Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/61 E. 2023/495 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/61 Esas
KARAR NO: 2023/495
DAVA: Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/01/2020
KARAR TARİHİ: 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.01.2015 tarihinde —— Müdürlüğü’nde ——- ilan numarası ile tescil edilen —– Şti. Şirketinin sermayesinin 200.000,00 TL olup 100.000,00 TL ——, 100.000,00 TL … (TC:…) tarafından taahhüt edilerek ödendiğini, aynı tarihli ilan ile; ”ilk 5 yıl için ——– ve …. müdür olarak seçilmesine ve müştereken temsil yetkileri bulunduğuna..” karar verilerek ilan edildiğini, aynı ilan ile şirket karının dağıtımı ” Şirketin net dönem karı yapılmış her çeşit masrafların çıkarılmasından sonra kalan miktardır. Net dönem karından her yıl %5 genel kanuni yedek akçe ayrılır; kalan miktar, genel kurul kararı ile pay sahiplerine kar payı olarak dağıtılır. ” dendiğini, müvekkili şirket ortağı tarafından 24.12.2018 tarihinde borçların sorumluluğunda olan kısmı ödenerek kendi payı ——- sayılı ilan ile ——–devredilmiştir. Ancak şüpheli tarafından gerçekleştirilen suça konu işlemler müvekkil ortaklık döneminde gerçekleştirilmiş ve hem müvekkili şirket hem de müvekkili devir gerçekleştiren eski ortağın zarara uğratıldığını, şirket ortakları ve müdürleri olarak … ve ——— şirketi müşterek imza ile yetki sahibi bulunduğunu, şirket ortağı ve müdürlerinden olan şüpheli … tarafından şirketin yönetimi ve yetkilerin kullanımı sırasında güveni kötüye kullanmak sureti ile, hem şirket hem de diğer şirket ortağını zarara uğratıldığını, şüpheli tarafından; şirketin ——– Bankası nezdinde bulunan hesaplarından müşterek imza ile talimat işlemi gerçekleştirilmesi gerekirken hem tek imza hem de diğer müvekkili müdürün imzası sahte olarak kullanılmak üzere pek çok para transferi ve kendi namına yarar sağlama gerçekleştirildiğini, ——– Bankası nezdinde yapılan işlemler incelendiğinde, müşterek imzaların müvekkiline ait olmadığını ve banka tarafından da kusurlu şekilde tek imza ile de işlem gerçekleştirildiğini, şirketin bu şekilde borçlandırıldığının ortaya çıkacağını, müvekkilleri tarafından davalı bankadan pek çok kez hesap dökümü ve talimat ile yapılan işlemlerdeki imzalar kontrol edilmek istenmesine rağmen davalı banka tarafından müvekkillerinin bu hakkı hukuka aykırı olarak kısıtlanmış ve müvekkillerin kendi şirket hesapları üzerindeki yetkileri kullanma ve mevcut zararları tespit etmesinin engellendiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, diğer ortak … ve şirketin mali müşaviri arasında mevcut olan yakınlık ve işlemleri birlikte yürütme nedeni ile müvekkillerinin ticari defterleri incelemesine engel olunmakta ve mali müşavirin alıkoymakta olduğu ticari defterlere ulaşılamadığını, bu nedenle şirketin zararı tam olarak tespit edilememekte ve tespitinin mahkeme aracılığı ile yapılmasını talep etme zorunluluğu meydana geldiğini, ticari defterlerine ulaşamayan şirket ve eski ortağı tarafından, yapılan pek çok hatalı işlem nedeniyle vergi borçları oluştuğunun tespiti sonucunda vergi dairesi ve bankaya yapılan başvurular ile hukuka aykırı işlemler bulunduğu öğrenildiğini, ancak müvekkillerinin ne davalı bankadan ne de şirket eski mali müşavirinden yapılan hukuka aykırı işlemleri belirlemek üzere gereken evrak ve ticari defter kayıtlarını alamadığını, davalı banka hakkında, işbu kayıtları teslim etmemesi ve sorumluluğuna aykırı şekilde müşterek imza gerekliliğine uymaması, müvekkili tarafından verilen internet bankacılığının kapatılması talimatlarına uyulmaması nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu, aynı şekilde diğer müdür … hakkında mali müşavir ile birlikte gerçekleştirdiği ve şirketten gizleyerek yaptığı sahte imza içeren pek işleme ilişkin suç duyurusunda bulunulduğunu, ——- nezdinde; şüpheliye verilen internet üzerinden kullanım hakkı 20.12.2016 yılında bir kaç