Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/637 E. 2021/540 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/637 Esas
KARAR NO: 2021/540
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/08/2020
KARAR TARİHİ : 09/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket davalı borçludan muhatabı —– Keşidecisi—— bedelli çek nedeniyle alacaklı olduğunu, davacı şirkette —- işlemlerini yapan çalışanı — isimli çalışanı — tahsilat için gittiği müşterisi olan— alacağına mahsuben söz konusu çeki teslim aldığını,—– şirkete geldiğinde çeki bulamadığını, eve ve diğer yerlere baktıktan sonra da çeki bulamayınca dava işlemleri için vekil olarak davacı tarafa haber verildiğini, davacının çekin kaybedilmesi üzerine — sayılı ilamı ile hakkında muhatabı—- Şubesi Keşidecisi——- bedelli çek zayi nedeniyle yaptığı iptaline karar verildiğini, davalı borçlu şirkete çek iptaline dair kararın getirilmesi halinde ödeme yapacağı taahhüdüne rağmen ödemeyi gerçekleştirmeyince, davalı borçlu aleyhine —-sayılı icra dosyasından yasa gereği ilamsız icra takibinin yapıldığını, davanın kabulü ile davalının —– dosyasına yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans faizi ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, davalıların haksız yere icra takibine itiraz etmesi ve alacağın likit olması nedeniyle asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı dava dilekçesinde özetle— seri numaralı—- bedelli çeke istinaden alacaklı olduğunu, ilgili çekin kaybedildiğini, buna müteakip davacı tarafça çek zayi davası açıldığını, ilgili çekin ödenmediğini, buna istinaden ———– sayılı icra dosyasına binaen takip yaptığını ve ödemenin gerçekleştirilmediğini, gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlanamadığını belirterek işbu davayı ikame ettiğini, her ne kadar davacı ödemenin yapılmadığını, alacağını tahsil edemediğini belirterek takibe konu davayı ikame etmiş ise de davalı şirket ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davacıya herhangi bir şekilde borcu olmadığının anlaşılacağını, bu dava haksız ve kötü niyetli olarak ikame edildiğini, işbu davanın reddini, ticari defterlerin bilirkişi marifetiyle incelenmesini, dava masraf ve giderleri ile birlikte karşı taraf vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: —- sayılı dosyası,—– dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması arabuluculuğa da gitmek istememeleri nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; —— Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —–Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın—– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu —– sayılı icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
——- sayılı dosyası celp olunup incelenmiş, taraflarının mahkememizin işbu dosyasındaki taraflar ile aynı olduğu icra takibine konu çekin kayıp nedeni ile iptaline karar verildiği anlaşılmıştır .
Dava dosyası taraflar arasındaki ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen — tarihli raporda sonuç olarak; dava konusu — bedelli çekin keşidecisinin davalı—olduğu, çekin lehdarının—- tarafından ciro edilerek — verildiği, —- tarafından da çekin cirolandığı, davacının tahsil amaçlı alacaklı olduğu —– bahse konu çeki aldığı ve kendi yedinde iken kaybolduğu, davalı firma—- dava dışı —– arasında ticari ilişki bulunduğu, söz konusu ticari ilişkiye istinaden dava ve takip konusu çekin davalı şirket tarafından dava dışı ——–cari hesabına mahsuben verildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan deliller, davacı vekilinin dava dilekçesi , davalı vekilinin davaya karşı cevapları, mahkememiz dosyasına celp olunan — dosyası, —- karar sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın —- asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam —— üzerinden icra takibi başlattığı, davalı vekilinin icra takibine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğu, davacı vekilinin talebi üzerine ——- sayılı dosyası ile taraflar arasında düzenlenen ve kaybolan çekin iptaline karar verildiği, icra takibinin iptali ile icranın devamını istediği görülmüştür. Davaya konu çek —- kararı ile iptaline karar verilmiş, bu karar —– kesinleşmiştir. İptal kararı hak sahipliğinin teşhisi hususunda rol oymamaktadır. Bu kararın maddi hukuk yönünden herhangi bir etkisi yoktur. Davacının alacaklı olduğunu göstermez. Ancak davacının senedi ibraz edememesine rağmen hak sahibiymiş gibi kabul edilmesine imkan verir. İptal kararı, bu kararı alan kişiye haklarını asıl borçluya karşı kullanma imkanı verir. Somut olayda çekin keşidecisi— davalı —- —- de davacıdır. Dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunda, davalı firma ile dava dışı—— arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve dava konusu çekin cari hesaba mahsuben dava dışı —- verildiği belirtilmiştir. Dolayısıyla davacı taraf senette hak sahibi, iyi niyetli ve son hamil durumundadır. Asıl borçlu davalı davacıya karşı ancak iyi niyetle ödeme yaptığını ispat etmek sureti ile bu borcundan kurtulabilir. Ayrıca davalı tarafın borcu ödediğine dair herhangi bir delil ibraz etmediği anlaşılmıştır.
Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının ——sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir. Davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin dosya içerisinde bilgi ve belge bulunmadığından davacının işlemiş faiz yönünden talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise ——-kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan ——–icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1. Maddesi gereğince davanın kabul ve ret oranına göre taraflar sorumlu tutulmasına karar verilerek HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile icra takibinin asıl alacak— takip tarihinden itibaren —- oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin (işlemiş faiz yönünden) REDDİNE,
2-) Asıl alacağın %20’si olan —-icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.483 TL karar ve ilam harcınına peşin alınan 326,80 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.156,20 TL karar ve ilam harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan peşin harçtan kabul ret oranına göre bakiye 35,01 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 52,00 TL posta masrafı ve 600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 706,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 567,41 TL yargılama giderinin davalıdan davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerine bırakılmasına,
5-)-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca—-ı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre 1.060,28 TL sinin davalıdan, 259,72 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
😎 Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda —– Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı kabul edilen kısım için gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle ——— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık; reddedilin kısım yönünden ise HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/07/2021