar olmadığını, müvekkili firmaya bu faturalar da gönderilmediğini, bu nedenlerle haksız, usul ve yasaya aykırı açılmış bulunan davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan icra takibi ve itirazın iptali davası nedeni ile davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:—— Esas sayılı icra takip dosyası, Taraf şirketlere ait BA/BS formları, SMMM bilirkişisinden alınan 12.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraf defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı taraf defter ve kayıtlarına göre davacı tarafın davalı taraftan 29.198,10 TL alacaklı olduğu, davalı taraf defter ve kayıtlarına göre ise davacı tarafın davalı taraftan 750,66 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.SMMM bilirkişisi eliyle düzenlenerek mahkememize ibraz edilen 22.09.2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; kök rapordaki tespitlerin tekrar edildiği, davacı vekili tarafından ibraz edilen bir kısım sevk irsaliyelerinin teslim alan kısımlarında yer alan isimlerin kimlere ait olduğunun dosya kapsamından belirlenemediğinin belirtildiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava,—— Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesinde, Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi; ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. 2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklindedir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Yasanın üçüncü fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının kesin delillerle ispatlanmamış olması ifadelerine yer verilmiştir..”..Yukarıda belirtilen, kanun maddesine ait gerekçede de açıklandığı üzere, TTK 1530.maddenin konuluş amacına baktığımızda, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu, tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.Bu sebeple davacının, Mahkemenin olayda TTK’nın 1530.maddesi hükmünü uygulamamış olmasına yönelik istinaf sebebi Dairemizce yerinde görülmemiştir.Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davacı tarafın dava konusu alacağının yalnızca 750,66 TL lik kısmının davalı taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, sair alacak talebine ilişkin faturaların davalı taraf defterlerinde yer almadığı, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen sevk irsaliyelerinde isimleri yer alan şahıslara ait —– nezdinde yapılan araştırmada sevk irsaliyesinde adı yer alan … şirket çalışanı olduğunun tespit edildiği, mahkememizce davalı şirket yetkilisi ve … isticvaben dinlenildiği, 283,00 TL lik faturaya istinaden düzenlenen sevk irsaliyesindeki isim ve imzanın kendisine ait olduğunu ikrar ettiği, TBK’nın 117. Maddesine göre “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” kuralı gereği davacı tarafça icra takibinden evvel davalı tarafın temerrüde düşürülmediği ve TTK 1530.maddesinin konuluş amacının mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak olduğu, tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı, bu haliyle davacının 1.033,86‬ TL asıl alacak talebine ilişkin davasında haklı olduğu, işlemiş faiz talebinin ise yerinde olmadığı kanaati ile likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle davalı yan aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı borçlunun —— Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 1.033,86‬ TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Davalının takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 1.033,86‬ TL’nin % 20 si olan 206,772‬ TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 789,77 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 609,87 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 179,90 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 715,60 TL nin kabul red oranına göre 11,31 TL lik kısmının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 1.033,86‬ TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 10.297,11 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
7-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1320 TL nin kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 20,86 TL lik kısmının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1320 TL nin ret edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.235,73 TL lik kısmının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/05/2023