Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/606 E. 2022/476 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/363
KARAR NO: 2022/441
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/02/2020
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından davalılar —– şirketi ile ——- aleyhine açılan ve dilekçede ileri sürülen sebeplerle davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan kredi genel sözleşmesine dayalı olarak borçlu şirkete kredi kullandırıldığı, diğer davalının şirketin yetkilisi ve ortağı olup müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış olduğu, söz konusu krediden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine ——– yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine icra takibine geçildiği, bankanın dilekçede belirtilen şekilde —- bedelle birinci dereceden ipoteği olması sebebiyle söz konusu ipotek limiti dışında kalan —- açısından asıl borçlu-davalı şirket ve tahsilde tekerrür olmamak üzere — üzerinden ise davalı—- aleyhine ——-dosyası üzerinden yapılan takibe itiraz üzerine dava şartı olan arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ancak anlaşma sağlanamadığı ve hem yetkiye ve hem de borca yönelik itirazların haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiş olup —Esas sayılı bu davanın—– tarihli ön inceleme duruşmasında davalı şirket hakkındaki dava yönünden süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olmasına yönelik dava şartı eksikliği bulunduğu tespit edildiğinden davalı şirket yönünden gerekli usuli karar verilmek üzere davanın tefrikine karar verilmiş olup davalı şirket yönünden tefrik edilen dava Mahkememizin —- Esasına tevzi edilmiş olup——- sayılı kararla davanın usulden reddine karar verilerek bilgi mahiyetinde bu kararın bir örneği eldeki bu dava dosyasına alınmıştır.
Yukarıda açıklanan tefrik kararına da bağlı olarak sonuçta eldeki bu —- Esas sayılı dava başlıkta belirtildiği gibi davalı —— yönünden görülüp aşağıdaki şekilde sonuçlandırılmıştır.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı tarafından gönderilen cevap dilekçesinde adresinin — olması nedeniyle—– Mahkemelerinin yetkili olduğu ve ayrıca Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle göreve ve yetkiye ilişkin itirazlarda bulunulmak suretiyle esas bakımından da davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İbraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağına göre—- ve arabuluculuk numarası ———–tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, davalı tarafın toplantıya katılmaması nedeniyle, —- tarihli anlaşmama son tutanağının düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Celp edilip incelenen söz konusu— sayılı icra dosyasına göre taraflarla ilgili olduğu, —- asıl alacak———-davalı yönünden süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olduğu, icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiği, takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapıldığı belirlenmiştir.
Dava dilekçesine, celp edilip incelenen icra dosyasına, ön inceleme duruşmasında belirlenen ihtilaf noktalarına ve dosya kapsamına göre dava ticari kredi ilişkisine dayalı olarak yapılan takibe itirazın iptaline ve buna bağlı olarak talep edilen icra tazminatına yöneliktir.
Ön inceleme duruşmasında yapılan irdelemede davanın niteliğine ve takibin kredi sözleşmesinden kaynaklanmış olmasına nazaran görev itirazı ve taraflar arasındaki sözleşmede yer alan yetki şartına göre —– Mahkemeleri ve——- İcra Müdürlükleri yetkili kılınmış olduğundan icra dairesinin yetkisine itiraz yerinde görülmeyerek icra dairesinin yetkisine itirazın kaldırılmasına ve borca itirazın esasına girilmiş olup aynı şekilde yine taraflar arasındaki sözleşmede yer alan yetki şartına göre ——– Mahkemeleri yetkili kılınmış olduğundan Mahkememizin yetkisine itirazın da reddine karar verilerek ihtilaflı noktalar tespit edilmek suretiyle tahkikata geçilmiştir.
Deliller toplanarak taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi içeriği ve davanın niteliği gözetilerek banka kayıtları ile davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bir bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor temini yoluna gidilmiştir.