işleminin fark edilmesi üzerine geri alındığını, ancak yetkinin talimat ile geri alınmasına rağmen şüphelinin hem banka kusuru hem de kendi sahte imza kullanımı ile işlem gerçekleştirmeye devam ettiğinin tespit edildiğini ve ancak bankadan yeterli bilgi alınamaması nedeni ile net olarak belirlenemediğini, banka tarafından çift imza yetkisi gerekmesine rağmen ne şekilde paraların talimat yolu çekilmesine ve transfer edilmesine, internet bankacılığı kullanımının kapatılmasına ilişkin başvuru yapılmasına rağmen banka tarafından bu işlemin neden yapılmadığı anlaşılamadığını ve müşteki tarafından bankaya başvuru yapılması ve hesapların incelenmesi için hesap dökümleri ve talimat evraklarındaki imzaların tarafına teslimi istenmesine rağmen —— Şubesi tarafından evrak tesliminden kaçınıldığını, banka tarafından şirketin müşterek imza ile işlem yapması gerektiğine dair karar bulunmasına rağmen işbu yetkiye aykırı olarak tek imza ile işlem yapılmasının, sahte imza kullanılan işlemlerde iştirak bulunması veya imzaların kontrollerinin yapılmadan işlemlerin gerçekleştirilmesine izin verilmesinin söz konusu olduğunu, sahte imza ve talimatlara rağmen internet bankacılığının kapatılmamış olması nedeniyle müştekilerin hesapları hakkında bilgi almak istemelerinin engellendiğini ve yapılan suç konusu işlemlerin gizlenmeye çalışıldığını, … tarafından müdürlük yetkisi kötüye kullanılarak kendi menfaatine şirket adına işlem yapılarak yarar sağlandığını ve şirket ile diğer müdür ortak aleyhine borçlanma gerçekleştirildiğini, şirket karının gizlendiğini, işlemleri kontrol ve ticari defterlere ulaşma hakkının kasıtlı olarak kısıtlandığını, davacı şirket ve şirket müdürü ortağın banka tarafından onaysız olan işlemler nedeniyle meydana gelmiş borçlanmalar sonucunda ticari itibarlarının zedelendiğini, davalı banka tarafından bu durumun kolaylaştırılması ve hukuka aykırı işlemlere iştirak edilmesi nedeniyle davalının şirket nezdinde meydana gelen zararlardan hem maddi hem de bankaya duyulan güvenin sarsılması ve şirketin ticari itibarının zedelenmesinin, gerçek olmayan borçlanmaların yapılması ve ödeme zorluğuna girilmesi nedeniyle meydana gelen manevi zarardan sorumluluğunun bulunduğunu, açıklanan nedenler ile; fazlaya ilişkin her türlü dava talep hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle banka ve mali müşavir tarafından belgelerin alıkonulması nedeniyle tam olarak tespit edilemeyen maddi zararın mahkeme aracılığı ile tespitini, açılan belirsiz alacak davasında zarar miktarı tespit edilene kadar fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir hukuka aykırı işlem tarihinden itibaren ve zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 1.000,00 TL maddi zararın, şirketin hatalı işlemler neticesinde ile ticari itibarının sarsılmasından dolayı 50.000,00 TL manevi zararın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılardan ——- Şti. tarafından Mahkemeyi ibraz olunan vekaletnamenin hukuka aykırı olduğunu, vekaletnamede diğer müşterek yetkili …. imzasının yer almadığını, davacı şirket yönünden, huzurdaki davanın esasına girilmeden evvel dava şartı noksanlığı ve 6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacılardan ——- 24/12/2018 tarihinde kendi payını tüm aktifi, pasifi ve Sigorta ve vergi borçlarıyla, hukuki ve mali yükümlülükleriyle dava dışı ——- devrettiğini, davacı yanın iddialarını kesinlikle kabul etmemek kaydıyla iş bu iddiaların bir an için kabul edilebileceği varsayımında dahi müvekkili bankaya kusur ve sorumluluk izafe edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacılar, dava dilekçesinde, bahsolunan işlemlere, hakkında savcılık şikayetinde de bulunduğunu, şirket ortağı ve müdürlerinden … ve şirketin eski mali müşavirinin sebep olduğunu beyan ettiğini, hal böyle iken; huzurdaki davanın şirket ortağı ve müdürlerinden … ve şirket eski mali müşavirine yöneltilmesi gerekirken müvekkili