Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/627 E. 2022/477 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/627
KARAR NO : 2022/477
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile davacı banka ile dava dışı —–arasında ticari kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladıkları, söz konusu sözleşmeler uyarınca dava dışı şirkete ticari kredi kullandırıldığı ancak kredinin geri dönüşünün gerçekleşmemesi nedeniyle hesapların kat edildiği ve alacağın muaccel hale geldiği, borçlulara —-yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğ edildiği ancak karşı tarafça gönderilen—-yevmiye numaralı cevabi ihtarname ile kredi borçlusu şirketin konkordato mühletinin bulunduğu ileri sürülerek kat ihtarına itiraz edilmesi ve borcun ödenmemesi üzerine ——Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiği, itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, itirazların haksız olduğu, zorunlu arabuluculuğa başvuruda bulunulduğu ancak anlaşmanın mümkün olmadığı ileri sürülerek söz konusu icra takibine itirazların iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Teselsül talebinde bulunulmamıştır.
Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde davanın dayanağı olarak gösterilen ticari kredi sözleşmesinin borçlusunun —–ünvanlı şirket olduğu, davalıların müteselsil kefil konumunda oldukları, söz konusu kredi borçlusu şirket hakkında —- konkordato dava dosyası üzerinden geçici mühlet ve ihtiyati tedbir kararı verildiği ve — tarihinden başlamak üzere de —– tarihli kararda —- yıl kesin mühlet kararı verildiği, kredi borçlusunun ileri sürüldüğü gibi borcu ödeyemez durumda olmadığı, konkordato sürecinde olması sebebiyle bankanın, yasal süreci beklemeden kefillerden cebri icra yoluyla borcu tahsil etmeye çalıştığı, mühlet kararı gereğince borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağı, ayrıca asıl borçlu açısından konkordato ile duran faizlerin kefiller yönünden işletilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İbraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağına göre —– tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak anlaşma sağlanamadığına dair ——- tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Celp edilip incelenen söz konusu icra dosyasına göre taraflarla ilgili olduğu, toplam – ürün ile ilgili olarak —– işlemiş faiz ve—- olmak üzere toplam —
olmak üzere genel toplam ——– tarihinde takibe konulduğu, takibin ticari kredi sözleşmesi, müteselsil kefalet, ihtarname ve hesap özetine dayalı olduğu, bütün davalılar yönünden de süresinde yapılan itirazlarla takibin durmuş olduğu, takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapıldığı, derkenar yazısına göre de takip açılışı sırasında—— peşin harç yatırılmış olduğu belirlenmiştir.
—– tarihinde tebliğ edildiği, bu ihtarnameye konu hesabın —– tarihi itibariyle kat edildiği, ihtarname yönünden de —–saat süre tanınmış olduğu ve ihtarın tebliğinden itibaren ——- süre sonunda temerrüdün oluştuğu anlaşılmıştır.
Ön inceleme duruşmasında yapılan irdelemeye bağlı olarak ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle ön inceleme duruşması tamamlanarak tahkikata geçilmiş olup —–sayılı dosyasının gerekli kısımlarının —– içeriği celp edilip, deliller toplanarak taraflar arasındaki ticari kredi sözleşmesi içeriği ve davanın niteliği gözetilerek banka kayıtları ile davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor temini yoluna gidilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından yukarıda açıklanan şekilde dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının aydınlatılması yönünden Mahkememizce de yeterli görülen —- tarihli raporda : Davacı banka ile asıl borçlu —-ve davalı kefiller arasında—- tarihinde genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığı, sözleşmelerin kefalete ilişkin maddesine ve TBK. 581 ve devamı maddelerine göre asıl borçlu şirketin kredi borcunun geri ödemesinde ortaya çıkan gecikmeler ve asıl borçlunun sözleşme hükümlerini ihlal etmesi sebebiyle davacı bankanın yasal takibe geçme hakkının bulunduğu; konkordato talebinde bulunan borçlunun kefillerinin konkordato mühletinden yararlanamayacakları, konkordato mühletinin kefiller yönünden takibe etkisinin bulunmadığı, davacının asıl borçlu hakkında talep edilen konkordatoya muvafakat etmediği, bu durumda İİK. madde 303, f.2 hükmünün uygulanma ihtimalinin de bulunmadığı, takibe konu asıl alacak, işlemiş faiz, ——– ve masraf toplamı olarak takibe konu toplam alacağın —– hesaplandığı, asıl borçlu şirketin kredi geri ödemelerinde ödeme güçlüğü çekmesi nedeniyle kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan davalıların sorumlu oldukları TBK’ ya göre henüz kefalet sözleşmesinin süre aşımına uğramadığı ve sözleşmelerde belirtilmiş olan —- limit dahilinde sorumluluğun devam ettiği hesaplanıp açıklanarak ve hesaba ilişkin ayrıntılı döküm tablolar halinde raporda gösterilerek ulaşılan kanaat açıklanmıştır.
