Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/610 E. 2022/268 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/610 Esas
KARAR NO: 2022/268
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 10/08/2020
KARAR TARİHİ: 18/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — meydana gelen trafik kazasında —- yolcu olan davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, bu kazayla ilgili şikayetçi olunmadığından bahisle —- kayden Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, kaza tespit lulanağında da kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin mütefarik kusuru bulunmadığının ifade edildiğini, davacı tarafından dava dışı —- dava ikame edildiğini, anılan dosyalarda maluliyet raporu alındığını, —- kişi başı sakatlık teminatın —- olduğunu, davalı şirkete teminat limitleri içinde ödeme yapması ihtarı, ekiyle birlikte davalıya iadeli taahhütlü yolla gönderildiğini, bu gönderinin — tarihinde tebliğ edildiğini, davalının — tarihinde eksik ödeme yaptığını, yapılan ödemenin yetersiz olduğunu, —- başvurulmuş olunmasına rağmen davalı yanla anlaşılamadığından işbu davayı açtıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları haklı kalmak üzere davalı borçlunun haksız ve dayanaksız borca, faize ve ferilerine itirazının iptaline, — tazminatın eksik ödemenin yapıldığı — tarihinden, bu talebin kabul olmaması halinde davalının temerrüt tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faiziyle birlikte davalıdan alınmasını yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının huzurda açılan dava gereği dayandığı tüm delil ve belgelerinin tebliğ ettirilmediğini, davanın belirsiz dava açılmasında hukuken menfaati bulunmadığını, sigorta şirketine başvuru şartının yerine getirilmediğini, Müvekkil şirketin sorumluluğunun sadece gerçek ve doğrudan zarar kalemleri için olduğunu, davacının tedavi gideri, geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi süresinde ortaya çıkan bakıcı giderleri ve diğer tüm giderler tedavi teminatı kapsamında olduğundan ilgili mevzuat kapsamında —– tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden müvekkili herhangi bir şekilde sorumlu tutulamayacağını,maluliyet tazminatı talebinde veya maluliytet oranının değiştiği iddiası bulunan davacının iddia ettiği maluliyet durumunun bulunup bulunmadığının genel şartlara uygun olarak tespiti bakımından dosyanın—– rapor alınması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olması nedeniyle haksız davanın reddini, müvekkilinin geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadığını, müvekkilinin — ödeme yaparak sorumluluğunu yerine getirdiğini, maluliyet raporunun—- alınması gerektiğini, müterafik kusurun değerlendirilmesini, — tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespitini, faizin yasal olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: ——-Maluliyete ——, Bilirkişi Raporları, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, Trafik Kazası nedeniyle —— sigortasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Öncelikle dosyaya mübrez —— göre zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı da kaydedilmelidir.
Öncelikle davanın niteliğine ve uyuşmazlığın çözüne ilişkin olmak üzere KARAYOLLARI YOLCU TAŞIMACILIĞI ZORUNLU KOLTUK FERDİ KAZA POLİÇESİ/SİGORTASI HAKKINDA BİR KISIM AÇIKLAMALAR YAPILACAK VE ARDINDAN ELDEKİ UYUŞMAZLIK ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRME YAPILACAKTIR.
Karayolları yolcu taşımacılığı —- ve doğrudan hak sahipleri — yararına oluşturulan kişisel kaza sigortasıdır. —- insan hayatı koruma altına alınmak istenilmektedir. Sigorta türleri arasında yer alan —-kişinin kendi iradesi dışında ani ve dışsal bir olay ya da kaza nedeniyle ölmesi ya da sakat kalması durumlarını güvence altına alır. —–ireysel kaza sigortası olarak yolcuların ve görevlilerin yolculuk boyunca —— içinde veya dışında başlarına gelebilecek her türlü kazalara karşı onların canlarını güvence altına almaktadır. Ödenecek tazminat miktarı yönünden “zarar sigortası-meblâğ sigortası” ayrımında —- sigortası”dır. Keza isminde de anlaşılacağı üzere zorunlu sigorta türüdür Sorumluluk sigortalarının zorunlu hale getirilmesindeki amaç, tehlike saçan işletme ve araçlar nedeniyle zarara uğrayan üçüncü kişilerin korunmasıdır. — Sigortası, doğrudan sigortalılar —— Taşımacı, sürücü ve yardımcıları kusursuz olsalar bile, sigortacı ödeme yapmak zorundadır ve bir zarar sigortası değil, bir tutar (meblâğ) sigortası olduğu için, somut zarar ne olursa olsun, bir zarar hesabı yapılmaksızın poliçede yazılı tutar haksahiplerine ödenir.
—— taşımalarında,——- yaptırılması —— denilmiş;
——- yaptırılmasını zorunlu tutmuştur. —–konusu sigortayı yaptırmayan yetki belgesi sahiplerinin yolcu taşımacılığı yapamayacağına amirdir.
——– yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, —— içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve —– yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar —-yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza —-olup, kazanın oluşunda taşımacının ya da sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak; yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir.
