Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/591 E. 2021/389 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/591 Esas
KARAR NO: 2021/389
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/07/2020
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —– davalı—– alım satımına dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, verilen hizmet ve sağlanan ürün ve mallar karşılığından davalı adına fatura düzenlendiği fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine , —– kapsamında sigortalı olması sebebiyle sigorta şirketi tarafından müvekkili şirkete — tarihinde — tutarında tazminat ödemesi yapıldığı, icra takibinde asıl alacağınn dağılımının —- başlatıldığı, borçlu davalının itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu beyanla davanın kabulü ile itirazın iptaline, borçlu davalı hakkında %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacaklı olunduğu iddia edilen tutarın haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin davaya konu icra takibinde belirtildiği şekilde bir borcu olmadığı için ödeme yükümlülüğünün de olmadığını, davacıların hukuka ve hakkaniyete aykırı bu talebi, hem müvekkilini zarara uğratmak hem de müvekkilden haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu, bu sebeple davacının takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, temerrüt olgusunun gerçekleşmediği üzere faiz itirazı ile davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: —– sayılı dosyası —–, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan taraf vekillerinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu ——sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır;2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde—– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —— Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın—– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—— Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır. Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller toplanmış, incelenip tartışılmış ve duruşmaya katılan davacı vekilinin son beyanları alınarak aşağıdaki sonuca ulaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olaya baktığımızda; —– sayılı dosyasından davalı hakkında faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yukarıda açıklanan usul işlemlerine müteakiben taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi——- tarafından davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre davacıya ait defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasında ticari ve akdi ilişki tespit edilerek davacının davalıdan takip tarihi itibariyle — alacağının bulunduğu, davacı —şirketinin poliçe kapsamında — ödeme yaptığı , davacının bu ödemeye göre —– alacağının kaldığı yönünde tespit ve görüşlerini içeren rapor verildiği görülmüştür. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve taraf vekillerinin beyan ve itirazlarını bildirmeleri için gerekli yasal süre tanınmış ve rapora ilişkin beyanlar ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamıyla genel olarak uyumlu olduğu görülmüştür. Yapılan itirazların ise hakimlik bilgi ve tecrübesi ile çözüleceği anlaşılmakla ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir. Dosyaya mübrez tarafların —- göre cari ilişki kapsamında faturaları vergi dairelerine bildirdikleri ve yapılan bildirimlerin birbirleriyle uyumlu olduğu görülmüştür. —- faturaları ticari defterlerini işlediği ve vergi dairesine bildirdiği anlaşılmakla ödeme hususunu ispat etmesi gerekliliği ortadadır. Zira Ticari defterlere kaydedilmiş ve ——- bildirilmiş faturanın akdi ilişkinin varlığını da kanıtladığı kabul edilmektedir. Zira Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davalı taraf savunmasında ödemeye ilişkin bir delil öne sürmediği gibi ticari defterlerini de incelemeye ibraz etmemiştir. Somut olayda davacı —— TTK.1472.madde gereğince sigorta poliçesi kapsamında diğer davacıya ödediği miktarı rücuen tahisilini istemekte olup bu miktar da yapılan ödeme ve davacının ticari defter ve belgelerine göre açıkça ispat edilmiştir. Öte yandan davacı —- şirketinin ödeme tarihinden itibaren faiz isteyebileceği davacı şirketin ise icra takibi öncesinde karşı tarafı temerrüte düşürmediıinden icra takibinden önce faiz isteyemeyeceği gözetilmiştir. Böylece Davacıların davalarını TMK’nın 6. HMK’nın 190 ve 222/3 maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan ve karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle davacı şirketin kendi lehine delil olarak kabul edilen ticari defter ve kayıtları ile açıkça ispat ettikleri anlaşılmıştır. Binaenaleyh dosyaya mübrez bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek her bir davacı yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmak suretiyle davacı—-yönünden davanın kabulü ile , 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun—— işlemiş faiz olmak üzere toplam — yönünden yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa—- tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan—- değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen devamına, karar verilmiştir. davacı —- ise davanın kısmen kabul; kısmen reddi ile, 2004 sayılı iik’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun— dosyasına asıl alacak —yönünden yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa — takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan— ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya — ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise—– kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını alınan bilirkişi raporu ve özellikle vergi dairesi kayıtlarına bakıldığında açık ve net olarak bizzat kendi ticari defter ve kayıtlarına göre belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden cari hesap ilişkisine göre kalan alacak/borç likit ve muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla her bir davacı yönünden ayrı ayrı olmak üzere asıl alacakların %20’si oranında icra inkar tazminatlarının da davalıdan alınarak davacılara verilmesine hükmedilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk, aynı yasanın 326/2 Maddesi gereğince tarafların haklılık durumu esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul ve red oranına göre karşılıklı olarak taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A- Davacı ——YÖNÜNDEN ;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun — sayılı takip dosyasına — işlemiş faiz olmak üzere toplam — yönünden yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa — takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan —- oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, asıl alacağın —-icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B- Davacı —–
1-)Davanın KISMEN KABUL; KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —dosyasına asıl alacak —yönünden yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —- takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan —- ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle DEVAMINA;
3-)Davacının fazlaya —- ilişkin talebinin REDDİNE,
4-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, asıl alacağın —— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C- YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN;
1-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken —karar ve ilam harcından ; peşin alınan — icra dosyasına yatırılan — peşin harcın mahsubuyla bakiye —karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
2-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- bütçesinden ödenen kabul edilen miktar (%97) üzerinden hesaplanan —-arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- bütçesinden ödenen red edilen miktar (%0,03) üzerinden hesaplanan 39,60 TL arabuluculuk ücretinin davacı —— alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 7,80 TL vekalet harcı ve 1.616,81 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.679,01 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-)Davacılar tarafından yapılan 117,00 TL posta ücreti ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.117,00 TL yargılama giderinden davanın kabul — oranına göre — yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın —- davacılar üzerine bırakılmasına, davalı tarafından davanın vekille takibi dışında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Davacı —- kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1, maddesi uyarınca kabul edilen — miktar üzerinden hesaplanan — nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak işbu davacıya verilmesine,
7-)Davacı — kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1, maddesi uyarınca kabul edilen —miktar üzerinden hesaplanan —- nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak işbu davacıya verilmesine,
8-)Davalı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1, maddesi uyarınca reddedilen — miktar üzerinden hesaplanan –nispi/maktu vekalet ücretinın davacı —– alınarak davalıya verilmesine,
9-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda —– Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacılar ve davalı vekilinin yüzlerine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle ———– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/06/2021