Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/552 E. 2020/557 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/490 Esas
KARAR NO: 2020/553
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, borçlunun toplam —- borcu bulunduğunu, borçlunun müvekkili olduğu şirket tarafından defaatle yapılar şifahi talepleri karşılıksız bıraktığını, ödeme hususunda herhangi bir olumlu dönüşte bulunmadığını, bu hususta arabulucuya başvurma şarıtnın gerçekleştirdiklerini, bu görüşmede de olumlu bir sonuç alınamadığını, bu nedenlerle herhangi bir ödeme yapmayan davalı taraf için ——— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER: ——- dosyası. Bilirkişi raporu, Arabuluculuk Tutanağı, Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; —– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Mahkememizce dava dilekçesi, —- sayılı takip sayılı dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı alacak ile ilgili olarak davacı tarafça bahse konu alacağı ilişkin —- sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali talep edilen icra takibinin dayanağı olarak cari hesap ekstresi gösterilmiştir. Bu durumda davacının defterlerinin lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, geçmiş defter kayıtlarının ticari ilişkinin başlangıcından itibaren incelenmesi, kayıtların usulüne uygun tutulması, birbirini doğrulaması ve defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması gerekir. Somut olayda davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davacı şirkete ait,— yılına ait yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış onaylarının yasal süresinde olduğu, bu nedenle — yılına ait ticari defterlerin TTK. Hükümlerine göre, usulüne uygun tutulmuş olduğu, buna karşılık — yılına ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin bulunmadığı (TTK Md.64/3), bu nedenle 2018 yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmamış olduğu tespit edilmiştir. HMK’nın 222.Maddesi uyarınca; “… Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır…. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” Hal böyle olunca, davacının açık hesap ilişkisinin başlangıcından itibaren usulüne uygun tutulmamış olan defterlerinin lehine delil olarak kabul edilmemiştir ve davacının incelenen ticari defter kayıtlarına göre davalıdan — takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf yemin deliline dayanmış, karar duruşmasında yemin delili hatırlatılmış ancak davacı vekili yemin delilinden vazgeçtiklerini belirtmiştir.
Tüm bu nedenlerle, davacının davalıdan alacaklı bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 275,19 TL harcın mahsubuyla arta kalan 220,79 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-)Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ,
6-)HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile —–Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/12/2020