Ödenecek tazminat miktarı yönünden —– Zarar sigortasında sigortacının ödeyeceği tutar,— olmayıp, sigortalının ya da üçüncü kişinin uğradığı “zararın tutarı”dır. Meblâğ sigortasında ise, sigortacı, sigorta ettirilen kişinin zarara uğraması durumunda, somut zarar ne olursa olsun, sigorta sözleşmesinde belirlenen tutarı (meblâğı), başka bir deyişle, sigorta poliçesinde yazılı olan “sigorta bedelini” eksiksiz ve tam ödemek zorundadır.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile buna bağlı Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen —–fıkrasında: “Bu sigorta ile teminat altına alınan bir kaza, sigortalının kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde sakatlığına yol açtığı takdirde, tıbbi tedavinin sona ermesi ve sakatlığın kesin olarak tespiti sonucunda, sakatlık tazminatı aşağıda belirtilen oranlar dahilinde kendisine ödenir.“ denildikten sonra, hangi zarar durumunda veya organ kaybında ne oranda tazminat ödeneceği —- tablo halinde gösterilmiştir.
Buna göre, bu sigorta türünün sigortalı olarak gösterilen yolcu, sürücü ve sürücü yardımcıları yararına yapılmış bir ferdi kaza meblağ sigortası olduğu, poliçede yazılı maluliyetin gerçekleşmesi halinde, iş göremezlik halinin oluştuğu organ veya organlar dikkate alınarak, sigorta bedelinin poliçede belirlenen oranı dâhilinde ödeme yapılmasını gerektiren bir sigorta türü ferdi kaza sigortaları, can sigortası türlerinden olup, meblağ sigortası olması itibariyle de, ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu; yaralanma halinde ise, yapılan tedavi giderleri bakımından buna ilişkin limiti geçmemek üzere ve yapılan harcama kadar nispi; sürekli sakatlık halinde ise, sakat kalma oranı ve sakatlığın derecesine göre limitin belli oranı olmak üzere, sigorta bedelinin ödenmesini gerektirir. Uyuşmazlık halinde bu yönlerin ispatlanması yeterli olup, gerçek zararın hesaplatılmasına girişilmeksizin, tespit edilecek bu miktarların aynen ödenmesi gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı—- yolcu olarak bulunduğu ve —– tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucunda yaralandığı sabittir. Bu cümleden olmak üzere davacı hakkında birden fazla rapor düzenlendiği ancak kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre hazırlanan —– rapora göre davacının tüm vücut engellilik oranının —- olduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren—- kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği de vazıhtır. Uyuşmazlığı ve taraflara doğrudan etki eden sigorta sözleşmesine gelince davalı sigorta şirketinin az yukarıda plakası —- başlangıç ve bitiş tarihli —— kaza sigortası poliçesi ile sürekli sakatlık halinde koltuk başına —- olarak sigortaladığı ve kazanının —–tarihinde işbu sigorta süresi içinde meydana geldiği de tartışmasızdır. Mahkememizce açıklanan hususlar muvacehesinde taraflarca gösterilen deliler ve resen getirtilmesi gerek tüm deliller toplanıp incelenmiştir. Yine bu kapsamda dosya doktor ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişilere verilerek rapor alınmıştır.—- tarafından hazırlanan raporda teminatın % 90 kısmını talep edebileceği bildirilmiştir. İşbu rapora göre bilirkişi — tarafından hazırlanan raporda da özetle davacının —- talep edebileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporları taraf vekillerine tebliğ edilerek beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Davacı vekili tarafından verilen talep arttırım dilekçesi ile davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme olan —- tenzil edilmek suretiyle davanın—- üzerinden kabulüne karar verilmesi istenmiş ve harç tamamlanmıştır. Mahkememizce yapılan değerlendirme de öncelikle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1420. maddesinin birinci fıkrasında; “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” düzenlemesi de gözetildiğinde maluliyete ilişkin rapor ve tarihine göre işbu savunma dinlenmemiştir. Öte yandan zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiş olup düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Ancak somut olayda mahkememizce de benimsenen ve aynı kazaya ilişkin olarak düzenlenen—–dosyasına sunulan ve —— tarafından hazırlanan bilirkişi raporu da gözetilerek davacıya herhangi bir kusur atfedilmemiş ve dolayısıyla müterafik kusura ilişkin savunma da dinlenmemiştir. Burada yeri gelmişken sürücünün kusurunun dava konusu olaya ve tazminata bir etkisinin olmadığı da hemen ifade edilmelidir. Hasılı kelam, mahkememizce bilirkişiler tarafından sunulan yukarıda bahsi geçen raporlar genel olarak gerekçeli, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bulunmuştur. Davacı vekili tarafından davanın 6100 Sayılı HMK’nın 107. maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak açılması ve verilen talep artırım dilekçesi ve başvuru sonucu kısmi ödemeye göre temerrütün kısmi ödeme tarihi itibariyle gerçekleştiği hususları hasseten gözetilmiştir. Binaenaleyh; davacı tarafından usul ve yasaya uygun olarak ispatlanan davanın, taleple bağlılık ilkesi ve sigortalı aracın tescil ve poliçeden anlaşılan ticari vasfına göre—-ticari faiz tür ve oranı da gözetilerek davanın kabulü ile, toplam — maddi tazminatının temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince davalı sigorta şirketi sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi ——bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama giderleri olarak davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddelesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-)Davanın kabulü ile toplam— maddi tazminatının temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.694,38 TL karar ve ilam harcının 136,62 TL peşin harç ve 198,10 TL tamamlama harcının mahsubuyla bakiye 6.359,66 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı 136,62 TL peşin harç , 198,10 TL tamamlama harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 119,00 TL posta masrafı ve 1.550,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.015,92 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 13.260,00 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle ——– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/03/2022