Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/548 E. 2021/608 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/548 Esas
KARAR NO : 2021/608
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/07/2020
KARAR TARİHİ: 13/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı yan arasında kurulan ticari ilişki neticesinde, davalı yan müvekkil şirketten almış olduğu malların karşılığı olarak keşidecisi —- bedelli,—- ciro ederek müvekkil şirkete vermiş olduğunu, müvekkil şirket ise iş bu çeki ciro etmek sureti ile—– şirkete verdiğini ancak iş bu çek belirtilen şirketin uhdesinde iken zayi olduğundan konu ile ilgili olarak—— sayılı ilamı ile çekin iptaline karar verildiğini ve söz konusu kararın kesinleştiğini kararın kesinleşmesinin akabinde birden çok kez davalı şirkete ulaşılmaya çalışıldığını, çek bedelinin ödenmesinin talep edildiğini ancak hiçbir olumlu dönüş alınamaması üzerine müvekkil şirketin alacağının sağlanması amacıyla—– ile borçlu hakkında icra takibi yapıldığını ancak davalı şirketin süresi içinde itiraz etmesinden dolayı takibi durdurduğunu, davalı yanın itirazı tamamen kötü niyetli ve haksız olmakla, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptalini ve davalı yan aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı tarafın ticari bir ilişki içerisinde bulunduklarını ancak davacı yanın icra takibinde herhangi bir mal teslimine ilişkin bir fatura ile irsaliyeye dayanmamış olduğundan ve icra takibinde alacak kaynağı olarak göstermiş olduğu belgelerle bağlı olduğu takibe sıkı sıkıya bağlı olan işbu itirazın iptali davasında da mal teslimine ilişkin herhangi faturaya ve irsaliyeye dayanmamasından dolayı — takip dosyasında alacak kaynağı olarak fatura ve irsaliyeye itiraz ettiklerini, bu sebeple alacak iddiasını ispatlayamayan davacının işbu itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: —— dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması ve arabuluculuğa da başvuırmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
——–Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—- davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın—– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—-Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu —- sayılı icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
—– Karar sayılı dosyası celp olunup incelenmiş, taraflarının mahkememizin işbu dosyasındaki taraflar ile aynı olduğu icra takibine konu çekin kayıp nedeni ile iptaline karar verildiği anlaşılmıştır .
Dava dosyası taraflar arasındaki ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen — raporda sonuç olarak; takip alacaklısı borcun, ——–Karar sayılı ilamından ve cari hesap alacağından kaynaklandığı ileri sürerek, takip borçlusu aleyhine —- alacağının tahsili talebinde bulunduğu, davacı tarafından davalı adına yürütülen cari hesap muavin defter; davacının —tarihine kadar davalıya —- ödeme yapıldığı, bu süreçte davalıdan —-keşide tarihli — aldığı, davalının — tutarlı faturasını alacak kayıt edildiği ve —- tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının olmadığı görülmekle beraber; davalı tarafça davacıya cari hesaba mahsuben –tarihinde verilen— bedelli çek, ———Karar sayılı kararı ile zayi nedeniyle iptaline karar verildiği, bu durumda, davalının, davacıya cari hesaba mahsuben verilen — hesaba tanımlı— tutarlı çekin tahsil edilemediği, davacının davalıdan —–cari hesap alacağının olduğu sonucuna varıldığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan deliller, davacı vekilinin dava dilekçesi, davalı vekilinin davaya karşı cevapları, Mahkememiz dosyasına celp olunan — dosyası— sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın —— asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalı vekilinin icra takibine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğu, davacı vekilinin talebi üzerine —- karar sayılı dosyası ile taraflar arasında düzenlenen ve kaybolan çekin iptaline karar verildiği görülmüştür. Davaya konu çek—– sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş, bu karar kesinleşmiştir. İptal kararı hak sahipliğinin teşhisi hususunda rol oymamaktadır. Bu kararın maddi hukuk yönünden herhangi bir etkisi yoktur. Davacının alacaklı olduğunu göstermez. Ancak davacının senedi ibraz edememesine rağmen hak sahibiymiş gibi kabul edilmesine imkan verir. İptal kararı, bu kararı alan kişiye haklarını asıl borçluya karşı kullanma imkanı verir. Somut olayda dava konusu —– olduğu, çekin arka yüzünde sırasıyla; —— edildiği görülmüştür. Dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunda, taraflar arasında cari hesap ilişkisine istinaden ticari ilişkinin bulunduğu ve dava konusu çekin cari hesaba mahsuben davalı tarafından davacıya verildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacı taraf senette hak sahibi durumundadır. Borçlu davalı davacıya karşı ancak iyi niyetle ödeme yaptığını ispat etmek sureti ile bu borcundan kurtulabilir. Ayrıca davalı tarafın borcu ödediğine dair herhangi bir delil ibraz etmediği anlaşılmıştır.
Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının—- dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının —-gereğince iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise — kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan —— icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1. Maddesi gereğince davalının sorumlu tutulmasına karar verilerek HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜ İLE,
Davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile icra takibinin asıl alacak —takip tarihinden itibaren — değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Asıl alacağın %20’si olan —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.159,57 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 289,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 869,67 TL karar ve ilam harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı 289,90 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 27,50 TL posta masrafı ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 979,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 4.080 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile ———- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2021