Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/561 E. 2021/932 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/561 Esas
KARAR NO: 2021/932
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/07/2020
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — müvekkili şirket arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu, davalının bu ticari ilişkiden kaynaklarıan borcu bulunmadığını, Söz konusu asıl borcun —- olduğunu, borcun davalıdan tahsil edilemediğinden müvekkili tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, işbu sebeple itiraz iptali davası açma zorunluluğu doğduğunu, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiye istinaden davalı tarafından müvekkili şirkete —— numaralı irsaliye faturalar kesildiğini, müvekkili şirketin yukarıda açıklanan faturaların ödenmesini gerçekleştirdiğini, fatura bedellerinin ödendiğini gösterir banka dekontlarını dilekçe ekinde sayın sunduklarını, müvekkili şirket tarafından yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde kesilen irsaliye faturalarına konu hizmetlerin veya malların verilmediğinin tespit edildiğini, Bu kapsamda müvekkili şirket ile davalı arasında var olan borcu gösteren cari hesap ekstresini de mahkemeye sunduklarını, davalıya borcunu ödemesi için ihtarname keşide edilmiş ve söz konusu sebepsiz zenginleşme sebebiyle kazandığı haksız bedellerin geri ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalının borcunu ödemeye yanaşmadığını, davalının sebepsiz zenginleşmenin geri ödenmesi amacı ile davalı aleyhine —-takibi dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının işbu takibe haksızca ye mesnetsizce İtiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu belirterek davanın kabulü ile dava hakkında yapılan —asıl alacak açısından iptali ile icra takibinin —- tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiziyle birlikte devamına, Borçlunun takibe ilişkin haksız itirazının iptaline, Davalı borçlunun yerinde olmayan itirazı icrayı geciktirmeye yönelik olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Müvekkili şirketin alacaklarını korumak amacıyla davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İhtiyati Haciz Konulması kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP: 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. DavalI duruşmalara katılmamış, kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER: —– Bilirkişi Raporu, dosyadaki sair tüm diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak gönderilen ve yapılan davetiyeler sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilmiştir. Bu aşamada deliler toplanıp, incelenip değerlendirilerek tahkikat tamamlanmış ve duruşmaya katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas — sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; —-Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —-yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlığa konu olayda — davalı hakkında hizmet sözleşmesi gereğince düzenlenen faturalar nedeniyle hizmetin verilmemesine bağlı olarak ödendiği iddia edilen alacağın iadesi amacıyla icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davalı davaya cevap vermediğinden yasa gereği iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı şirket tarafından gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu verilmesi için konusunda uzman bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —- —- tarafından davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu raporda özetle; davacı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap bakiyesinin sıfır olduğu yönünde tespit ve görüş bildirildiği görülmüştür. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya tebliğ edilmiş ve bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve raporun dosya kapsamıyla uyumlu olduğu, davanın aydınlandığı değerlendirilerek usul ekonomisi ilkesi gereğince davacı vekilinin ek rapor veya farklı bilirkişiden yeniden rapor alınmasına yönelik talepleri dinlenmemiştir. Bilindiği üzere itirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı bir dava olup bu davayla alacağın varlığının ispatıyla duran icra takibin devamının sağlanması amaçlanmaktadır. Öte yandan—– kararlarında da vurgulandığı üzere; hukukî işlemden doğan borç ilişkilerinin başlıca kaynağı sözleşmedir. Her sözleşme, taraflar arasında bir hukukî ilişki meydana getirir. Sözleşme; hukukî bir sonuç doğurmak üzere, iki veya daha ziyade kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının uyuşmasını ifade eder. Sözleşmeden doğan borçlarda, borçlunun borcunu anlaşmaya uygun olarak yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun hareket etmezse, alacaklı borca aykırılık hükümlerini işletir ve mümkün ise borcun aynen ifasını, değilse doğan zararının giderilmesini talep eder. Borçlar Kanunu’nda sorumluluğun kaynaklarından biri olarak öngörülen sebepsiz zenginleşmede ise, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. Bütün bu açıklamalara göre, sebepsiz zenginleşme alacaklıya ikinci derecede—- bir dava hakkı temin eder. Mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Aynı ilkenin bir sonucu olarak, sözleşmeden doğan bir hukukî ilişkinin bulunduğu hâllerde veya mülkiyete dayalı dava açma olanağı bulunduğu hâllerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya döndüğümüzde basiretli tacir sıfatına sahip davacının hizmet sözleşmesi gereğince düzenlenen faturaları ticari defterlerine işlediği ve ödemelerini yaptığı halde sonradan sözleşmeye aykırılık iddiası ile sebepsiz zenginleşmeye dayalı talepte bulunması mümkün görülmemiştir. Binaenaleyh dosyaya mübrez bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek TMK’nın 6, ve HMK’nın 190 ve 222.maddeleri gereğince ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden aynı yasanın 326/1 Maddesi gereğince davacı sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan (913,14 TL) harçtan mahsubuyla bakiye 853,84 TL peşin harcın davacıya iadesine,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320.00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Davalı tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle —– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021