bankaya yöneltilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, davanın, öncelikle dava dışı … ve davacı tarafça isim ve adres bilgileri bildirildiğinde şirket eski mali müşavirine ihbar edilmesini talep ettiklerini, davacının 1.000,00 TL olarak belirlediği maddi tazminatı hangi iş ve işlemlere göre belirlediğini, neticeden hangi tarih ve tutarlı işlemlere itiraz ettiğini açıkça belirtmesi ve neticeden itiraz ettiği tüm tutara ilişkin eksik harcı tamamlaması gerektiğini, somut olayda, müvekkili Banka’nın iddia olunan sorumluluğunun her bir işlem bakımından ayrı ayrı tartışılması gerekliliği karşısında davacı yanın netice-i talebi olarak belirttiği 1.000,00 TL ‘nin dava konusu hangi işleme/işlemlere ilişkin olduğunun açıklanmasının hukuki bir zorunluluk olduğunu, bu zorunluluğu açık ve net biçimde karşılamayan dava dilekçesinin ise dava dilekçesinin zorunlu içeriğini belirleyen HMK mad 119 hükmüne, bu kapsamda özellikle HMK maddesi 119/1-ğ hükmüne uygunluğundan söz edilemeyeceğinin açık olduğunu, müvekkili banka ile davacı ——- müşterek yetkilisi olduğu ——- Şti arasında 06/02/2015 tarihinde “Ticari Müşterisi sözleşmesi” imzalandığını, davacı şirket ile akdolunan sözleşmeye esas olmak üzere ibraz olunan Ticaret Sicil Kaydı ve imza sirkülerine göre, ——- ve dava dışı … davacı şirketi müştereken temsile yetkili olduğunu, ancak davacılardan —— 24/12/2018 tarihinde, davacı şirketteki hissesini, bütün aktif, pasifi ve sigorta ve vergi borçlarıyla, hukuki ve mali yükümlülükleriyle birlikte şirketin tüm borçlarını ödeme karşılığında dava dışı —— devrettiğini, iş bu devir tarihinden yaklaşık bir yıl bir ay sonra huzurdaki davacı ikame ettiğini, davacı yanın, dava dilekçesi incelendiğinde açıkça görüleceği üzere beyan ve iddialar arasında çelişkiler mevcut olduğunu, davacılardan şirket eski ortağı ——- ile dava dışı şirket ortağı … internet bankacılığı erişimi bulunmakta ve her iki ortağın da internet bankacılığı kullanımına ilişkin başvuru formunda müşterek imzası yer aldığını, dolayısıyla dolayısı ile gerekli görülmesi halinde müvekkili bankanın dijital kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile de davacılara online bankacılık hizmetlerinin sunulduğunun ispat olunacağını, izah olunduğu üzere, davacı şirket ve şirket eski ortağının hesaplarına erişemediğine ilişkin beyanlarının salt huzurdaki davaya dayanak sağlamak adına beyan edilmiş iddialardan öte olmadığını, bu hususta hiçbir somut delilin dosyaya ibraz edilmediğini, davacı yanın bankaya başvurduğu ancak kendisine bilgi verilmediğine ilişkin iddialarını ispat etmesi gerektiğini, ancak bu hususta da hiçbir somut delil ibraz edilmediğini, öncelikle, davacı şirket yönünden davanın HMK 114/1-f ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacılardan —— yönünden aktif husumet, müvekkil banka yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, dava dilekçesi HMK md 119/1-ğ hükmüne açıkça aykırı olan davacı yana, netice-i talebini açıklamak, somutlaştırmak ve 1.000,00 TL ile sınırlanmış olduğu müddeabihin dava neden ve sebebi olarak dayandığı işlemlerden hangisine ilişkin olduğunu açıklamak bakımından HMK md. 119/2 hükmü gereğince 1 haftalık kesin süre verilmesine, keza ihbar taleplerinin kabulü ile davanın, dava konusu ödeme işlemlerinin şüphelisi ve rücu borçlusu konumundaki … ile davacı tarafça adı ve adresi bildirildiğinde şirketin mali müşavirine ihbarına, davacı yanın, haklılıktan maddi ve hukuki dayanaktan, nihayet iyi niyetten yoksun davası ve tazminat taleplerinin esastan ve tümden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER: Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Son Tutanağı, —— Ticaret Sicili Kayıtları, Davalı Banka Kayıtları. ——- Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu’nun ——- Esas Sayılı Dosyası UYAP Sureti,… İfade Tutanağı,Tanık Beyanları, Bilirkişi Heyet Raporu, Dosyadaki Sair Bilgi Ve Belgeler.

İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ, VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI : Dava, Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) İstemine İlişkindir.6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamsıyla dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak öncelikle arabuluculuk dava şartı olmak üzere HMK’nin 114 ve 115.maddeleri kapsamında dava şartları ile hak düşürücü süre incelenmek suretiyle ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan taraf vekillerinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanlari üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, son duruşmada taraf vekillerinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlığa konu somut olayda; davacı —— Şirketinin ortağı ve müşterek imza ile yetkili temsilcisi olan … tarafından şirketin yönetim ve temsili kapsamında davalı banka nezdinde yapılan işlemlerin şirketi ve davacı ortağı zarara uğrattığı ileri sürülerek işlemlerin tarafı ve muhatabı olduğu gerekçesiyle davalı bankadan maddi ve manevi tazminat talep edilmiştir. Mahkememizce taraf vekillerince gösterilen deliller toplanmış ve uyuşşmazlığın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden—— Bilirkişilik Bölge Kurulu Listesinden resen seçilecek bir serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi, bir nitelikli hesaplamalar uzmanı (Ticaret ve Borçlar Hukuku konusunda kariyer sahibi), bir bankacılık konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek tarafların iddia ve savunmaları, ve özellikle davacıların dava dışı şirket hakkında yapılan işlemler nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığı ve zarar miktarı hususlarında rapor düzenlenmesi istenmiştir. Bilirkişi Heyetini oluşturan SMMM ——, Bankacılık Konusunda uzman —— ve Nitelikli hesaplamalar uzmanı ——- tarafından hazırlanan 01.02.2023 tarihli raporda özetle; Dava dışı ortak ve dava dışı şirketin temsilcisi olarak hareket eden şahsın temsil yetkisi sınırları içinde olağan işlemler yapması sebebiyle müvekkil şirket ile davalı banka bakımından bağlayıcı ve geçerli olduğu; temsil yetkisinin birlikte temsil kaydı sınırlandırılmasının BK m. 549 uyarınca ticaret siciline tescil edildiği görüldüğünden usulüne uygun yapıldığı; davacı ——- BK m. 550 hükmüne uygun olarak temsil yetkisinin sona erdiğinin de 11.02.2019 tarihinde ticaret siciline tescil ve ilan edildiğinin anlaşıldığı; dava konusu yapılan maddi zarara sebep olduğu ileri sürülen işlemlerin davacı ——- ile dava dışı ——- birlikte temsil yetkisine sahip oldukları tarih aralığında ve internet bankacılığı üzerinden yapıldığı, Davalı şirketin internet aracılığıyla bankacılık hizmeti sunarken sağladığı güvenlik hususundan kaynaklı bir iddia bulunmamakla birlikte, yapılan işlemlerde davacıların zarara uğramadığı gibi ilgili tarihlerde yetkili temsilci olarak internet bankacılığı işlemlerin hesap hareketlerini kontrol imkanının bulunduğu, davacının zarara uğramadığı; davalının kusurlu olmadığı ve dolaysıyla hesaplanması gereken bir zarar miktarının da bulunmadığı yönünde tespit ve görüşlerine ilişkin rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve rapora karşı taraf vekillerince beyan ve itiraz dilekçeleri verilmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede olayın haksız fiil niteliğinde olduğu ,bilindiği üzere haksız ise fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 6100 Sayılı HMK’nın 190. maddelerinie göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır. 6098 Sayılı TBK’nin 50.maddesine göre de zarar gören ,zararını ve zarar verenini kusurunu ispat yükü altındadır. Bu bilgiler ışığında tekrar olayımıza dönüldüğünde ; bilirkişi heyet raporuna da açıkça yansıdığı üzere davalı bankanın herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığı anlaşılmış olup davacılar tarafından yukarıda açıklanan şekilde zarar verenin kusuru ispatlanamamıştır. Binaenaleyh; dosyaya sunulan ve gerekçeli ,hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi heyet raporu, tanık beyanı ve sair tüm deliller ışığında davacıların TBK’nin 49/1,50/1 nezdinde TMK, 6 ve HMK, 190. maddelerine göre davalarını ispat edemediği; savunmanın olayların gerçekleşme biçim ve akışına uygun olduğu ve hukuki sebep ve sonuçları itibariyle davalı bankayı haklı kıldığı sonuç ve kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir. (AY-138/1)6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden aynı yasanın 326/1,3 madde ve fıkraları gereğince aleyhinde karar verilen davacılar olayda davaların yığılması bulunduğu da (objektif dava bireşmesi) gözetilerek sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davacılardan mütesesilen alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacıların davasının ayrı ayrı esastan REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 870,96 TL harçtan mahsubuyla bakiye 691,05 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacılara iadesine,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
5-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davalı vekili için, maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 3/2, 13/1,13/2 maddeleri uyarınca hesap ve takdir edilen 1.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
6-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davalı vekili için, manevi tazminat talebi yönüden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 3/2, 10/3,4 maddeleri uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
7-)Davalı tarafından kendisini vekille temsil ettirmek dışında (HMK’nin 323/1/ğ) yapılmış başka bir yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansın yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; ——- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023