—– yevmiye nolu ihtarnamesi ile takibe ve davaya konu borcun ödenmesi için davalıya gönderilen ihtarın —- tarihinde tebliğ edildiği ve ihtar ile birlikte — gün süre tanınmış olduğu ve sürenin hafta sonuna rastlaması nedeniyle temerrüdün — tarihi itibariyle oluştuğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından yukarıda açıklanan şekilde dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının aydınlatılması yönünden Mahkememizce de yeterli görülen —- tarihli raporda asıl borçlu —– ünvanlı şirket ile davacı bankanın —- kredi limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı —- bu sözleşmenin kefili olarak ve kanuna uygun bir şekilde imzalamış olduğu kefalet limitinin de —- olduğu, ihtarnamenin — tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede 1 gün süre tanındığı ve temerrüdün —- tarihinde oluştuğu, asıl borçlu şirketin kredilerinin teminatında birinci dereceden —- bedelle maliki —-olan bağımsız bölüm ipoteği bulunduğu, asıl borçlu şirket yönünden — üzerinden ve müteselsil kefil olan davalı — yönünden ise —- üzerinden takibin yapılmış olduğu, asıl borçlunun kredi geri ödemelerinde ödeme güçlüğü çekmesi nedeniyle genel kredi sözleşmesi gereği müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan —- bu borçlardan kefalet limiti kadar sorumlu olduğu, kefaletin geçerliliğini koruduğu ve takibe konu borç miktarının kefalet limiti dahilinde olduğu, takip tarihi itibari ile davacı bankanın davalıdan —— alacağı olduğu hesaplanarak değerlendirilmek suretiyle ulaşılan kanaat açıklanmış olup raporda da belirtildiği gibi bu hesap ve takip talebinde ki taleple bağlılık gözetildiğinde ise takip tarihi itibari ile davacı bankanın davalıdan—- asıl alacak, —- ihtar masrafı olmak üzere toplam ——– alacağı olduğu anlaşılmıştır.
Raporun tebliğine rağmen davalı tarafından rapora karşı herhangi bir beyanda bulunulmamış olup, davacı vekili tarafından ileri sürülen itirazların mahiyeti gözetilerek ek rapor alınması yoluna gidilmesi uygun görülmüş olup temin edilen ek rapor kök raporu teyit etmiştir.
Ek raporun tebliğine rağmen ek rapora karşı itirazda bulunulmamıştır.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi*1* yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. ——— Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 – —–
—– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
—- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın ——yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
—–
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
—–Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A- ——-
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.

(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre —– bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. ——- bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak celp edilip incelenen icra dosyası, kredi sözleşmesi, kefalet sözleşmesi ve limiti, kat ihtarı, buna ilişkin ihtarnamenin içeriği ve tebliğ tarihi; takibin tahsilde tekerrür olmama kaydına bağlı olması, dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup Mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen rapor ve raporu teyit eden ek rapor; rapora itirazların yerinde görülmemesi, yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın söz konusu rapor ve raporu teyit eden ek rapor ile taleple bağlılık doğrultusunda kısmen sübuta erdiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı adı altında talep ettiği icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmü, bu konuda yerleşen yargısal uygulama, davanın niteliği, davalının takibe itirazının haksız çıkması, kabule konu asıl alacak yönünden alacağın davalı tarafça hesaplanabilir-bilinebilir olması nedeni ile likit ve belirli olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından kabule konu asıl alacak miktarı olan —- üzerinden %20 oranında icra tazminatına da karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, söz konusu asıl alacak miktarının %20 oranına tekabül eden —– icra tazminatına da hükmolunmuş ise de kısmen red yönünden davacı-takip alacaklısının kötü niyeti sabit görülmediğinden davacı aleyhine icra tazminatına hükmolunmamıştır.
Harç yönünden kabule konu toplam dava değeri olan —— matrah üzerinden işlem yapılmış ve avukatlık ücreti hesabı yönünden de harca esas alınan bu bedel gözetilmiştir.
Son olarak belirtmek gerekir ki dava kısmen kabul edilmiş ise de yukarıya aynen alınan yasal düzenleme gereğince ve davalı arabuluculuk görüşmesine katılmadığı için anlaşamamaya yönelik son tutanak düzenlenmiş olduğundan davalı yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile,
—– Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibin —— ihtarname masrafı olmak üzere toplam —– üzerinden yürütülmesine, itirazın belirtilen çerçevede iptaline ve takibin belirtilen çerçevede devamına,
2-%20 icra tazminatı ——– davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Harç muafiyeti nedeniyle başlangıçta harç alınmamış olması da gözetilerek sonuçta:
Gerekçede açıklanan matrah üzerinden hesaplanan 41.703,05 TL nispi karar harcı ile 54,40 TL başvurma harcının toplamı olan 41.757,45 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak Arabulucuk Bürosu tarafından yapılan ve ———- karşılanan 1.320,00 TL zaruri giderin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Yargılama giderinin tamamından gerekçede belirtilen sebeple davalının sorumlu olması nedeniyle sonuçta davacı tarafından harç dışında yapılan toplam 1.394,00 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
8-Davacı vekili için kabule konu toplam değer üzerinden tarife gereğince hesap ve takdir edilen 47.575,00 TL nispi avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——-Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2022