Davacı vekili rapora karşı itirazları içerir dilekçe sunmuş ise de davalılar vekili tarafından rapora karşı beyanda bulunulmamıştır.
Raporda ulaşılan toplam miktarın takip konusu toplam miktardan fazla olması ve itirazların mahiyeti gözetilerek itirazların aydınlatılması yönünden ek rapor teminine gerek görülmemiştir.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi*1* yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. ——– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 ——
—–Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
— Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın—- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
—-
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A——-
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.

(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre ——–bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır.——— bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere ——- bütçesinden karşılanır.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak celp edilip incelenen icra dosyası, kredi sözleşmesi, kat ihtarı, buna ilişkin ihtarnameler ve tebliğler; dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup Mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen rapor, itirazların yerinde görülmemesi, yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler, asıl borçlu hakkındaki konkordato mühletinin kefillere bir etkisinin olmaması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın sübuta erdiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı adı altında talep ettiği icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmü, bu konuda yerleşen yargısal uygulama, davanın niteliği, davalının takibe itirazının haksız çıkması, kabule konu asıl alacak yönünden alacağın davalı tarafça hesaplanabilir-bilinebilir olması nedeni ile likit ve belirli olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından kabule konu asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra tazminatına da karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, söz konusu asıl alacak miktarının %20 oranına tekabül eden——– icra tazminatına da hükmolunmuş ise de, teselsül talebi olmadığı için davalılardan müştereken tahsili yönünde karar verilmiştir.
Harç yönünden davanın niteliğine karşılık gelen 492 Sayılı Harçlar Kanununun;
”…
İLAMSIZ TAKİPLERDE PEŞİN HARÇ:
Madde 29 – İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır.
Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.
İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.
…”
şeklindeki ilgili maddesinde yer alan söz konusu düzenleme, derkenar yazısı ve icra dosyası kapsamına göre davacı tarafın takibi başlatırken ——– peşin harç yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu derkenara bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da işleme tabi tutulmuştur.
Son olarak belirtmek gerekir ki davalılar vekili ayrı ayrı dilekçelerle ve sonuçta bütün davalılar yönünden vekillikten çekildiğini bildirmiş ise de tebliği için masraf yatırılmadığından ve davalıların avansı da bulunmadığından asillere tebligat yapılamadığı için yasa gereği görevi devam eden davalılar vekili yukarıda karar başlığında gösterilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile,
——- sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibe itirazların iptaline ve takibin devamına,
2-%20 icra tazminatı 311.626,72 TL’ nin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabule konu dava değeri üzerinden hesaplanan 129.647,22 TL nispi karar harcından Mahkeme veznesine yatan 22.922,19 TL peşin harç ile icra veznesine yatan 9.489,62 TL’ nin toplamı olan 32.411,81 TL’ nin mahsubu ile EKSİK 97.235,41 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak —- tarafından yapılan ve ——–Bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL zaruri giderin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından İcra veznesine ve Mahkeme veznesine yatırılan söz konusu peşin harçlar da dahil olmak üzere davacı tarafından yapılan toplam 35.027,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
7-Kabule konu değer üzerinden davacı vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen 97.987,64 TL nispi avukatlık ücretinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2022